’Hesapta zenginlik’ yetmedi

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
’Hesapta zenginlik’ yetmedi
Ekonomi yönetiminin tepesindeki 3 bakan birlikte düzenledikleri toplantıda, ’pembe tablolarla’ yeni milli gelir hesabının ekonomiye nasıl yansıyacağını anlattı.

Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla yapıldığı söylenen bu toplantıda, Nazım Ekren’in "Mali disiplin sorununu çözdük" sözünü, Kemal Unakıtan "Yanlış anlaşılma olmasın. Mali disiplin sürecek" diye düzeltti.

EKONOMİNİN Koordinasyonundan Sorumlu Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, ilk kez birlikte basın toplantısı düzenleyerek, yeni milli gelir hesabının ekonomiye nasıl yansıyacağını anlattı. Bu yönde bir açıklama olmasa da, Başbakan’ın talimatı üzerine gerçekmleştiği konuşulan bu toplantıda, bakanların sunumda kullandıkları renklerin ağırlıkla pembe olması dikkat çekti. Ekren’in "Mali disiplin sorununu çözdük" sözünü, Unakıtan’ın "Yanlış anlaşılma olmasın. Ne kadar zengin olursak olalım mali disiplin sürecek" diye düzeltmesi de dikkat çeken bir başka nokta oldu.

DAHA ZENGİN GÖRÜNÜYORUZ: "Her şey yolunda" mesajının verildiği bu toplantıda, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren milli gelir rakamlarındaki güncellemeyle ilgili olarak, "Milli gelir büyüklüğü değiştiği için makro açıdan bakıldığında Türkiye gerçekten daha zengin durumda görünüyor" dedi. Ekren, "Milli gelir rakamlarından sonra ülke daha mı zengin oldu" sorusuna şu yanıtını verdi: "Güncelleme gelir dağılımındaki herhangi bir değişimi ya da gelişmeyi ifade etmiyor. Milli gelir rakamları da bu güncellemeye uygun olarak yeniden yayınlandığında bu sorunun cevabını hem gruplar hem de kişi başına düşen açısından göreceğiz."

MALİ DİSİPLİN SAĞLANDI: Yeni rakamların verdiği en önemli mesajı, "Mali disiplin konusunun artık söz konusu olmadığı ve artık ortadan kalktığı" diye aktaran Ekren, şöyle konuştu: "Yani mali disiplin kesinlikle sağlanmış olduğundan önümüzdeki dönemde üzerinde odaklanacağımız temel konu maliye politikalarının sürdürülebilirliği, yani teknik tabirle mali kural konusunda artacağımız adımlardır."

UNAKITAN EKREN’İ DÜZELTTİ: Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ise, "Ne kadar zengin olursak olalım mali disiplinden taviz verilmeyecektir. Bir yanlış anlaşılma olmasın" diyerek, Ekren’in sözlerini düzeltti. Unakıtan, "Mali disiplin, ayağını yorganına göre uzatmak demektir. Ödeneğimiz varsa harcama yapacağız, yoksa yapmayacağız" diye konuştu. Unakıtan, "Yapısal reformlar devam edecek, mali disiplin devam edecek, özelleştirmeler devam edecek" dedi.

ŞOKLARA 3 KAT DAYANIKLIYIZ: Devlet Bakanı Mehmet Şimşek de, ekonominin 2001 yılına göre şoklara 3 kat fazla dayanıklı hale geldiğini söyledi. Borcun bir endişe kaynağı olmaktan çıktığını dile getiren Şimşek, son güncelle ve revizyonun ardından Türkiye’nin notunun artmasını sağlaşacak 7 göstergeden 5’inin ortalamasının üstüne çıktığını açıklaydı. Şimşek, reyting kuruluşlarınca Türkiye’nin notunda değişim olmayacağı açıklamaları için, şöyle dedi: "Reyting kuruluşlarının kredibilitesinde çok ciddi bir düşüş var. Küresel dalga nedeniyle temkinli davranıyorlar. Ben ümitliyim güncelleme reytinge yansıyacak." ANKARA

’Mükemmel fırtına’ kimilerine fırsat sağlayacak

BAŞBAKAN Yardımcısı Nazım Ekren, uluslararası piyasalardaki dalgalanmaya "mükemmel fırtına" adını vererek, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu küresel türbülansın her ekonomiyi etkilemesi kaçınılmaz. Kimilerine fırsat sağlayacaktır. Kimilerine de biraz fazla risk üretmiş olacaktır. Türkiye açısından ticaret ve finansman kanalı önemli. Milli geliri 500 milyar doları aşan bir ekonominin entegrasyon derecesi de arttığı için bu süreci avantajlı hale getirebilecek bir altyapıyı da oluşturduk."

