Atatürk'ün dersinde ve sohbetinde bulunanlar

PaSikA

Yeni Üye
Üye
Atatürk'ün dersinde ve sohbetinde bulunanlar
Yüce Atatürk'ün 15 Eylül 1928 Cumartesi günü saat 14.30'da Harf Devrimi nedeniyle, Sinop'a teşrifleri ve kara tahta başında Yeni Alfabenin esaslarına ait ilk dersi verişleriyle ilgili bu tarihi kaynaklardan başka; Her 15 Eylül'de yapılan kutlama günlerine biraz daha aydınlatıcı bilgiler katmak, halkı ve gençliği Atatürk sevgisine biraz daha yaklaştırmak maksadıyla, Eylül 1972 yılında, O günü yaşayan Sinopluları tespit edip kendileriyle röportaj yapmaya koyuldum.
İlk röportajı, yukarıda kaleminden okuyup öğrendiğimiz, Sinop'un yetiştirdiği en büyük değerlerden, bu gün Sinop çapında, hiç şüphesiz kişiliği ve şairliği ile yurt köşelerine kadar tanınacak, ve hakkında ciltlerce eserler verilecek olan Merhum Şair Ferit Dikmen (Emiri) ile (Ölümünden beş ay önce) evinde 18.9.1972 Pazartesi günü saat 15-17.00 de , daha sonra Atatürk'ün "Muallimler.... Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." Dediği atatürk devrimlerine yürekten bağlı, Atatürk devrimlerinin öğretici ve yükselticisi olan o tarihlerde genç ve dinamik öğretmenlerle; Sayın Emekli Öğretmen Hüseyin Avni Özbek, Sayın Emekli Öğretmen Dündar Karabay, Sayın Emekli İlköğretim Müdürü Hüseyin Dinçer (o yıllarda Trabzon Öğretmen Okulunda 4. Sınıf öğrencisi, öğretmen adayı idi.) beylerle yaptım.
Müstesna hatırayı yaşamanın gurur ve sevinci ile dolup- taşan benim erişemediğim bir heyecanla o günün derinliklerine inen bu canlı tarihler, büyük bir memnuniyetle (44) yıl önceki anılarını bir bir aktarıverdiler uzattığım mikrofona.
Banta aldığım bu çok kıymetli röportajı, gelecek kuşakların istifadesine sunmak, emsalsiz hatırayı bu gün canlı tarihlerimizin sesinden nice yıllara aktarıvermek için, Sinop Müzemiz Müdürlüğü'ne mal ederek, şimdilik orada mahfuz tutulmasını sağladım. Her birinden birer anı nakledilmiştir.



Merhum Şair Ferit Dikmen
(1898 - 1973 )

Önder Mustafa Kemal ; yatı mektebindeki dersten ve gezilerinden sonra parkta hazırlanan masalarda oturup yemek yiyerek halkla sohbette bulundular. Ben de üç saat Onun sohbetinde bulunarak can kulağı ile dinledim ve kana kana seyrettim.
Vakit geç olmuştu. Lüks lambası asılıyordu. Havaya şöyle bir bakarak " Lüks lâmbasına ne lüzum var. Şu güzel mehtap yanında lüks çok sönük kalıyor. Söndürünüz onu. Bu manzara, şu lâtif liman ne kadar güzel, Ah! Ne olaydı da bu manzaradan biraz da Ankara'da olsaydı."diyerek, Sinop'umuzun tabii güzelliği olan hayranlığını belirttiler.
Her 15 Eylülde, o tarihi gelişe ait ya bir Şiir ya bir Makale yazarak, o günü ve o güne ait hatıralarımı yadederim.


Hüseyin Avni Özbek
(Emekli İlk Öğretmen. (1899 - )
15 Eylül 1928 Cumartesi günü iskele, günün erken saatlerinde kundaklı kadınlar, hasta insanlara varıncaya kadar Büyük Kurtarıcımız ve Devrimcimizi karşılamaya gelen Sinoplularla dolup taşmaya başlamıştı. Bütün iskele ve yollar halılarla döşenmişti.
Hükümet konağındaki istirahatten sonra, Mektep-i İdadinin bahçesine ders vermek için hareket ettiler. Yeni alfabe hakkında uzun malûmat verip, bazı harfleri gösterdiler. Önce Millî Eğitim mensuplarını (öğretmenleri) sonra da halktan (Arabacı Bekir Ağa ve bir Bayanı) tahtaya çağırdılar. Herkesin gayet iyi kavradığını görünce çok memnun oldular.
Akşam şehir parkında yemek yiyip, sohbet ettikleri sırada Sarıklı bir Hocayı (Recep Hoca) yanına çağırtıp oturttu. Ona bir çok şeyler sordu. Cevap aldı. Hoca'ya "Bu kıyafetle halk arasında dolaşmasının iyi olmadığını, cübbeyi ve sarığı camide bırakmasını, onları yalnız namaz kılarken giymesini, sarık yerine bir şapka alıp dışarıda onu giyip ve elbise ile dolaşmasını " söyleyerek yeni ve temiz bir kıyafet yaptırması için de bir miktar para bıraktı.
Bir ara herkes çıkardığı deftere imza attırıyordu. Hemen ben de yerimden fırlayarak sıraya geçtim. Tarihe yön veren en büyük insanın imzasını aldım. Atatürk'ü görmek ve imzasını taşımak, sohbetinde bulunmak, unutamayacağım hatıramdır.

