A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları

  • Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi
M

Misafir

Forum Okuru
A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları
osmanlıca A harfi ile başlayan kelimelerin anlamları
A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları




Muhteşem Yüzyıl dizisiyle adeta yeniden doğan Osmanlı tarihi ve Osmanlıca günümüzde herkesin ilgi odağı oldu. bizde misafirimizin sorusu üzerine, bu sayfamızda A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamlarını sizlerle paylaşmak istiyoruz Melek'ler.

banyo-dolabi-soru-2f5.jpg


ABÂ: Bazı dervişlerin ve ilmiye mensuplarının giydikleri yünden yapılmış bir giysi

ÂBÂ VÜ ECDAD: Babalar, dedeler, atalar

ABD: Kul, köle, mahlûk Tasavvufta kâmil müslüman

ABD-İ MEMLUK: Kul, köle

ABES: Boş, saçma

ÂB-I HAYAT: Hayat suyu, içene ebedî hayat veren efsanevî su

ÂBİR-İ SEBÎL: Yolda giden yolcu

ACÂİB VE GARÂİB: Anlaşılmaz ve tuhaf

ACÂİB-İ DEKÂİK: Anlaşılmaz hileler, ince oyunlar

A’CEMÎ: Arap olmayan

ACÎB: Şaşılacak ve hayret edilecek şey

ACÛZ: Âcizler, beceriksizler, yaşlı kadın

ACZ-I BEŞERÎ: İnsanın acizliği, güçsüzlüğü

ACZ-I KÜLLÎ: Tam güçsüzlük

A’DÂ: 1 Adüvv’ün çoğulu Düşmanlar 2 Pek zâlim, pek gaddar

A’DÂD: Adedin çoğulu Sayılar

ÂDÂT-I CARİYE: Kullanılan âdetler, yaşayan sosyal kurallar

ADÂVET: Düşmanlık, husumet

ADEM: Yokluk

ADEM-İ KÜLLÎ: Tam yokluk

ADEM-İ MÜSÂVÂT: Eşitsizlik

ADEMÎ: Yokluğa ait

ÂDET-İ CÂHİLİYYE: İslâm’dan önceki putperestlik ve müşriklik devrine ait âdet

ÂDETULLAH: Allah’ın kâinatta câri olan usûl ve kanunu, sünneti

ÂDİL: Adalet sahibi, doğru adaletli

ADÎL: Benzer, eş, akran

ADL: Adalet, çok adaletli

ÂFÂK: Ufukun çoğulu Ufuk, yerle göğün birleştiği gibi görünen uzak daire Âfak, ufuklar, dış âlemler

ÂFÂKÎ: Havâî, herhangi bir dayanağı olmayan şey Mekke’ye mikat sınırları dışından gelenler

