arzı koruyan zırh!

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
arzı koruyan zırh!
radyasyondan koruyan taşlar
Atmosferin dışında yapılan araştırmalardan elde edilen bilgilere göre Arz, artık fezada atmosferle çevrili küçük bir gezegen değildir. Bu yeni görüşe göre Arz, manyetik kuvvetlerin hâkim olduğu çok geniş bir sahanın merkezinde bulunmaktadır. Şimdi "manyetosfer" denilen bu bölgenin mekânın derinliklerine doğru yayıldığı bilinmektedir. Arzın etrafındaki bu koruyucu tabaka fezadan gelen yüklü partiküllere (*) karşı bir mânia teşkil eder. Daha sonraları bu manyetosferin içinde partiküllerin kaçamıyacak şekilde yakalandığı "Van Ailen radyasyon bölgeleri" ortaya çıkarılmıştır.

Manyetosfer hakkında yeni fikir, Birleşik Devletler tarafından Explorer (Kâşif) I "uydu"sunun fezaya fırlatıldığı (1 Şubat 1958) tarihden sonra ortaya çıkmıştır.

Bu sunî peyk küçük olmasına rağmen yapılacak araştırma için lüzumlu olan bütün cihazları minyatür olarak içinde bulundurmaktaydı. Bu cihazların en önemlilerinden birisi de uzayda yüklü partiküllerin ve yüksek enerjili radyasyonların ölçülmesi İçin kullanılan "geiger" sayıcısı idi.

Kaşif I'in ilk mahreki (yörüngesi) Arza en yakın 224 mil ve en uzak 1585 mil olan "eliptik" yörüngesiydi. Uydunun ana fonksiyonlarından biri, yeryüzünden muhtelif yüksekliklerde kozmik radyasyon yoğunluğunu incelemekti. Kozmik ışınlar gerçek ışınlar gibi değildirler. Kozmik ışınlar, uzaydan gelen ve atomun yapısını teşkil eden elektrik yüklü partiküllerin oluşturduğu akımlardır. Bunlar her an var edilmekle birlikte son derece küçük olduklarından onları hissetmek mümkün olamaz. Arzımız devamlı olarak bu yüklü partiküller tarafından bombardıman edilmektedir. Güneş de böyle bir kozmik ışın kaynağı olmasına rağmen kozmik ışınların çoğu Güneş Sisteminin ötesinden gelmektedir. Bu taneciklere, Kosmos (Kâinat) denilen fezanın derinliklerinden geldiği için "kozmik ışınlar" adı verilmiştir. Kozmik ışınlar, birinci ve ikinci kozmik ışınlar olarak iki gruba ayrılır. Birinci kozmik ışınlar atmosfere ilk ulaşan küçük partiküllerdir. Bunlar ışık hızına çok yakın bir hızda (299792 km/sn) hareket ederler. Arz atmosferinin yüksek tabakalarında havayı oluşturan azot, oksijen ve diğer gazların atomları ile çarpışırlar. Kozmik ışınların enerjileri çok yüksek olduğundan bu gazların atomlarını daha küçük partiküllere ayırırlar. Böyle oluşan partiküller ikinci kozmik ışınlan teşkil eder. Yeryüzüne ulaşan kozmik ışınların tamamı hemen hemen ikinci kozmik ışınlardır.

Kozmik ışınların sayısının yükseklikle artması beklenmekte olmasına rağmen 600 mil yükseklikte Kâşif I sunî peykindeki "geiger" sayıcısında sayma işlemi durmuştu. Bu durum uydunun her bir dönüşünde aynı yükseklikte vuku buluyordu. Acaba aletleri durduran şey ne idi? Daha sonra bu bölgedeki partiküllerin sayısının cihazın sayma kapasitesinin çok üzerinde olduğu anlaşıldı. Müteakip araştırmalar burasının Arzın etrafını bir kuşak gibi saran yoğun bir radyasyon bölgesi olduğunu gösterdi. Şimdi bu bölge, burasını keşfeden âlimin İsmine izafeten "Van Ailen radyasyon bölgesi" olarak bilinmektedir.
MANYETOSFERİN ŞEKLİ
Manyetosfer şekil itibariyle Arzın güneş görmeyen tarafında uzayıp giden kuyruğuyla bir gözyaşı damlasına benzer.

