Susmakla ilgili şiirler yazılar



sustum

hep içimde sakladım seni
uzaktan sevmeydi seni,benimkisi...
hani
birgün
belki içimde sana karşı kopan,
fırtna büyüklüğündeki şiddetli sevmelerimi anlatırdım
zaman geçmedi
o birgün hiç ama hiç gelmedi
anlatmak isteyip de anlatamadığım...ben sana gelemedim...
dedim ya
sustum
yalnızdım anlatamadım
ne sana ne başkasına bu sevgi beni bitiriyordu
dinle
artık sonuna geldim
elimi kana buluyor önce içimdeki seni

sonra kendimi sensizliğe mahkum ediyorum ...
benim sevdam sevip de kavuşamayanlardandı...
benim sevdam anlatılmaz yaşanırdı
VE BENİM SEVDAM
Benim Sevdam Yaşanmıyorsa Ölüme Mahkumdur....
 



Anladım, anlaşılabirliğin susmaktan geçtiğini…

Ve sustum anlamların direnişinden bu yana…


Anlamak ve anlaşılmak…


‘Seni çok iyi anlıyorum ’dur anladığımın ifadesi – ki,

Anlaşılmak/anlamak zordur kimi zaman…


Bir ucunu sen yakalarsın diğerini karşındaki(ler) …

Önemli olan senin ne anlattığın iken ‘anlaşılan’ tutulur göz ucuyla...

Bir o yana bir bu yana savrulur sözcükler…


Sen bir cümle söylersin, cümle senin olmaktan çıkar…

Ne başını, ne ortasını ne de sonunu tutabilirsin…


‘Söz gümüş ise sükut altındır’ derler…


Dinlersin… Susarsın…

Anlaşılmak önemsizdir suskunluğunun içinde !


Anlıyorum herşeyi, anlaşılmanın unutulduğu yerde...

Ve anlaşılmıyorum, sözcüklerimin içinde...


Sadece...

Sustum;

İyiye

Kötüye,

Doğruya

Yanlışa…


Ben kendimi bildim, anlaşılmanın uzak olduğu cümlelerde…

Ve kendimi çözdüm adım adım…


Anladım, anlaşılabirliğin susmaktan geçtiğini…

Ve sustum anlamların direnişinden bu yana…


Sadece...

Dinliyorum kendimi sonsuz bir sükunetle...
 


Susma!
Hükmet sessizliğe. Susma işte ağlat sözlerinle evet ağlat. Ümit verme ama susma işte.
Sessiz çığlıklar atma, haykırışların olsun, duyulsun, üzsün yüreğimi ama sesinden mahrum etme benliğimi.
Susma işte!
Sen de mi inanıyorsun aşkın sessiz bir dil olduğuna? Aşk sessiz bir değil işte.
Susma lütfen!
Gözyaşların konuşsun benimle. Hırçın bakışların gözlerime vursun, acıtsın yüreğimi ama susma.
Bağır en uğultulu bir şekilde. Kulaklarımı sağır, kalbimi viran et. İstemiyorum diye haykır, hayallerimi kopar gökyüzünden ama susma.
Sevgi dolu hallere girme, ilk tanıdığım gibi davran.
İstersen aşkın rengine griyi de al, siyahla beyazı unut ama susma.
Hadi tekrar paylaş sırlarını, sil baştan sevdiklerini anlat. Yeniden acılarını, hayallerini ve unuttuklarını anlat ve izi dahi kalmayanların içine beni de kat.
Vedalar bile bir sessizliğe mahkûm değildir. Bir “hoşçakal” bile sensizliğin içinde, seni hep varmışsın gibi geri getirir.
 