IMF’yle gözden geçirmeler birleşebilir

DEVLET Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal güvenlik reformu nedeniyle 7’inci gözden geçirmenin tamamlanması geciktiğinden, IMF ile stand-by’ın son 3 gözden geçirmesinin birleştirilebileceğini açıkladı. Mayıs ayında tamamlanması öngörülen stand-by anlaşması çerçevesinde gözden geçirmeleri tamamlayacak zaman kalmadığını belirten Şimşek, ABD’de gelecek hafta gerçekleştireceği temaslarda konuyu karara bağlayacağını söyledi. Şimşek, Türkiye’nin 2075 yılına kadar 1.8 trilyon dolarlık açık verip vermeyeceğini belirleyeceğini belirterek, sosyal güvenlik reformu için "Bu reformun mutlaka yapılması lazım. IMF programında olsa da olmasa da Türkiye’nin yapacağı en kritik reform" diye konuştu. Milli gelirin tamamıyla uluslararası ölçütlere göre hesaplandığını söyleyen Şimşek, bu yöndeki değerlendirmelere de "Ulusal hesapların güncellenmesi konusunda hiçbir merciden onay almaya ihtiyacı yoktur" yanıtını verdi.

Vergi sayısı artmayacak

KEMAL Unakıtan, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’daki (GSYH) güncelleme sonrasında vergi gelirlerinin GSYH’ye oranının yüzde 18’lere düşmesinin ardından Maliye Bakanlığı olarak politikalarını gözden geçireceklerini açıkladı. GSYH’daki artışın nedenlerine dikkati çeken Unakıtan, "GSYH neden artmış? Ev sayısı artmış. Bunlar kirada mı, değil mi, vergisi verilmiş mi, verilmemiş mi biz onlara bakacağız. İşyeri sayısı artmış. Biz, vergi sayısını artırmayı, yeni vergiler koymayı düşünmüyoruz. Ama vergileri tabana yaymayı düşünüyoruz" dedi.

Yeni hesap bütçeyi de denk yaptı

MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan’ın verdiği bilgiye göre bütçe giderlerinin Gayrısafi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYİH) oranı 2000’de yüzde 41.2’yken yeni seride yüzde 30.8’e düştü. Vergi gelirlerinin 2002 yılında GSYH’ye oranı da eski seride yüzde 21.7, yeni seride yüzde 17.2 olarak belirlendi. Unakıtan "Bu, denk bütçe noktasına geldiğimizi gösterir ki, bu hiçbir hükümete nasip olmayan bir başarıdır" diye konuştu. Bu arada Unakıtan’ın "Başbakanlığa gönderdik" dediği veraset ve intikal vergisinin kaldırılmasına ilişkin taslak için Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif Ulusoy, Anadolu Ajansı’na "Çalışmaların 10 gün içinde tamamlanmasının bekliyoruz" dedi.

Faiz ve kur riski azaldı

BORÇ stokunu sadece, gerek milli gelire oranı olarak gerekse mutlak rakamlarla aşağı çekmediklerini, aynı zamanda borca ilişkin bazı riskleri de azalttıklarını anlatan Mehmet Şimşem, şöyle konuştu: "Borçların toplam borca oranı yüzde 31’lere inmiş, bu rakam bildiğiniz gibi 2003 yılında yüzde 46’nın üzerindeydi. Aynı şekilde değişken faizli tahvillerin, bonoların toplam borç stoku içerisindeki payı da düşmüştür. Yani Hazine olarak biz kamu borç stoku çerçevesinde hem faiz riskini hem kur riskini azaltmış bulunmaktayız."

Hürriyet
 
Geri
Üst