Bilebilseydin keşke...

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Bilebilseydin keşke...

Yağmur yağıyor, damla damla ıslanıyor ruhum. Karanlık ve kapkara bir gecede beni ışıtacak bütün merhamet nurlarını terkediyorum. Ne karanlık sokaklardan ne her köşe başını tutmuş korkularımdan basedeceğim bugün sana. Ne sevgimi anlatacağım ne mahrum bırakılmışlığımdan dem vuracağım. Anlatmaktan vaz geçtim bu belli değil mi, anlamaktan vaz geçtim...

Bilebilseydin keşke...

Anlamak ve anlaşılmak kaygılarından sıyrıldığın vakit kazanç ve kaybediş kapılarını kapadığın zaman duyabileceğin tek şey duygusuzluk...Her şeyin sabit nakışına konuk olduğunda donuk nazarların ve içindeki çocuk katledildiğinde Hülagünün hırçın atının ayakları altında son bir can çekişine tanık olduğunda kalbinde, yitirilmenin ne olduğunu bilebilseydin keşke...
Bilebilseydin keşke...
Duygu fırçasının dünya mimarisinde ki ihtişamını görebilseydin, hissedebilseydin kanlı bir gün batımında kaçıp giden zamanın neler alıp götürdüğünü senden ve kaybolmayan ve eskimeyen tek şeyinin seni asla terk etmeyen tek şeyinin geçmişinden getirdiğin acılar olduğunu...Hala inkar edermiydin bir kalbinin varolduğunu...
Bilebilseydin keşke...
Benlik ülkesindeki tahta kurulu bulunan yalanların ve aldanışların son soluğunu alırken göğsünde ızdırablı bir sancı yaratacağını, nefes alışının son ızdırabını hatıralarında bulabilseydin keşke...
Bilebilseydin keşke...
Ne hüzündür oysaki kaleme hüküm veren kaide ne derttir kederdir. Vefasız bir sevgili uğruna sarfedilen kelimelerdir... Bu anlamsız uğraşının beyhudeliğine gülümsüyor gibisin, oysa taşa kalbini kazıyan Keremin öyküsüne ağlayabilseydin, taşlar ve ağıtlar arasında kalmış çocukluğumun şiirini okuyabilseydin keşke...
Bilebilseydin keşke...
Bu sanrı bu bir hayal, gerçek olamayacak ne varsa hep o sevginin içinde bulur hâl, "Ne söylersen söyle boş!" dedirtir kâl, sözler ona aşıkken behemhâl, kimi kime şikayet edeceksin ey mâl! Göğsünden sukun eden çağlayanı durdurabilseydin keşke...
Bilebilseydin keşke...
Yılları devirmiş bir pir-i faninin gözlerinde hayat bulan sonbahar hüznünün alında kaybettikleri için yakılan en acı ağıt olduğunu görebilseydin keşke... Kazanmak ve kaybedilmenin nefsani bir hikayenin başıboş kavramlar olduğunu farkedebilseydin keşke...
Bilebilseydin keşke...
Gönlün en âli makam olduğunu. Sevmek ve sevilmek idealinin sadece O'na ait olduğunu...
Benliğinden sıryılabilseydin o zaman görebileceğin varlığında fanilik secdesine kapanabileceğim tek zeminin o olduğunu anlayabilseydin keşke... Bırak artık varolmak hevesini, gerçek bilgisizliğin hakikat olduğunu sezebilseydin keşke...

Bilebilseydin keşke...
Tevazu beldesinde oturabilseydin keşke. Mütekebbir adımlarla helak etmeseydin beldeni, ilk baharın coşku içinde açacak bahçeleri seyredebilirdin ama sen Hulagû'ya yâr olmayı seçtin, nefretin seni esir ettiğini bilebildeydin keşke..
Aslında kaybedende kaybedilende sensiz...

Sesin seni yitirdiğin noktayı...
 
Geri
Üst