Susma,

Sen konuştukça cennet kokusu kaplar dünyayı… Kuşlarım kanat çırpar, yelken açar martılar denizler üstünde çığlık çığlığa… Sesinle baharlanır toprak, yeşillenir baharlandıkca umutlar… Uyanır karıncalar uykudan… Dizelenir yollara sıra sıra, öbek öbek yağar düşlerim. Yağmur gibi, sel gibi sesinle, ıslanırım… Islandıkça büyür içimdeki yaslı çocukluğum…

Susma,

Sen konuştukça dünya adalet çiçekleriyle beslenir… Kolu kırılmış sevdalar, bağrı yanık şarkılar, ayrılıktan dem vuramaz artık… Dirilir yaşama direncim… Her kıtasında sevinç, her cümlende huzur melodileri güzelleştirir geceyi… Gündüzden kaçamaz olurum, kucak açarım aydınlığına… Can bildiğim bütün canlar feda olur yolunda…

Susma,

Konuş, sen konuştukça şekillensin dünya, yeniden doğsun güneş… Yaz sıcağında serinletsin, zemheride ısıtsın yürekleri sesin… Yeniden kazansın savaşını sevgi, nefretten uzak yaşasın benliğim… Sesinde sevdadan yana ne varsa bilmediğim, görüyorum… Görüyorum yalansız nasıl haykırılırmış dünyaya… Çıkarsız nasıl sevdalar varmış görüyorum, kendini düşünmeden harcamak da varmış sevilen için, sesinde kaybolmak varmış… Sen konuştukça, duyuyorum…

Susma,


Sen sustukça bir hüzün oturur, çöreklenir bağrıma… Dünya sesinle güzel, nefes almak seninle kolay… Suskunluğun bir bıçak gibi kesiyor iyimser duyguları… Sen sustukça, kayboluşum başlıyor bilinmezlik dağlarında, ormanlar kesiyor önümü… Bir adım atıyorum salkım salkım meyvesiz bağlar, budak budak büyümüş yüksek ağaçlar kesiyor yolumu… Ulaşılmaz bir dağ oluyorsun, çıkamıyorum… Suskunluğun adım attırmıyor bana… Uçurum oluyor sessizliğin… Kabusum oluyor… Sen , susuyorsun…

Susma,

Sen sustukça, yürüyemez olur ayaklarım… Yere doğru eğilir başım… Bundandır nefes alamayışım… Sustukça sen, yakama yapışır kederler, yüzümden silemem gözlerini. Hıncımı rüzgardan alırım, yaşamayı şikayet bilirim sen sustukça, isyan olurum… Yaradandan sesini dilerim. Yağmur olsun yağsın isterim hiç aralıksız kalabalığıma… Sen, yalnızlık olursun konuşan mısralarımda… Sessizlik olursun çığlık çığlığa… Susarsın, ben sana kanamam… Kan gibi çöreklenirsin yüreğime, çorak dünyama yağarsın… Her gün bir parça çalarım kendimden, sen’den… Bu büyük boşluk senden kalır bana geriye… Yalnızlık olurum…

Susma,

Sen sustukça kayboluyorum
 


Ve kendime içimden seslendim: Niye kızıyorsun ki?
Odadan dışarı çıktım ve derin bir nefes aldım. Gökyüzü fena halde kapalıydı. Üzerime alınmadım yoluma devam ettim..


Sokakta gece vardı. Geceye düşen efkar ve efkardan doğan sözler vardı,yürdüm..Yâr vardı, yârdan kalanlarla yürüdüm.
Adım adım..


Her köşe başında hayatın, demi vardı. Demli ve hatırı kahve kadar olmasada, elimde ince belli bardakta çay vardı.
Ve yürüdüm, adım adım..


Aşklar vardı. Yârlar Leyla olduktan beri, kaldırımlarda Mecnun yürekler vardı..Adım adım. Adım Mecnun diyen yürekler vardı. Sigara dumanları kokan eller ve Yâre uzanmak isteyen el kokan kalemler vardı.
Yazdım, adım adım..


Daha da yazmak vardı. Kalem figan içinde, söz suskun.. Yârdan ayrı yaralar içinde gönlümle yürüdüm, yara düştüm.
Adım adım..


Ve kendime içimden seslendim: Niye kızıyorsun ki?
Odadan dışarı çıktım ve derin bir nefes aldım. Gökyüzü fena halde kapalıydı. Üzerime alınmadım yoluma devam ettim..


Susmak vardı. Sustum..
 



