Aşka şeytan karışır/Hande altaylı

MEÇHUL

Daimi Üye
Üye
Aşka şeytan karışır/Hande altaylı
hande altaylı aşka şeytan karışır aşka şeytan karışır özeti oku kitabının özeti sözleri
Kitap okumam ama dikkatimi çeken bir kitap olursa da okumadan duramam.Eskiden çok kitap okurdu herkes.Artık gün geçtikçe kitapları alıp okumak yerine daha çok internetten okuyoruz.


Aşka Şeytan Karışır / Hande Altaylı
Yayınevi : Okuyan Us Yayın
Basım Tarihi : Mart 2006
Sayfa Sayısı : 200
Çevirmen: -

Kitap Özeti:
Sıradan insanlar yoldan çıkmaz, en masumlar günahkar olmaz, iyiler kötülük yapmazdı; eğer aşka şeytan karışmasaydı...
Gençliğin verdiğ[Üzgünüz.Linkleri Sadece Üyeler Görebilir. Üye olmak için tıklayınız...] cesaretle zor bir aşkın içine gözü kapalı giriverir Aslı. Toplum kurallarını, ahlakı, vicdanı, ayıbı bir kenara atarak, teyzesinin sevgilisi Ömer’e kaptırır kalbini. Sevgilisinin evli olması bile umurunda değildir ilk başlarda. Ama kıskançlıklar, sorgulamalar, hayaller ve hayal kırıklıklarının ardından çareyi kaçmakta bulur. Yıllar sonra, artık olgun bir kadın olduğunu sandığında Ömer tekrar çıkar karşısına.
“İnsanın kaçmak isteyip de koşamadığı rüyalar gibiydi. Büyülenmiş, duruyordu. Onu hayatında ilk kez, bu gece gördüğüne yemin edebilirdi. Kasıkları ateşe verilmiş gibi alev alev yanmaya başladı ve [Üzgünüz.Linkleri Sadece Üyeler Görebilir. Üye olmak için tıklayınız...]çi korkuyla doldu. Kalbi sıkıştı, niye on altılık bir küçük kız gibi titreyip duruyordu teyzesinin sevgilisinin karşısında? Bu adamı daha önce hiç çekici bulmamıştı ki... Erkek olduğunun bile farkında değildi. Çığlık atmak istiyordu ama gel gör ki, üzerinden geceliği sıyrılırken itiraz etmeyi bile başaramadı. Tanımadığı bir duygu bütün vücudunu sarmıştı. Böyle bir şeyin varlığıyla karşılaşmak bile, dünyanın hiç de güvenilir bir yer olmadığının kanıtıydı. Burası, bizim bildiğimiz, alıştığımız ve tanıdığımızı sandığımız yer değildi. Her köşesinde farklı boyutlara açılan gizli kapılar vardı ve türlü tuzaklarla insanı, ne yapıp edip kendisine yenik düşürüyordu. Yapmam dediğimiz şeyleri yaptıran, söylemem dediğimiz sözleri söyleten bir gücün esiriydik. Ve bu güç, bizim içimizde, tohumlarımızdaydı. Bir sınırın çok yakınına gittiğimizde, o sınırın orada olmadığını görüyorduk. Sınırlar mı sürekli değişiyordu, yoksa zaten onlar bizim var olmasını dilediğimiz seraplar mıydı?”
 
Geri
Üst