Hüseyin Dinçer
Emekli İlköğretim Müdürü (1907 - )

15 Eylül 1928'de Trabzon Öğretmen Okulunun 5. Sınıfında idim. Trabzon'a hareket için köyümden şehre (Sinop'a) gelmiştim. Sokaklarda heyecanla koşuşan halktan Büyük kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal'in Sinop'ta olduğunu ve Yatı Mektebi'nde halka ders verdiğini öğrendiğimde mektebe koştum. Köylü kasabalı, kadın erkek, çoluk çocuk bahçeyi doldurmuştu. Mustafa Kemal bizzat tahta başında idi. Genç bir Öğretmen adayı olmam nedeniyle ders verişini sonsuz bir merakla takibe koyuldum. Arabacı Bekir (Ağa) ya ders verişi çok ilginçti. (AT), (OT) kelimelerini öğretirken her harfi, bilhassa (A) harfini tekrarlatıyor , her tekrarda ise Bekir (Ağa) AAAAA.....diye çok yüksek bir sesle bağırıyordu.
50 yaşlarına kadar cahil kalan bir kimsenin gösterilenleri kısa zamanda kavrayışı ve yüksek sesle bağırışı Atanın çok hoşuna gitmişti.
Atatürk'ü görmek büyük bir mutluluktur. Onu görme mutluluğuna erişmiş olmam ise hayatımın en büyük hatırasıdır.

Dündar Karabay
Emekli İlk Öğretmen (1318 - )

O tarihte Sinop Merkez İlkokulunda (İstiklâl) azimli ve genç bir öğretmen olarak görev yapmaktaydım. Okul Başöğretmeni "Mustafa Kemal geliyor karşılamaya gideceğiz" diye haber vermişti. Hemen çocuklarımızı hazırladık. Her ne kadar atamıza lâyık olmasa da küçük bir buket de yapmıştık. Park caddesinde okulumuza ayrılan yerde yerimizi almıştık. Bir hayli zaman geçti: Tasavvur edilmez bir kalabalık sonsuz bir sabırla bekliyordu. Nihayet Atayı getiren İzmir vapuru ağır ağır ilerleyip, bugünkü Turistik otel hizalarında demir attı. Halk yerinde duramıyor, bir an önce Atasını görmek için can atıyordu. İskeleye çıkan Ata'ya yol açmak için, emniyet mensupları bir hayli güçlük çekmişti. Tezahuratta bulunan halkı selamlayan Ata, çocuklarımızın önüne geldiğinde çocuklarımızdan biri buketimizi takdim etti. Ata çocuklarımızı okşadı. Vilayet konağına çıkarak; aynı kalabalıkla yatı mektebine ders vermeye hareket etti. Bizzat kara tahta başına geçerek öğretti. İmtihana çağırdı. Halkın yeni Harf Devrimine alâkası ve hevesi Ata'yı çok memnun etti, görevliler öğretmen olduğumuzu öğrenince bir arkadaşımla bana yeni harflerle ilgili 3-4 broşür verdiler. Hayatımın en büyük hatırası Ata'yı görmek bahtiyarlığı ve o güne ait verilen broşürlerdir."
15 Eylül 1928 Cumartesi günü, saat 16.ya kadar bir -iki saat ünlü dersini veren Gazi, günün gecesinde Samsun'a hareket etmiştir.
16 Eylül 1928'de Samsun'da Genel Meclis Odasında, Belediye memurlarını sınava çekmiş, sınav sonunda tahtaya yeni harflerle : " Bütün arkadaşlarımız yeni yazımızı okuyup- yazıyorlar." Cümlesini yazmıştı.
21-22 Eylüllerde gazetelerde harf devrimi ile ilgili direktiflerini bildiren Büyük Başöğretmen, gezisine devam ederek Sivas'a ve Kayseri'ye uğramıştı. Sivas'ta, Atatürk ve Yeni Türkiye araştırmaları Başkanı Sayın Afet İnan'ın teyit ettikleri gibi yine bizzat ders vermişti.
28 Eylül 1928'de her gittiği yerde olduğu gibi, açık havada kurulan bir kara tahta başında, ordu mensuplarına ve halka Lâtin Harfleriyle Türkçe yazmayı öğretmişti. Kayseri'de verdiği bu derse ait fotoğrafta tarih sayfalarına geçmiştir.
 
Geri
Üst