Anne ve Babalar Çocuklarınıza Kendinizi Anlatın

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Anne ve Babalar Çocuklarınıza Kendinizi Anlatın
Gençler, anne ve babaları sıkıntılarını anladığında kendilerini çok mutlu hissederler.
Aile içi çatışmaların çoğu, anlayış farklılıklarından, iletişim bozukluklarından, ortak değerlerden yoksunluktan ve diyalog eksikliğinden kaynaklanır. Ebeveynlerin dinlemeye hazır olmamaları ve "nasihatçi" yanları yanında, gençlerin kendilerini ifade etmeyi beceremeyişleri ve sabırsızlıkları da aile içi iletişimi zedeler.


Gençlerin en büyük sorunları anne ve babalarının kendilerini anlamamasıdır. Siz de anne-babanızın sizi anlamadığını düşünenlerden misiniz? Eğer böyle hissediyorsanız kendinize olan güveniniz, hayata dönük bakış açınız da bunu büyük ölçüde etkiler.
Gençlerin çoğu birçok konuda anlaşılmadıklarını hissettiklerinde, anne-babalarının kendilerini sevmediklerini, güvenmediklerini veya değer vermediklerini düşünür. Bu da ebeveyn ve genç arasındaki diyaloğun giderek kopmasına yol açar. Sonuçta çocuklarına ulaşamayan anne-baba, kendisini çaresiz hissederken; genç de anne-babası tarafından anlaşılamamanın verdiği stresle gittikçe ya iç dünyasına çekilir ya da ailede aradığı huzuru bulamayarak arkadaş ortamlarında duygusal doyum arayışına girer. Bunun sonucunda ortaya çıkan stres her iki tarafta hem organik hem de psikolojik, pedagojik problemlere yol açar.



Gençler, anne-babanızla aranızda çıkan sorunlardan rahatsız oluyorsanız sadece onların size ulaşmasını beklemeyin, siz de onlara ulaşabilirsiniz.
Bunun için şu noktalara dikkat etmeniz gerekiyor:



Hep kendinizi suçlamayın
Önce kendinize güvenin ve suçluluk kompleksinden sıyrılmaya çalışın. Bir anlaşmazlık varsa sorumluluk tek tarafın değil iki tarafındır.



Anlamasalar da seviyorlar
Anne-babanızla aranızda anlaşmazlık çıkması size olan sevgilerini yeterince göstermelerine engel olur. Bazı anne-babalar kendileri gençliklerinde yeteri kadar sevgi görmemişse şimdi onlar da sevgilerini gösteremiyor olabilirler. Bu sevilmediğiniz anlamına gelmez.



Farkları görmeye çalışın
Anlaşmazlıkların nedenlerini görmeye çalışın. Siz ve anne-babanız farklı bakış açılarına sahip olabilirsiniz. Yaşınız ve gelişme özelliklerinizin getirdiği doğal farklılıklar yanında siz ve anne-babanız çok farklı ortamlarda yetiştiniz.



Tartışmalar stres kaynaklı
Anne-babanızın sizi eleştirme şekli, güven duygunuzu kaybettirmesin. Günlerce size anlayışlı davranmak için kendi kendine söz veren babanız işten bir şeye canı sıkılmış bir şekilde döndüğünde kendisinin de memnun olmadığı davranış kalıplarına göre hareket edebilir. Anlayışlı olun.



İletişim kazalarını önleyin
Eğer birden parladılarsa kaçıp uzaklaşma yerine ortamın biraz sakinleşmesini bekleyip daha sonra kendinizi ifade etmeyi deneyin. Her anne-baba sevgi ve hürmet görmekten ve güzel sözler duymaktan hoşlanır. Her zaman onlardan beklemeyin. Siz de onlara güzel sözler söyleyin. Onları anneniz-babanız oldukları için ne kadar sevdiğinizi ifade edin.



Sizi dinlemelerini sağlayın
Bazı anne-babalar çocuklarıyla diyaloglarını geliştirmek ister ve "Bir derdin var mı? Bana anlatabilirsin." derler. Fakat dinlemeye başlayıp da uygun görmedikleri bir konudan bahsedince hemen nasihat etmeye başlayarak iletişimi keserler. Sizin de anneniz böyle yapıyorsa bilin ki bu farkında olmadan yaptıkları bir davranıştır. Bu davranışın sizinle iletişimlerini keseceğini bilseler büyük ihtimalle yapmazlar. Siz böyle bir davranışın anne-babanızla aranızda kopukluğa yol açmasına fırsat vermeyin. Onlar nasihatlerini bitirince yeniden kendinizi ifade etmenin yollarını bulmaya çalışın.