ÂFÂT: Âfetin çoğulu, musibetler, büyük felaketler

ÂFÎF: İffetli, namuslu, terbiyeli, haramdan sakınan, nezih

AFV Ü GUFRÂN: Bağışlama

AFV: Affetme, suçu bağışlama

ÂGÂH: Uyanık, basiretli haberdar

AĞNAM: Ganemin çoğulu Davarlar, koyunlar, keçiler

AĞNİYÂ: Ganînin çoğulu Zenginler

AĞRAZ: Maksatlar, arzular, amaçlar

AĞRAZ-I DÜNYEVİYYE: Dünyevî maksatlar, dünyevî niyetler, amaçlar

AĞRÂZ-I FÂSİDE: Bozuk maksatlar, bozguncu niyetler

AĞRAZ-I NEFSÂNİYYE: Nefsanî maksatlar, nefsî arzular

AĞRAZ-I ŞAHSİYYE: Şahsî maksatlar, ferdî niyetler

ÂĞÛŞ: Kucak, sığınılacak yer

AĞYÂR: Başkaları, düşmanlar, yabancılar

ÂHAD HABER: Bir kişi tarafından rivayet edilen hadis veya rivayetler

ÂHÂD: Ehad’in çoğulu Birler, birden dokuza kadar olan sayılar

ÂHAR: Başkası, diğeri, yabancı

AHBÂR: Haberin çoğulu Haberler

AHBÂR-I SADIKA: Doğru haberler

AHD U EMÂN: And ve emniyet, korkusuzluk, güvenlik

AHD U MÎSÂK: Yemin ve anlaşma, kesin söz

AHD: 1 Söz verme 2 Yemin, and 3 Devir, zaman, gün

AHD-İ HARİCÎ: Daha önceden ismi bilinen kişilere veya şeylere işaret eden Lâm-ı tarif

ÂHENG: Uygunluk ve düzen

AHFÂ: Çok gizli, en gizli

AHFÂD: "Hafîd"in çoğulu Torunlar

AHİD: (Bak: AHD)

ÂHİR ZAMAN PEYGAMBERİ: Son zaman Peygamberi Hz Muhammed (sav)

ÂHİR ZAMAN: Son zaman, dünyamızın son çağı

AHİZ: (Bak: AHZ)

AHKÂM: Hükümler, kanunlar

AHKÂM-I AMELİYYE: Tatbikata ait hükümler, uygulanan kurallar

AHKÂM-I EZELİYYE: Ezelî hükümler, başlangıcı bilinmeyen hükümler

AHKÂM-I FER’İYYE: Asla ait olmayan, ikinci derecedeki hükümler

AHKÂM-I ULUHİYYET: Allahlık hükümleri, ilâhlık hükümleri

AHKÂM-I UMÛMİYYE: Umûmî hükümler

AHKEMU’L-HÂKİMİN: Hükümdarların hükümdarı, hâkimlerin hâkimi olan Allah

AHLÂK-I ZEMÎME: Kötü huylar, çirkin davranışlar

AHLÂM: ; karışık rüyalar

AHRÂR: Hürler, esir ve köle olmayanlar

AHSEN: En güzel, pek güzel, daha güzel

AHSEN-İ TAKVÎM: En güzel ve en iyi kıvamda en güzel biçimde

AHSENÜ’L-KASAS: 1 Kıssaların, hikâyelerin en güzeli 2 Yusuf Sûresi

AHZ: 1 Alma, tutma, kabzetme, 2 Kabul etme 3 Tessellüm 4 Sorgulama

AKABE: 1 Sarp ve çıkılması zor yokuş, bâdire 2 Tehlike 3 Tehlikeli geçit 4 Bugün Ürdün sınırları içinde bulunan bir şehir

AKÂİD: Akîdeler, inançlar, dinin itikadî hükümleri

AKAR: Gelir, gelir getiren gayr-ı menkuller

AKD: 1 Anlaşma, sözleşme 2 Bağlama, düğümleme

ÂKIBET: Nihayet, sonuç

ÂKIDEYN: Anlaşma veya sözleşme

ÂKIL BÂLİĞ: Ergenlik, olgunluk çağına gelen

ÂKILÂNE: Akıllıca

AKÎDE: İtikad, iman

ÂKİF: 1 İbadette devamlı olan kimse 2 Sebat eden

AKİKA: Yeni doğan çocuk için Allah’a şükür maksadıyla kesilen kurban

AKÎM: 1 Beyhude, boş yere 2 Kısır erkek veya kadın

AKL-I SELÎM: Doğru düşünen, doğru anlayan, doğru karar veren akıl

AKLÎ: Akla ait, akla uygun

AKRÂN: Birbirine benzeyenler, em-sâl, yaşıt, denk

AKRİBA: Akraba, aralarında soy veya sihriyetçe yakınlık olanlar

AKSÂ: En uzak, en son

AKSÜ’L-AMEL: Tepki, istenilen şeyin zıddının hâsıl olması

AKTAR: Baharatçı

AKTÂR: Kuturlar, çaplar, dairenin merkezinden geçen hatlar, bölgeler, taraflar Her taraf

