Hz. Ali'den Ramazan Duası...

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Hz. Ali'den Ramazan Duası...
Hz Ali nin Ramazan için duası arkadaşlar gerçekten çok güzel ve değerli bir dua:)

Hz. Ali'nin öğrencisi Kumeyl'e öğrettiği dua
KUMEYL DUASI

Allah'ım! Sen'in her şeyi kaplayan rahmetin hakkına; ve kendisiyle her şeye üstün geldiğin, karşısında her şeyin boyun eğdiği e her şeyin ram olduğu gücün hakkına; ve her şeye galip geldiğin ceberut (ilahi azamet) un hakkına; ve önünde hiç bir şeyin duramadığı izzetin hakkına, ve her şeyi dolduran azametin hakkına; ve her şeye üstün gelen saltanatın hakkına; ve her şeyin fani olmasından sonra baki kalacak veçhin hakkına; ve her şeyin temellerini dolduran isimlerin hakkına; ve her şeyi ihata eden ilmin hakkına, ve her şeyi aydınlatan cemalinin nuru hakkına, Senden niyaz ederim.


Ey Nur, ey Kuddüs, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri!
Allah'ım! Benim ismet perdesini yırtan günahlarımı bağışla.
Allah'ım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımı bağışla.
Allah'ım! Nimetleri değiştiren günahlarımı bağışla.
Allah'ım! Duanın icabetini önleyen günahlarımı bağışla.
Allah'ım! Belanın inmesine sebebiyet veren günahlarımı bağışla.
Allah'ım! işlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün hataları bağışla.
Allah'ım! Ben san zikrinle yaklaşmak istiyorum, ve Sen'inle Sen'den şefaat diliyorum; ve cömertliğin hakkına beni kendine yaklaştırmanı ve şükrünü eda etmeyi bana nasip kılmanı ve zikrini bana ilham etmeni istiyorum Sen'den.


Allah'ım! Huzu, huşu ve zelil olmuş bir dille, Sen'den (hatalarıma) göz yummanı, bana merhametli davranmanı- beni verdiğine razı ve kani kılmanı ve her durumda mütevazı kılmanı dilerim.


Allah'ım! İhtiyaç ve yoksulluğu şiddetli olan, ve hacetini zorluklar anında kapına getirme, katında bulunanlara büyük rağbeti olan kimsenin yalvarışı gibi Sana yalvarırım.
Allah'ım! Sen'in saltanatın azimdir ve mekanın yücedir, tedbirin gizlidir e fermanın aşikar; kahrın galip ve kudretin her yerde caridir; ve senin hükümetinden kaçmak imkansızdır.


Allah'ım! Sen'den başka günahlarımı bağışlayacak; kabahatlerimi öretecek; kötü amelimi iyiye çevirecek birini bulamam.


Sen'den başka ilah yoktur; münezzehsin; Sana hamdederim.


Ben kendime zulmettim ve cahilliğim yüzünden itaatsizlik yaptım, ve beni (ta) eskiden beri (hiç bir zaman) unutmadığından ve bana lütuf ve ihsanında dolayı rahatladım (ve korkmadan Sana isyan ettim.)


Allah'ım! Mevla'm! Nice kötülüklerimin üzerini örttün; nice belaları benden geri çevirdin; nice hatalardan korudun beni; hoşa gitmeyen şeyleri uzaklaştırdın; layık olmadığım nice güzel övgüleri benim için yadın.


Allah'ım! Belam büyümüş, halimin kötülüğü haddi aşmış; amellerim beni aciz bırakmış, (heva ve heves) zincirlerim beni çökertmiş, yerlere sermiş; uzun arzularım beni menfaatimden alıkoyup hapsetmiş, ve dünya beni boş şeylerle aldatmış; ve nefs-i emmarem, kendi cinayeti ve müsamahakarlığımla beni kandırmış.


Ey Seyyidim! İzzetinin hakkına Sen'den istiyorum ki); amelimin kötülüğü, duamın kabulünü önlemesin, bildiğin gizli sırlarımı açarak beni rezil etme; gizlice işlediğim kötü amelim ve davranışım, sürekli tefritim ve cahilliğim, nefsani isteklerim ve gafletimin çokluğu yüzünden, beni cezalandırmada acele etme.


Allah'ım! İzzetin hakkına her durumda bana karşı merhametli ve bütün işlerimde rauf ol.
Mabudum, Rabbim! Sen'den başka kimin var ki, ondan, kötü durumumu gidermesini ve işlerime nezaret etmesini isteyebileyim.


