Aşk Üzerine Son Evre

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Aşk Üzerine Son Evre
AŞK ÜZERİNE SON EVRE


Yazan: Patricia Muradi

Şimdi kimilerinizin aklına takılıp da nereden çıktı bu yazı diyebilir. Haklısınız da. Sevgililer günü tüm hızı ile yaklaşır, vitrinlerde olanca haşmeti ile bu günü karşılamaya hazırlanırken ben kalkmış aşkın son evresinden bahsedip moral bozuyorum.
Değerli arkadaşlar zaten şu anda aşkının ilk evresini tüm heyecanı ile yaşayanlar bu yazıdan muhtemelen uzak durup görmezden geleceklerdir. Dolayısıyla hedef kitlemiz taze bitmiş ilişkilerin yalnız kahramanları olup yazımız onlara yöneliktir.
Enterese olmayanlar hemen bir diğer yazıya veya bizim sitenin başka bir bölümüne tıklasınlar. Okuyarak güzel moralleri bozulmasın.
Sonlu kavramlardandır aşk. Her sonlu kavram gibi de farklı evreleri vardır. Başkaları ne der bilmem ama aşkın üç evreye ayrıldığını düşünürüm.
Birinci evrede aşka düşülür ve takip eden günlerde aşkın altın çağı yaşanır. Gel zaman git zaman insanlar birbirlerinden heveslerini alır bu arada yavaşçada tanımaya başlar.
Derken ikinci evreye geçilir. Burada artık armudun sapı ve üzümün çöpleri iyice ortaya çıkmaya başlamıştır. Çiftler birbirlerine ısınmaya başladıklarından bu evre ile ilişkiye gösterilen özen de yavaşça azalmaya başlar.

İlk evrede o güne dek nerede gizlenmiş olduğu düşünülen sevgili ile ilgili şüpheler uyanmaya başlamıştır artık. Yaptığı hataların görülmeye başlanması da bu döneme has özelliklerdendir.

Üçüncü ve son evrede ise tarafların biri veya her ikisi de birbirlerinden bıkma aşamasına gelmiş olup ufak bir dürtükleme ile diğer ilişkilere yelken açmaya hazır hale gelmişlerdir.

Sonrasında şu veya bu şekilde ilişki biter ve geriye sadece yaşanmış olanlar kalır. Son evrede yontma taş devrine has özelliklerin yaşanmaması için her iki tarafında birbirine medeni davranmasında fayda vardır.

Kişilerin güzel karakter özellikleri, sabırları veya ilişkiye gösterilen özen aşkın sonlu bir kavram olması üzerinde etkin olmaz. Güzel özellikler sadece yaşanan süreci uzatır ve yaşanan anların değerini arttırır.

Tüm bunların yanında bizzat yaşanan örnekler veya şahit olunan durumlar hiç birimizin aşktan uzak durmasına engel olmaz.
Yaşanan her yeni aşkta, bu duygu ilk kez tadılırmışçasına, önceden hissedilenler unutulur. Her yeni ilişkide doğru insanın bulunduğu zannedilerek mutluluğa yelken açılır.
Hatta daha da ileri gidilerek yeni karşılaşılan bu sevgilinin o ana dek nerelerde gizlendiği merak edilir. Tüm evreler olanca hızıyla bir kez daha tekrar edilir.

Aşk güçlü bir duygudur. Yaşattığı tüm olumsuzluklar yanında hayatımıza doyumsuz bir mutluluk vermek özelliğine sahiptir. Aklımızı, kalbimizi, ruhumuzu tazeleyerek yaşama coşkusu verir. Bunların hepsi iyi güzel yaşanası duygulardır da peki ayrılık baş gösterdiğinde ne yapmalı.
İşin bu kısmını kimse sevmez tabi de aşkın güzelliklerini yaşama isteğimiz varsa son evresine katlanacak cesaretimizde olmalı.
-Kimi zaman insan ne kadar özen gösterse de aşkın en güzel zamanları olan ilk evresini uzun süre aynı tatta koruyamayabilir. Bunun için ne kendinizi ne de aşkınızı sorgulamanıza gerek yoktur. Nihayetinde aşk iki kişi ile oynanan bir oyundur. Sadece sizin destek vermeniz yetmez. Karşınızdaki insanın da çaba göstermesi gerekir ki süreç uzun olsun.
-Yeni bir aşka yelken açtığınızda, zaten sonlu bir kavram olduğunu düşünerek kendi tadınızı kaçırmayın. Bu konuyu düşünmeyi her şey bittiğinde kendinizi daha az üzmek için üçüncü evrede kullanmak üzere aklınızda tutun.
-Her aşkın tükenişe doğru gitmesi, sizin yeni bir aşka hazırlanmaya başladığınızı gösterir. Ancak yeni güzellikleri yaşayıp tadını çıkartabilmek adına önce biraz acı çekmeniz gerekebilir. Sürecin geçici olduğunu aklınızda tutmaya çalışın. Nasıl olsa bu da bitecektir.

-Aşkınız aniden bir aldatma ile son bulmuş veya sekteye uğramış olabilir. İstenilesi bir durum olduğunu kimse iddia edemez. Ancak aldatma ve aldatılmanın insanlara mahsus bir özellik olduğunu bilerek, hatayı kendinizde aramayın ve kendinizi yıpratmaktan kaçının.

-Bitişin hatası sizde bile olsa yinede buna üzülmemeye çalışın. Bundan böyle yapılmaması gerekeni gördüğünüz için bunu kazanılmış bir tecrübe olarak bilgi hazinenize kaydedin.

-Suçlamalardan uzak durun. Özellikle ex aşkınızla toplum içerisinde karşı karşıya gelmeniz gerekiyorsa acı veren, inciten cümleleri sarf etmemek her zaman sizi koruyan bir davranış biçimi olacaktır.
Merak etmeyin, karşımızdaki insanların hissedilenleri anlaması için bunları onlara her durum ve koşulda sözlü iletmemize gerek yoktur. Kimi zaman susarak protesto etmek de içimizi rahatlatabilecek ve karşımızdaki insan üzerinde gerekli etkiyi uyandırabilecek bir seçenektir.

-Ağlayıp, başkalarına dert anlatarak diğer insanları da bıktırmaya veya acıma hissi duymalarına yol açmaya gerek yoktur. Paylaşmadan içimiz rahatlamıyorsa, kimsenin bizi duyamayacağı bir yere giderek içimizden geldiği gibi bağırmak rahatlamamıza yardımcı olabilir.
Diğer insanlarla yapılan sözlü paylaşımlar kimi zaman değerli anılarımızı da geri çağıracağından daha fazla üzülmemize neden olabilir. Bu yüzden paylaşımlarımızı acımız biraz hafifledikten sonra yapmak daha mantıklı olacaktır.

Aşkı yaşadığımız gibi zamanında bitirmesini de bilmek gerekir. Zaten bitmesini istemesek de o kendi evrimini tamamladığında çeker ve gider. Kendi değerinizi biliyorsanız gidenin ardından gözyaşı dökmek yerine enerjinizi yeni bir güzelliği yaşamak için harcayın.
Sevgiyle kalın.
 
Geri
Üst