AKVÂ ve AHZAR: Daha kuvvetli ve daha açık

AKVÂ: Daha kuvvetli, en kuvvetli

AKVÂL: Kavlin çoğulu Kaviller, sözler

AKVÂM: Kavimler, milletler

AKVÂM-I SÂİRE: Diğer kavimler

A’LÂ: En yüce

ALADDERECÂT: Derecelere göre

ALÂK SÛRESİ: Kur’ân-ı Kerim’in 96 sûresi

ALAKA: Alakdan yapışkan sıvı, embriyo

ÂLÂM: Elemler, kederler, acılar

ALÂMET: İşaret, nişan

ALÂMET-İ FARİKA: Bir şeyi diğerinden ayırıcı işaret Belirgin özellik

ÂLÂT: Âletler, vasıtalar

ÂLÂT-I CİSMANİYYE: Maddî âletler

A’LÂ-YI İLLİYYÎN: Cennette en yüksek derece, olgun kişilerin Allah katındaki dereceleri

ALE’L-HUSÛS: Hususiyetle, özellikle

ALE’L-USÛL: Usûl üzere Usûle göre, usulen

ÂLEM: Kâinat, dünya

ALEMDÂR: Bayraktar, sancaktar

ÂLEM-İ CİSMANİYYE: Maddî âlem, kâinat, dünya

ÂLEM-İ EŞBÂH: : 1 Cisimler âlemi, varlıklar âlemi 2 Hayaller âlemi"Şibh ve şebih"den: Misaller âlemi

ÂLEM-İ KABİR: Kabir âlemi

ALESSEVİYYE: Aynı seviyede, eşit olarak

ÂL-İ FİRAVUN: Firavun ailesi Firavun soyu

ÂLİŞÂN: Şan ve şerefi yüksek olan

ALİYYU’L-A’LÂ: Pek iyi Fevkalâ-de

ALLAH BES BÂKÎ HEVES: Allah yeter, başkası gelip geçici istektir, hevestir

ALLÂME: Bilginlerin en bilgilisi

ALLÂMÜ’L-GUYÛB: Esmâ-i Hüs-nâ’dan biri, bütün gizlileri bilen Allah

ÂMÂ: Kör

AMDEN: Kasten, bile bile, isteyerek

AMELDE İ’TİDÂL: Amelde aşırılıktan uzak, dengeli

AMEL-İ SALİH: Allah’ın rızasına uygun olan her iş

AMELİKA: Eskiden Sîna yarımadasında yaşamış olan bir kavim

AMÎK: Derin Bahr-i amîk: Derin deniz Fikr-i amîk: Derin düşünce

ÂMİL: 1 Sebep 2 İş yapan 3 Zekat toplayan memur

ÂMM: Umumî, genel

AMR: Bir erkek ismi

AMÛD: Direkler, sütunlar

ANÂSIR-I MUHTELİFE: Çeşitli unsurlar

ANKA-YI MUĞRİB: İsmi var, cismi yok Ankâ kuşu

ANVETEN: Cebren, kahren, zorla, sıkıntı ile

ANYEDİN: Elden

ÂRÂBÎ: Bedevî Çölde yaşayan köylü

A’RÂF: Cennetle cehennem arasında bulunan bir yer

ARAFAT: Mekke’ye 12 mil yani takriben 20 km uzaktaki bir yer Hacca gidenler Zilhicce’nin 9 günü buraya gelerek bir müddet vakfe yaparlar

ARASAT: Mahşer yeri, haşir ve neşir meydanı

ARAZ: 1 İşaret, alâmet 2 Tesadüf 3 Kaza, felaket 4 Kendi kendine vücut bulmayıp başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyet

AREFE: Kurban bayramından bir önceki gün

ARIZÎ: Sonradan hasıl olan şey Geçici

ÂRÎ: Temiz, hür, uzak

ÂRİF: Anlayışlı, bilgili

ARŞ: 1 Taht 2 Dokuzuncu gök 3 Çardak 4 Cenab-ı Hakk’ın kudret ve azametinin tecelli ettiği yer

