Acilarim Özlemimdir

suskun_gız

Yeni Üye
Üye
Acilarim Özlemimdir
Sevdam… Acılarım özlemine ulaşıp sessiz çığlıklar üretirken, kökünden söktüğü ağaçların zapt edilemez dayanılmazlığındaki kasırgaların, hortumların uçsuz bucaksız boranında çoğalmakta, çoğalmakta, çoğalmakta… Ve her gün yeniden artarak ve aşkına çoğalarak büyütmekteyim hayretler içinde bırakarak seni... Sana olan sevdama…

En çok yaralarım olgunlaştırdı geçmişten bugüne uzanan içsel yaşantımı, onanmaz, kabuk tutmaz derdindeyken bilemezdim sevgi pınarımı sana, kaynağımda beslenen sözcüklerimi - ki sakladığımdı onlar sevdana dair akıtacağımı… Bu yolda derman olacağını Lokman hekim gibi kanayanlarıma…


Varoluşcu öğretiden kanıksadıklarım yol gösterici olamazken, Genç Werter''in** Acıları o zamandan dağlarken içimi, acıtırken kibrit kutusunda sakladığım küçük diye büyütmek istemediğim, aslında avuntum olan acılarımı asla bilemezdim sihirli lambadan bir cin ve dumanının gökyüzüne ulaşacak büyüklüğünü… Öylesine acılarım, yaralarım oldu ki sihirli lambasından çıkacak cinin, Alaattinin düşlerini kurardım bir gece yalnızlığımda
gelsin, merhem olsun yaralarıma diye..Gelmedi…Gelemedi..Hiç olmadı ki cinim, sihirli lambam.

Tütsülerle kutsanmış Kızılderili reisinin yeni doğan erkek çoğuna ateş dansında yapılan gösteriler nasıl acıtıyorsa kabiledeki çocuğu olmayan kadınları… Öylesine acıtıyor özlemine olan tutsaklığım geceden sabaha, sabahtan geceye, yeni gece ve gündüzlerde…suçlusu, asli faili ben, ben, yine ben olsam da..Ve her gece sakladığım çadırımda gözyaşlarımı acılarıma ortak ederken ay ışığının siluetine yazıyorum özlemlerimi…

Azalan ama fırtınası içinde yüklü ve devasa, sevdasından katmerler eksilmeyen, yücelten her adımıyla çoğalttığı yağmur bulutlarıyla sevgi sağanakları yağdıran yağmurlar getireceğim sana gelirken, yağmurda daha çok renklenen havai fişeklerin dansıyla… Görenler değil sen şaşıracaksın önce ve sonra, gökkuşağı renksiz ve flu kalacak rengarenk yağmur altındaki renklerin valsına…

Perdesi çekilmemiş gecede çocuksu günahlar yaşayan mabetlerin içindeki masum aşık değildik biz elbet, masum ve onurlu sevdalar üretirken kimselerin bilmediği aşk çiftliğimizde, geleceğin keşfedilmeyecek sır dolu aşk defterlerini aralıyorduk… Akdeniz ikliminin bilinmeyen sıcak ormanlarına kar yağdırıyorduk sadece ikimizin bildiği ve kirpiklerimizde beyazlaşan tonlarda… Kimseler üşümezken ikimiz dik üşüyen çıra gibi sahillerde ve çam gibi yuvalarda… Dünyayı yeniden değildi keşfimiz ama kendi ellerimizle, alın terimizle kurduğumuz bu yeni dünyada yaşanılası sevdaydı düşlerimiz seninle… Şimdi ve yarın onun gerçekliğine az kalmışlık yani arifesi dedikleri bazılarının…Şimdi…
yarın..yarın gibi yakın artık…Yaralarım yok artık…Yarınsız, çıkarsız,hesapsız, arifesindeyim acılarımın bitmek üzere olduğu... Özlemlerim tükeniyor -ki sana gelmelerdeyim artık…

**Goethe''nin ölümsüz eseri…
 
Geri
Üst