Nimetlerin olumsuz yanları Allah'ın rahmetiyle çelişmiyor mu?

büşra.shid

Yeni Üye
Üye
Nimetlerin olumsuz yanları Allah'ın rahmetiyle çelişmiyor mu?
Allahın nimetlerinin olumsuz yanları Allahın rahmeti Allahın rahmetiyle çelişmiyormu Allahım yarattığı her şey araştır öğren Allahın hikmeti Meleklerim yüce Yaratıcı'mızın hikmetinden sual olmaz.Ama bizler aciz kulları olarak O'nun katında gerçekleşen her şeyi anlayamayabiliyoruz.Ancak sorarak araştırarak ve bizler için en büyük nimet olan Kuran-ı kerim ve hikmetleri sayesinde sorularımıza cevap bulabiliyoruz.Akıllara takılabilecek bir konu ve doyurucu bir açıklamayla karşınıza çıkmış olmayı diliyoruz,buyrun faydalanın :)
allah-325.jpg

Soru
Güneş bir nimettir, ama zararlı radyasyon da veriyor; ağaç meyve veriyor ama bazıları zehirlidir; buğdayın yanında zararlı bitkiler de çıkıyor, bu Allah´in rahmetiyle çelişmiyor mu?

Cevap
Değerli kardeşimiz;

- Evvela, “her şey zıddıyla bilinir” diye bir ilmî kural vardır. Örneğin, hastalık olmasaydı sağlık nimetinin kadrini, yaşlılık olmasaydı gençlik nimetinin kıymetini, körlük, sağırlık, dilsizlik musibeti olmasaydı görme, işitme, konuşma nimetinin değerini bilemezdik.
Bunun gibi, güneşte zararlı radyasyon olmasaydı, güneşin faydamıza olan onlarca nimet yönünü düşünmezdik.
Keza, varlıklar içinde zararların da olması, onların faydalı olan yönlerinin arkasında Allah’ın sonsuz ilim, hikmet, kudret ve rahmetinin izlerini göstermektedir. Örneğin radyasyon ölçüsü şimdikine göre çok daha fazla olsaydı, tamamen zararlı bir unsur olacaktı. Oksijen- hidrojen oranları şimdikinden daha farklı olsaydı, bırakın yararlarını, zararlarından ötürü hiç bir canlı yaşıyor olamazdı. Eğer Ebucehil-karpuzu gibi acı ürünler olmasaydı, karpuz-kavunun ne büyük nimet olduğunu nereden bilecektik..
Hülasa aklı başında olan insanlara, amalar, sağırlar görme ve işitmenin Allah tarafından verilmiş nimetler olduğunu hatırlatıyor. Aksi takdirde insanların büyük çoğunluğunun kör olma ihtimali vardı. Demek ki tesadüf yoktur. Güneş de -ışıklarıyla- aynı dersi veriyor.
Evet, ışıklarının tam ve yarı canlıların hayatına uygun olarak dizayn edilmesi, Allah’ın merhametli iradesinin belgesidir.
- Şunu da unutmayalım ki, Allah sonsuz merhamet, ilim, hikmet ve kudret sahibidir. O, sonsuz olan bu sıfatlarıyla işini yapıyor, yaratıyor, düzenliyor, dizayn ediyor. Biz, o çok sınırlı aklımız, kıt-kanat ferasetimiz, küçücük fikrimiz, kırıntılardan ibaret ilmimizle o sonsuzluk alanının her tarafını kavrayamayız.
Gülün etrafındaki dikenlerin koruma görevlerinin dışında kim bilir ne hikmetler var..! Allah zararlı olan şeyleri, bitkileri bize yasaklamıştır, bu da bir imtihandır. Faydalı şeyler yemek, içmek fıtrî, biyolojik bir görev olduğu gibi, zararlı şeylerden kaçınmak da fıtrî bir kulluk görevidir.
Kaldı ki, dünya sadece insanlara mahsus değildir. Bizim yemediğimiz pek çok bitki türünü başka canlı kardeşlerimizin yediği herkesin bildiği bir gerçektir.
- Denilir ki; yıldız böceği, kuyruğunda taşıdığı kibrit başı kadar bir ışığa güvendiği için, güneşten istifade etmeye tenezzül etmemiş ve karanlıklarda perişanlık çekiyor. İnsan olarak aynı duruma düşmemiz arzu edilmeyen bir durumdur.
Yıldız böceği gibi sönük aklımız ve bilgimizi, yıldızların ve güneşlerin yaratıcısı olan Allah’ın ilim ve hikmetine ölçü yapmak, yıldız böceğinin durumuna düşmek manasına gelir.
Demek istediğimiz şudur ki, kâinattaki ilahî tasarrufun hikmetini öğrenmeye hakkımız var, araştırıp öğrenelim. Fakat bilemediğimiz her konuda şeytanın imanımıza şüphe sokmasına, tereddütler vermesine de izin vermeyelim ve diyelim ki;
“İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez
Zİra bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.”
 
Son düzenleme:
Canım, çok güzel bir konuya değinmişsin, emeğiğne sağlık diyor ve bu güzel konu için sana reptu rep diyorum:) Başarılı konularının devamını dilerim:)
 
Geri
Üst