Aşkın Tarifi
Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi…
Ama kendimden bile önce tanıdığım…
Her saniye yeniden doğmak gibi…
Ama asırlardır süren…
Kışa dönmeyen sonbahar; derin, duygulu…
Yaza dönmeyen ilkbahar; serin, coşkulu…
Ama kendimden bile önce tanıdığım…
Her saniye yeniden doğmak gibi…
Ama asırlardır süren…
Kışa dönmeyen sonbahar; derin, duygulu…
Yaza dönmeyen ilkbahar; serin, coşkulu…
Ilık avuçlarında, kar taneleri…
Güneş sıcağı, gözleri…
Ve sözleri…
Ve sesi…
Güneş sıcağı, gözleri…
Ve sözleri…
Ve sesi…
Böyle olmalı aşkın tarifi…
Ki, tarif edilememeli…
Ki, tarif edilememeli…
“Resmini çiz!” deseler…
Bacası tüten bir ev belki…
Belki gece yarısı terkedilmiş bir şiir…
Veya kaldırımların kanına giren…
Aşkın ayak sesleri…
Bacası tüten bir ev belki…
Belki gece yarısı terkedilmiş bir şiir…
Veya kaldırımların kanına giren…
Aşkın ayak sesleri…
“Resmini çiz!” deseler…
Her köşe başı ıhlamur kokar…
Yağmur kokar…
Veya…
Gecenin koynuna bırakılan gözyaşları…
Gizli ve mahcup…
Her köşe başı ıhlamur kokar…
Yağmur kokar…
Veya…
Gecenin koynuna bırakılan gözyaşları…
Gizli ve mahcup…
Aşk, istemektir belki…
Belki bir ticaret; pazarlıksız…
Bedeli kalbinizdir… Bedeli her şeydir…
Sonrası bir uzun yolculuk…
Sonrası; nasip!
Belki bir ticaret; pazarlıksız…
Bedeli kalbinizdir… Bedeli her şeydir…
Sonrası bir uzun yolculuk…
Sonrası; nasip!
Tarifini sorsalar…
Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi…
Az kalsın ölüyormuşum gibi…
Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi…
Az kalsın ölüyormuşum gibi…
Ahmet Telli