İletişimin koptuğu noktalar:
Gençlerin anne-babalarının kendilerini anlamadığını hissettikleri alanlar en çok şu konularda yoğunlaşıyor:Bilgisayarda geçirilen saatler, Tv seyretme, arkadaş seçimi, giyim tarzı, okul seçimi, aile içi sorumlulukların paylaşımı, konuşma tarzı, okul ve iş dışı vakitlerini değerlendirme, düzenli ders çalışma, kardeşler arası anlaşmazlıklar, meslek seçimi, inanç ve değerler konusundaki farklılıklar.



Değerli ebeveynler ve çocuklar, gençler
Eğer sorunlarınızı daha akılcı ve rasyonel çözümlerle desteklemek istiyorsanız bir pedagog veya psikologtan yardım almanızı tavsiye ederim.

Anne-babalar dikkat!!!Çocuklarınız sizinle çatışıyor ve ailenizde sevgi yerine korku hakimse ve bu şekilde devam ederseniz ergenleriniz daha saldırgan olacaklardır... Mutlu sona yakınsınız !!!

Toplumda her zaman öfkesini kontrol altına alamayan veya başkalarına eziyet edenler olmuştur. Önemli olan bunların kontrol altında tutulmasıdır.



Bu da bireylerdeki öfke ve şiddet duygularını körükleyen cinayet ve işkenceleri artıran etkenlerin ortadan kaldırılmasıyla ilişkilidir. Yaşanan sorunlar bireylerin benmerkezcilikten uzaklaşarak bizmerkezci olması ve başkasının hakkına saygı göstermesiyle ancak kolaylaşır.



Şiddetin dolaylı nedenlerinden biri ekonomik sorunlar olup, bunun da temelinde birbirinin hakkına saygı gösterilmemesi yatmaktadır. Aşırı tüketim ve benmerkezcilik kişiyi ya stresli yapmakta ya da haksızlığa götürmektedir. Aşırı alkol ve bağımlılık yapan madde tüketimi, duygu, düşünce ve davranış bozukluklarına yol açıp şiddeti körükler.

Uzayan mahkemeler adalet duygusunu zedelemekte, insanların ceza verme duygusunu körüklemektedir. Mafya dizileri tetikleyici başlıca nedenler arasında sayılabilir.
Basında ve iletişim araçlarında normal gibi gösterilen eşlerin birbirini aldatması hususu da öfke ve şiddeti tetikleyen başlıca sebeplerdendir.

Aşırı çalışma saatleri ve yorgun bir şekilde eve gelen bireylerin birbiriyle sohbet etmek yerine yorgun bir şekilde televizyona yönelmesi, aile içi iletişim sorunlarını ve duyarsızlık sonucu öfkeyi artırmaktadır.



Ailede stres nasıl azaltılabilir?
Her ailenin stres derecesi farklıdır. Birçok ailede, ihtiyaçların karşılanması konusundaki duyarlılık problemleri azaltır. Akşamları sohbet ederek değerlendirmek, hoş vakit geçirmek, aile meclisini toplamak ve rahat uyunan gece uykusu, geceyi gergin bir şekilde geçirmeyi önler.
Benmerkezciliği pekiştirilen çocukların aynı ilgiyi ileriki yaşantısında da beklerler. Bu tarz çocuklar okulda, işte, yakın ilişkilerinde ilgi göremediğinde, öncelikli konuşma, karar verme hakkı ona verilmediğinde hayal kırıklığı yaşayabiliyor. İstek ve ihtiyaçlarını ertelemekte güçlük yaşayan, annelerine bağımlı, eleştiriye tahammülsüz, uyum sorunları yaşayan bireyler hâline gelebiliyor. Çevresine karşı agresif davranabiliyor ya da yeterince sevilmeye değer olmadığını düşünüp içine kapanabiliyor.



Ailedeki şiddet topluma yansıyor
Uyumun sağlanamadığı ailelerde korku ve dolayısıyla haksızlığa boyun eğme, aile üyelerinde stresin katlanarak büyümesine yol açar. Ailede şiddet okula veya toplumun her kesimine, toplumdaki şiddet ise ailelere yansımaktadır. Korku, toplumun her kesiminde şiddeti ve şiddete uğrama ihtimalini artırır. Öğrenilmiş çaresizlik, eline bir şey geçmeyeceği düşüncesi veya daha fazla zarar görme endişesi, bireyleri hak ve adalet aramaktan uzaklaştırmakta, bardağın taşması ile öfke patlamalarına yol açmaktadır.
Eğer sorunlarınızı daha akılcı ve rasyonel çözümlerle desteklemek istiyorsanız bir pedagog veya psikologtan mutlaka yardım almanızı tavsiye ederim.

Dr. Ekrem ÇULFA

ozelpedagog.com
 
Geri
Üst