ARZ: yeryüzü, dünya, genişlik

ARZ-I MUKADDES: Kutsal ülke Kudüs, Filistin

ASÂ: Değnek, sopa, baston

ASABÂT: 1 Baba tarafından olan akrabalar 2 Şer’an miras alamayan akrabalar

ASABE: Baba tarafından akraba olanlar

ASAHH-I RİVÂYET: En doğru olan rivayet

ÂSÂR: Eserler

ÂSÂR-I ATÎKA: Eski eserler

ASÂ-YI MÛSÂ: Hz Musa’nın sopası

ASGARİ: En az, en küçük

ASHAB: Hz Peygamber’i mümin olarak gören ve o iman üzere ölen kimseler

ASHÂB-I KEHF: Mağara arkadaşları Bunlar, zamanlarındaki zalim hükümdarlarının şerrinden mağaraya sığınan ve orada yıllarca uyutulduktan sonra tekrar diriltilen, köpekleri ile birlikte, yedi sekiz kişiydiler

ASHAB-I MEŞ’EME: Uğursuz, şerli kişiler, kötüler

ASHAB-I MEYMENE: Uğurlu kişiler, iyi kimseler

ASHAB-I YEMİN: Uğurlu, meymenetli kimseler

ÂSIF: Şiddetli rüzgar, fırtına

ÂSİ: İsyan eden

ÂSİM: Günah işleyen, günahkâr

ASNÂM: "Sanem"in çoğulu Putlar

ASR: 1 İkindi namazı 2 İkindi vakti 3 Yüzyıl, çağ

AŞR: Kur’ân-ı Kerim’den on âyet miktarı okunan kısım

ATÂ: İhsan, lütuf, bağışlama

ATALET: Tembellik, hareketsizlik

ATF-I BEYAN: Kapalı bir sözü, açıklayan cümle

ATIF (ATF): 1 Eğme, meyletme, 2 Bağlama

ÂTİH: Bunak

ATİYYE: Hediyye, ihsan, bahşiş

ATTAR: (Bak: AKTAR)

AVÂLÎ: Yüceler, büyükler Medine etrafındaki semtler

AVAM: 1 Halk 2 Soylu veya bilgin olmayanlar

AVÂMİL: 1 Âmiller, sebepler 2 Arap nahvine ait ve bu isimdeki kitap

A’YÂN: 1 İleri gelenler 2 Gözdeler

A’YÂN-I SABİTE: Allah’ın ilminde varlıkların değişmez suretleri, öz mahiyetleri

ÂYÂT: Âyetler

ÂYÂT-I BEYYİNAT: Açık seçik âyetler

ÂYÂT-I TEKVİNİYYE VE TEŞRİİYYE: Yaratılışa ve şeriata ait âyetler

AYIN: Arap alfabesinin 21 harfi Ebced hesabında sayı değeri 70′dir

ÂYİN: 1 Tören, âdet 2 Dinî bazı gösteriler Mevlevî âyini gibi

AYN: 1 Göz, 2 Pınar 3 Eşyanın hakikatı

AYNE’L-YAKÎN: Müşahede ve keşif ile hâsıl olan ilim

A’ZÂ: Uzuvlar, organlar, üyeler

AZÂB: 1 Büyük sıkıntı, şiddetli elem 2 Dünyada işlenen günahlara karşı ahirette çekilecek ceza

AZÂB-I NÂR: Cehennem azabı

ÂZÂDE: Serbest, hür, kayıtlardan kurtulmuş

AZ’AF-I MUZÂAF: Kat, kat, pekçok

AZAMET: Büyüklük, kibirlilik

AZDÂD (EZDÂD): Zıd olan şeyler

AZHAR: En açık:

AZÎMÜ’Ş-ŞÂN: Şânı büyük

AZÎZ: 1 Allah’ın isimlerinden biri Değerli 2 Ermiş, velî
 
Geri
Üst