Mabudum, Mevla'm! Sen bana hükmettin; bense onlar hususunda nefsime uydum; ve ben bu konuda düşmanım (şeytan)ın (günahları) tezyin etmesinden korkmadım; böylece beni istediği gibi aldattı ve alınyazısı da bu işte ona yardımcı oldu; işte bu başıma gelenlerden dolayı bazı sınırlarını aştım; ve bazı emirlerine karşı çıktım; bütün bunlarda Sana hamdetmek benim vazifemdir.


(Amellerim dolayısıyla) Hakkımda yürütülen kaza ve kaderim; ve beni yakalayan hükmün ve belam (imtihanın) karşısında gösterecek hiç ir mazeret ve bahanem yoktur.
Ve şu anda Sana yöneldim Ey Rabbim! Kendimi ihmal edip işlediğim kusurlardan sonra; özür dileyerek, pişman ve perişanlık içerisinde bağışlamanı ve mağfiret etmeni ümit ederek, tövbe edip tekrar (Sana) yöneldim ve günahımı ikrar ve (suçluluğumu) takrik ve itiraf ederek Senin huzuruna geldim.


İşlediğim günahlardan kaçacak bir mekan ve zor durumlarda sığınacak bir mekan ve zor durumlarda sığınacak bir yer bulamıyorum; mazeretimi kabul edip beni sonsuz rahmetine dahil etmenden başka ümidim yok; o halde mazeretimi kabul eyle Allah'ım; perişanlığımın şiddetine acı (heva ve heves) zincirlerinin kurtar beni.


Rabbim! Bedenimin zayıf, derimin ince ve kemiklerimin hassas oluşuna acı.
Ey yaratılışımı gerçekleştirip beni yad eden, beni terbiye edip iyilik ve rızk veren; bağışının başlangıcı ve bana yaptığın geçmiş iyiliklerin hürmetine beni affeyle.
Ey Mabudum, Ey Seyyidim ve Rabbim! Vahdaniyetine inandıktan sonra; marifetin bütün kalbimi doldurduktan sonra; dilim zikrinle meşgul olduktan, muhabbetin içime işledikten, Rububiyet makamına boyun eğerek sadakatle (günahlarımı) itiraf edip, doğrulukla (Sana) dua ettikten sonra, beni cehennem ateşiyle azap etmen görülüp (inanılacak) şey mi?


Böyle bir şey Sen'den uzaktır ve Sen kendi yetiştirdiğin birisini zayi etmezsin; yakınlaştırdığın birisini zayi etmezsin; yakınlaştırdığın birisini kendinden uzaklaştırmadığın gibi barındırdığın birisini de kovmazsın, veya yetiştiğin ve kendisine merhamet ettiğin kimseyi belalara teslim etmezsin. Sen bütün bunlardan yücesin.
Keşke bir bilseydim, Ey Seyyidim, Mabudum ve Mevla'm! Azametin karşısında secdeye düşen yüzlere; sadakatle vahdaniyetine şehadet eden ve şükrün için metheden dillere; ilahlığını gerçekten itiraf eden kalplere, Senin marifetinle dolup taşan ve böylece huşuyla eğilen batınlara cehennem ateşini musallat eder misin? Ve itaat etmek üzere mabetlere koşan ve günahını itiraf ettiği halde Sen'den mağfiret dileyen uzuvları (azaba duçar eder misin?)
Senin hakkında böyle düşünülemez; Senin fazl-u keremin bize böyle tanıtılmamıştır. ey Kerem Sahibi, Ey Rab!


Dünyanın azıcık bela ve cezası ve ondaki zorluklar karşısında benim tahammülsüzlüğümü Sen biliyorsun; halbuki dünyadaki bela ve zorlukların devamı az, tahammülümü kolay ve süresi kısadır; o halde nasıl tahammül edeyim ahiretteki belaya; orada meydana gelecek büyük zorluk ve acılara?


Halbuki o belanın müddeti uzun, kalışı süreklidir ve ehline bir hafifletme de olmaz.
Çünkü bu azap, Senin intikam ve hoşnutsuzluğundan kaynaklanır.
Bu ise göklerin ve yerin dayanamayacağı bir şey.


Ey Seyyidim! O zaman Senin güçsüz, zelil, hakir, muhtaç ve biçare bir kulum olan ben nasıl dayanabilirim.
 
Geri
Üst