SUSMA

Gel yar bak gözlerime
Hadi haykır sevdiğini
Gel ve bir şeyler söyle
Söyle aklından geçenleri
Çıkar kalbinde gizlediklerini
Dök içinde ne varsa
Ne olur susma,bir şey söyle…
Sevdaları dök dilinden
Aşk de,sevda de bana
Her şeyimsin de,canımsın de
Ne olur söyle…

Şimdi çık karşıma yar
Hadi duy artık sesimi
Yalan bunlar sevmiyorum de
Bunların hayal olduğunu söyle bana
Sonra dön arkanı ve sil beni tamamen…
Hiç acıma bana,yıkılırım diye düşünme
Ağlayışlarımı ve hıçkırıklarımı duyma
Düşünme ne yaparım,nasıl yaparım diye
İçimin acıdığını, geceler boyu yandığımı görmeden
Yık tüm hayallerimi ,kır bütün ümitlerimi
Sevmiyorum seni de ve çek git . . .

Susma yar ne olur susma
Yık…Yak…Öldür ama
Ne olur bir şey söyle
Ne olur susma
 



’Yalnızlığını anlat bana… ‘’

Aldım elime kalemi boş bir sayfa buldum sen’li yazılarımın arasında…
Yalnızlığı beklemeye koyuldum beyaz düşlerime esir olan karanlık odamda…
Geldi sensizliğin çarpıcı boşluğunda..
Nefesim daraldı yuttum içimde her ne varsa…
Dört duvar dillendi sessizliğimden !


Sustu yakarışlar…
Taştı sessizlik içimden…
Kelimeleri karanlığa bıraktım hissedilebildiğince !
Ben konuştum ‘o’ dinledi…
Ansızın sustum… Sessizliğini dinledim..
Dinledikçe
Sevdim sonu çığlık olan yalnızlığı..

Sarıldım kuytu gecelerde birtek o’na…!
Ne bir şikayet ne bir bıkkınlık..
Sevdim gecelerimde adı yalnızlık olan sessiz çağrını…
O’na rehin bıraktım ruhumun derinliklerini..

Yine yalnızlığa alabildiğine konuştuğum bir gecede
Hayallerim düştü gözlerimden birer birer..
Yüreğimi gördüm karanlığın en ücra köşesinde..
Lime lime oldu gözlerimin önünde..
Tutamadım..
Yetişemedim yüreğime !

İşte o gece yalnızlığa yakardım sayfalarca..
Ben konuştum..
Yine ‘O’ dinledi..

Öyle sessizdi ki..
İsyana meyilli sorularıma cevap olamadı yalnızlığım..
O sustukça ben haykırdım çaresizce..
Olmadı..
Sensizliğe çare olamadı…

Duvarlarım yıkıldı benliğimin üzerine..
Nefesim daraldı bu kez acıyla…
Yutkundum her kelimeyi yüreğime batırırcasına !
Sebebim oldu her hecesi yüreğimi yakan kelime…

Yalnızlığı yalnızlığa anlattım gecelerimde...

Pabucu dama atılmış hayallerime ağladım karanlığın yaralayıcı boşluğunda …
 



Susmak Kabullenmektir Habersiz Geleni
Bazen Acı Çekmektir
Haklılığına Bile Bile Boyun Bükmektir
Kelimelere Küsmektir Üzmemek İçin Sevdiğini.

Susmak Dinlemektir Alabildiğince Hırçın Düşünceleri
Bazen Gözyaşını Saklamaktır
Hüznü Sessizliğe Zincirlemektir
Göstermemek İçin Toprağa Düşeni

Susmak Sevmektir Adını Bile Haykıramadığın Kişiyi
Bazen Ödün Vermektir
Hicranıyla Yüreği Dağlamaktır
Gitmesin Diye Sıkı Sıkı Örtmektir Yüreğini.

Susmak Hapsetmektir Aşamadığın Çaresizliği
Bazen Geleceği Beklemektir
Hatıralar Uğruna Sineye Çekmektir
Dostluk Adına Çiğnemektir Gururunu


Susmak Ölmektir Yaşamak Adına Hayatı
Bazen Kaçıp Gitmektir
Hayatla Kaderi Birleştirmektir
Teslim Olup Kaybetmektir '''MÜCADELENİ'''.....
 
Geri
Üst