Boşanırken Çocukların Velayeti Kimde Kalır ?

PeLiNiM

Yeni Üye
Üye
Boşanırken Çocukların Velayeti Kimde Kalır ?
boşanma davasında coçuk kimde kalır boşanan çiftlerde çocuk kimde kalır boşanma davalarında çoçuk boşanan çiftlerde çocuk velayeti boşanınca
Evli çifler boşanmaya karar verdiğinde eğer çocukları varsa akla hemen bu soru gelebilir.Boşanma sonrası mahkeme çocukların velayetini kime, neden verir..



Kanunlarımıza göre boşanma noktasında çocukların velayet durumu şu biçimde belirlenmiştir.
Çocuların velayeti ve anne- babaların yapması gerekenler:
En önemli değişiklik Eski 263. maddenin düzenlemesiydi. Eski düzenlemeye göre; ana baba velayeti birlikte yürütür. Eğer anlaşamazlarsa babanın oyu üstündür diye bir düzenleme vardı. Bu hüküm kaldırıldı. Artık ana baba velayeti birlikte yürütecekler.
Yine ana baba evli değilse, velayet anaya aittir hükmü getirildi. Eskiden evlilik dışında doğan bir çocuğun velayetini hakim isterse anaya isterse babaya verebiliyor, isterse vasi tayin edebiliyordu. Yeni düzenlemede esas olarak velayet ananındır. Ancak haklı nedenlerle hakim velayeti anadan alabilir, bu durumda çocuğu babaya verebileceği gibi vasi de tayin edebilir.
İlginç bir düzenleme de 338. madde ile getirildi. Buna göre; eşler ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler. Yani eşlerden her biri ergin olmayan diğerinin çocuğuna da özen ve ilgi gösterir. Yine 338. maddenin 2. fıkrasına göre; kendi çocuğu üzerinde velayetini kullanan eşe diğer eş uygun bir şekilde yardımcı olur; durum ve koşullar zorunlu kıldığı ölçüde çocuğu ihtiyaçları için onu temsil eder. Bu da çok önemli bir yeni düzenlemedir.
Bir diğer önemli değişiklikte Eski Yasanın 262. madde de yer alan tedip hakkı tedip hakkı kaldırıldı.
340. maddede de çocuğun bedensel ve zihinsel durumunun da eğitilmesinde mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiştir.
Çocuk malları ile ilgili olarak yasada bir karmaşa varmış gibi kanıya kapılmak mümkün ama aslında dikkatli incelendiğinde bir karmaşa yok.
Örneğin 327. maddede, 354., 355. ve 356. maddelerde çocuk malları ile ilgili düzenlemeler var. Sanki bir yerde ana baba çocuk mallarını serbestçe harcayabilir, kullanabilir diyor, ama öbür tarafta da ana baba çocuk mallarını değerlendirmek için mahkemeden izin almak zorundadır diyor. Bu bir çelişki değil mi soruları yöneltiliyor. Öyle gibi görünüyor ama değil. Dikkatli incelendiğinde arada farklılıklar var.
KONUYLA İLGİLİ MEVZUAT:
VELÂYET
A. Genel olarak
I. Koşullar
MADDE 335.- Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz.
Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.

II. Ana ve baba evli ise
MADDE 336.- Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar.
Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir.

Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.
III. Ana ve baba evli değilse
MADDE 337.- Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir.
Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir.
IV. Üvey çocuklar
MADDE 338.- Eşler, ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler.
Kendi çocuğu üzerinde velâyeti kullanan eşe diğer eş uygun bir şekilde yardımcı olur; durum ve koşullar zorunlu kıldığı ölçüde çocuğun ihtiyaçları için onu temsil eder.
B. Velâyetin kapsamı
I. Genel olarak
MADDE 339.- Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar.
Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.

Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.
Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terkedemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz.
Çocuğun adını ana ve babası koyar.
II. Eğitim
MADDE 340.- Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar.
Ana ve baba çocuğa, özellikle bedensel ve zihinsel özürlü olanlara, yetenek ve eğilimlerine uygun düşecek ölçüde, genel ve meslekî bir eğitim sağlarlar.
III. Dinî eğitim
MADDE 341.- Çocuğun dinî eğitimini belirleme hakkı ana ve babaya aittir.
Ana ve babanın bu konudaki haklarını sınırlayacak her türlü sözleşme geçersizdir.
Ergin, dinini seçmekte özgürdür.

IV. Çocuğun temsil edilmesi
MADDE 342.- Ana ve baba, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler.
İyiniyetli üçüncü kişiler, eşlerden her birinin diğerinin rızasıyla işlem yaptığını varsayabilirler.
Vesayet makamlarının iznine bağlı hususlar dışında kısıtlıların temsiline ilişkin hükümler velâyetteki temsilde de uygulanır.
V. Çocuğun fiil ehliyeti
MADDE 343.- Velâyet altındaki çocuğun fiil ehliyeti, vesayet altındaki kişinin ehliyeti gibidir.
Çocuk, borçlarından ana ve babanın çocuk malları üzerindeki haklarına bakılmaksızın kendi malvarlığı ile sorumludur.
VI. Çocuğun aileyi temsil etmesi
MADDE 344.- Velâyet altındaki çocuk, ayırt etme gücüne sahip ise ana ve babanın rızasıyla aile adına hukukî işlemler yapabilir; bu işlemlerden dolayı ana ve baba borç altına girer.
VII. Çocuk ile ana ve baba arasındaki hukukî işlemler
MADDE 345.- Çocuk ile ana veya baba arasında ya da ana ve babanın menfaatine olarak çocuk ile üçüncü kişi arasında yapılacak bir hukukî işlemle çocuğun borç altına girebilmesi, bir kayyımın katılmasına ve hâkimin onayına bağlıdır.
C. Çocuğun korunması
I. Koruma önlemleri
MADDE 346.- Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hâkim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır.
II. Çocukların yerleştirilmesi
MADDE 347.- Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş hâlde kalırsa hâkim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir.
Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hâkim aynı önlemleri alabilir.
Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu önlemlerin gerektirdiği giderler Devletçe karşılanır.

Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır.
III. Velâyetin kaldırılması
1. Genel olarak
MADDE 348.- Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir:
1. Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, özürlü olması, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velâyet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
2. Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.
Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.
Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.

2. Ana veya babanın yeniden evlenmesi hâlinde
MADDE 349.- Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.
3. Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın yükümlülükleri
MADDE 350.- Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri devam eder.
Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderler Devletçe karşılanır.

Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır.
IV. Durumun değişmesi
MADDE 351.- Durumun değişmesi hâlinde, çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara uydurulması gerekir.
Velâyetin kaldırılmasını gerektiren sebep ortadan kalkmışsa hâkim, re’sen ya da ana veya babanın istemi üzerine velâyeti geri verir.
Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 24.7.1965, No: 6/5100
Dayandığı Kanunun Tarihi : 17.2.1926, No: 743
Yayımlandığı R. Gazetenin Tarihi: 16.9.1965, No: 12102

BİRİNCİ KISIM
Tüzüğün kapsamı

Kapsam
Madde 1 – Türk Medeni Kanununun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanması bu Tüzük hükümlerine göre yapılır.
İKİNCİ KISIM
Velayet
I – Ana ve baba vazifelerini yapmadıkları veya yapamadıkları takdirde alınacak tedbirler
Madde 2 – Medeni Kanunun 273 üncü maddesinin uygulanması gerekir ve tedbir olarak çocuğun ana ve babadan alınmasına karar verilirse veya 274 üncü maddesi gereğince ana ve babanın her ikisinin velayet hakkı nezolunursa, mahkeme 6972 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar hakkındaki Kanun ile 25 Nisan 1963 ve 225 sayı-lı kanunda mevcut imkanlardan faydalanır. 6972 sayılı kanunun öngördüğü müesseselerin mevcut olmaması halinde hakim, diğer imkanlardan faydalanır ve özellikle 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu- nun 161 inci maddesiyle 1580 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesinin ilgilihükümlerine istinaden çocuk hakkında gerekli tedbirleri alır.

II – Velayetin nez’i halinde haber verme
Madde 3 – Medeni Kanunun 274 üncü maddesi gereğince ana ve babanın her ikisinden de velayet hakkı nezolunursa yahut ana ve babadan birinin velayet hakkı- nın nez’i çocuğun vesayet altına alınmasını icabettiriyorsa, asliye mahkemesi,hükmün kesinleşmesi üzerine, çocuğa vasi tayini için keyfiyeti sulh hakimine haber verir.

III – Evliliği sona eren ana ve babanın çocuğun mallarını hakime bildirme yükümlülüğü
Madde 4 – Evliliğin sona ermesi halinde, velayet hakkını kullanma yetkisine sahip bulunan ana veya baba, sona erme tarihinden itibaren dört ay içinde,Medeni Kanunun 279 uncu maddesi gereğince küçüğün mevcudu ile alacak ve borçlarını bir deftere ayrı ayrı yazarak sulh hakimine bildirmeğe mecburdur. Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru ve evliliğin mahkeme hükmüile sona ermesi halinde hükmü veren asliye mahkemesi, hüküm kesinleştiğinde, keyfiyeti, hayatta kalan veya velayet hakkını kullanma yetkisi kendisine tevdi olunan ana veya babanın ikametgahı sulh hakimine derhal haber verir. Keyfiyeti bu suretle haber alan sulh hakimi, birinci fıkrada gösterilen yükümlülüğün süresi içinde yerine getirilmemesi halinde, Medeni Kanunun 285 inci maddesine göre gerekli işlemi yapar.

IV – Velayetin sona ermesi halinde yapılacak işlem
Madde 5 – Ana ve babanın velayeti, çocuğun reşit olmasından dolayı son bulmuşsa, reşit olan çocuğun talebi halinde ana ve baba tarafından bir hesap cetveli de verilmek suretiyle malları kendisine teslim edilir. Velayet, vasi tayini sebebiyle sona ermiş ise, ana ve baba, velayeti haiz oldukları zamana ait hesap cetveli ile birlikte çocuğun mallarını vasiye teslim ederler.
Evliliğin sona ermesi sebebiyle ana ve babadan birinin velayeti altında kalan çocuk reşit olduğunda veya kendisine vasi tayin edilmesinden dolayı velayet sona erdiğinde, çocuğa ait mallar, 4 üncü madde gereğince verilen deftere göre, veli tarafından reşit olan kimseye veya vasiye teslim ve eksiklikler tespit olunur
 
Boşanma Davalarında Velayet Nasıl Alınır?

Boşanma davalarında çocuğun velayetinin kime bırakılacağı konusunda hakime geniş bir takdir yetkisi bırakılmıştır. Hakim burada çocuğun velayetinin hangi eşe verildiği takdirde daha iyi yetiştirileceğine, daha iyi eğitim ve öğretim sağlanacağına dikkat etmektedir. Yani genel itibariyle hakim çocuğun yararını ön planda tutmaktadır. Bu durumda eşlerin kendi aralarında anlaşmaları dahi hakimi bağlamamaktadır. Boşanma davalarında velayet nasıl alınır? sorusuna bu şekilde cevap verilmiş kaynakta, umarım yardımcı olur.
 
Geri
Üst