Arzın güneşe doğru olan tarafında manyetosfer ancak 40000 millik bir mesafeye kadar yayılmaktadır. Fakat Arzın karanlık tarafında çok daha büyük mesafelere kadar uzanmaktadır. Güneş rüzgârı (Y), Arza doğru yaklaştığında bu manyetik alanla karşılaşır ve bir şok dalgası teşekkül eder. Bu şok dalgasının içinde bir turbülent (dalgalı) bölge vardır. Yine bu bölgenin içinde de magnetopoz (Z) denen ve belli bir sınıra sahip olan bölge bulunmaktadır. Güneş rüzgârı, Güneşten her istikamette neşredilen atom parçaçıklarının akışından ibarettir. Bütün bir manyetosfer "manyetopoz"un Arza doğru olan tarafında bulunmaktadır. Arzın Güneşten uzak, karanlık tarafında bu şok dalgası gittikçe zayıflar ve sonunda kaybolur. Resimden de görülebileceği üzere Van Ailen, radyasyon kuşakları tamamen manyetosferin içinde bulunmaktadır.

VAN ALLEN RADYASYON KUŞAKLARI
Resimde Van Ailen radyasyon bölgesini de içine alan Arzın manyetosferinin ana kısımlarının umumî bir görünüşü gösterilmektedir. Kuzey ve güney manyetik kutuplar, X ve X olarak belirtilmiştir. Manyetik kutuplar coğrafî kutuplara (N ve S) uymaz.

İÇ BÖLGE (1)
Van Ailen radyasyon bölgesinin "Slot" denilen bir ara bölgeyle iki farklı kısma ayrıldığı tesbit edilmiştir. En yüksek enerjiye sahip partiküllerden bilhassa protonların bulunduğu bu iç bölge 3000 mil yükseklikte maximum (en fazla) yoğunluğa erişir. Bu bölgede böylesine yüksek enerjiyi hâiz protonların akışı nisbî olarak sabittir ve iç bölge dış bölgeden çok daha kararlıdır. C. Christofilos, V. Vernov ve S. F. Singer gibi ilim adamları tarafından geliştirilen bir nazariyeye göre iç bölgedeki protonları kozmik ışınlar ortaya çıkarmaktadır.

Kozmik ışınlar öylesine çok yüksek bir enerjiye sahiptirler ki Arzın manyetik mâniasını aşarak atmosferin üst kısmında bulunan partiküller ile çarpışırlar ve bu arada nötronlar dahil değişik başka partiküller ortaya çıkar. Nötron elektrikî bir yüke sahip olmadığı için hareketine Arzın manyetik alanı tesir etmez. Nötron aynı halde kalan kararlı bir partikül de değildir. Nötronun proton ve elektrona dönüşmesi için geçen zaman veya yarı ömrü sadece 15 dakikadır. Bir elektronun kütlesi çok küçük, bir protonun kütlesi takriben bir nötronun kütlesiyle aynı olduğundan "bozunan" nötronun hemen hemen bütün kinetik enerjisi bozunmasıyla ortaya çıkan protona intikal eder. Bozunmadan Önce yukarıya doğru hareket eden nötronlara (Arzdan uzaklaşan) "albedo nötronları" denir. Nötronlar bozunur bozunmaz ortaya çıkmış olan yüklü partiküller Arzın manyetik alanı tarafından yakalandığı için bu nötronların iç Van Ailen kuşağında proton akışına sebeb olduğu zannedilir. 6000 mil öteden güneş rüzgârıyla neşredilen protonların da bu bölgedeki proton sayısını önemli miktarda arttırdığı zannedilmektedir (B). Bir proton bir kere Arzın manyetik alanında yakalandı mı artık orada birkaç yüzyıl kalmak zorundadır.

DIŞ BÖLGE (2)
Dış bölge çok sayıda yüksek enerjiyi haiz elektronları ihtiva eder. Güneşte vuku bulan hadiselerin bu bölgeye tesiri çok fazla olmaktadır. Bu dış bölgedeki elektronların dışarıdan nasıl yenilendiği ve
10.jpg
MANYETOSFERİN UMUMÎ GÖRÜNÜŞÜ​


takviye edildiği henüz teferruatıyla bilinememektedir- Fakat buradaki elektronların Güneş rüzgârı sebebiyle yenilenebileceği hususuna çok az bir şüphe ile bakılmaktadır (C). Çünkü elektronların Van Ailen bölgesine jeomanyetik sahanın uçlarından girmeleri mümkündür. Yeryüzünden 10000 mil yukarılarda bu bölge en fazla yoğunluğa ulaşır. Bu kuşak aynı zamanda Güneş alevleri tarafından alt-üst edilir ve bunlar çok parlak "aurora" (**) görüntülerine sebeb olurlar. Şayet Van Ailen dış kuşağı Güneş rüzgârı sebebiyle elektronlarla aşın bir şekilde yüklenirse elektronların bazıları atmosferin içine doğru yukarılardan aşağıya bir şelâle gibi akarlar ve "aurora" olayı meydana gelir.

ARA BÖLGE VEYA SLOT (3)
İki Van Ailen kuşağı arasında 8000 mil yükseklikte "Slot" denilen bir ara bölge bulunmaktadır. Bu bölgede yüklü parti-küllerin daha yüksek ve daha alçak bölgelere nisbeten yoğunluğu daha azdır.

VAN ALLEN BÖLGESİNİN SINIRLARI
Van Ailen bölgesi veya kuşağı bir bütün olarak Arzın her tarafını sarmaz. Bu bölge, Arzın aydınlık yarıküresinde 75° kuzey enleminden 75° güney enlemine kadar uzanmaktadır. Karanlık yarıkürede ise 70° kuzey enlemden 70° güney enleme kadar inmektedir. Bu bölgelerde yüklü partiküller resimden de görülebileceği üzere manyetik kuvvet çizgisi boyunca bir yarıküreden diğer yarıküreye yukarıya ve aşağıya olmak üzere spiral şekilde hareket ederler. Van Ailen bölgesinin sınırlarından daha yukarı enlemlerde Arza gelen partiküller bölgenin dışında kaldığı için yakalanamazlar. Bunlar manyetik alan çizgilerini takib ederek kutup bölgelerinden atmosfere girerler.

ARZIN MANYETİK ÇEKİRDEĞİ
Bildiğimiz kadarıyla sadece Arz çok büyük bir manyetosfere sahip olan bir iç gezegendir. Ay'ın etrafında görünen manyetik bir saha yoktur. Venüs ve Mars'ın etrafında manyetik alanlar keşfedilememiştir. Merkür gezegeninin böyle bir manyetik sahaya sahip olması mümkün değildir. Şüphesiz ki Arz mıknatıslığının ana sebebi merkezine önceden yerleştirilmiş bulunan ve manyetik madenlerin teşkil ettiği ağır çekirdeğidir.

MANYETOSFER OLMASAYDI?
Van Ailen radyasyon bölgesi, Arzın etrafında yaklaşık 30 km yukarıda koruyucu ozon tabakasından sonra ikinci bir koruyucu halka oluşturmaktadır. Fezadan gelen bütün tehlikelere karşı insanları ve Arzdaki diğer canlıları muhafaza etmektedir. Bu bölge veya bölgelere "manyetik kapan" dense yeridir. Fezadan gelen bütün zararlı partiküller bu kapan sayesinde yakalanmakta ve bir daha da kolay kolay bırakılmamaktadır. Eğer bu koruyucu tabakalar olmasaydı fezadan gelen kozmik ışınlar yeryüzündeki bütün canlıları delik deşik edecek ve hayattan bahsetmek mümkün olmayacaktı. Çünkü kozmik ışınların geçtiği her canlı doku, harabolmuş hücreler yığını demektir. Vücudun bu hücreleri yenilemesi gerekir. Bir canlı varlık kuvvetli bir kozmik ışık radyasyonuna veya uzun süre ile zayıf kozmik ışık radyasyonuna maruz bırakılırsa hemen hastalanır ve büyük bir ihtimalle de Ölür. Kozmik ışınlar canlı dokular üzerinde atom bombasının patlamasından sonra hasıl olan radyoaktivite ile aynı tesire sahiptir. Onun için yer çevresindeki yörüngeye astronotlar yollandığı zaman füzenin takipedeceği yolun, radyasyon bölgesinin alt sınırının aşağısına gelecek şekilde olmasına dikkat edilmesi gereklidir. Şayet astronotlar Ay'da yapılması icabeden bir vazife için yola çıkmışlarsa onların radyasyon kuşağını mümkün olan en kısa zamanda geçmeleri sağlanmaya çalışılmalıdır. Zira kozmik ışınlar için bir engel yoktur. Hassas aletlerle yapılan araştırmalardan yeryüzüne ulaşan ikinci kozmik ışınların deniz sathından 900 metre derinliklere kadar nüfuz edebildikleri tesbit edilmiştir. Bu derinlik ışınların 90 metre kalınlığındaki bir kurşun tabakadan rahatlıkla geçebildiğim göstermektedir.

Acaba Arzın tavanına bu koruyucu tabakalar yerleştirilmemiş olsaydı insanoğlu kozmik bombalardan nereye kaçacaktı?
 
Geri
Üst