Bir Çıkmaz Sokaktayım
çıkmaz sokaktayım
.
alıntıdır
.
Ben girdiğimde güneşli bir bahar sabahıydı burada, cam önlerinde saksılarda sardunyalar vardı hatta, bahçedeki kamelyadan hanımelinin kokusu geliyordu, böyle güzel bir sokağın sonu mutlaka güzel bir yer olmalıydı...
Kendimi kaybettim sayende,
Kendim kendimi tanıyamaz oldum.
Artık nerdeyim, hangi noktadayım,
Başındamıyım yolun, yoksa çoktan sonuna mı geldim... bilmiyorum...
Ne istiyorum hayattan, yaşamak istediklerim bunlar mı?
Artık sorgulayamaz halde beynim, doldu...
Öylesine doldurdun ki, yeni bir soruya yer kalmadı.
Eskilere de cevap aramıyorum artık zaten.
Yaşadığımı sorgulayamaz oldum.
İçim öyle acıdı ki;
Ummak ve Yanılmakla,
Hep aynı hatayı hep aynı yerde yapmakla.
Bunu bilmek nasıl da daha fazla acıtıyor.
Bu sokağın bir çıkışı olmalıydı,
Ben girdiğimde güneşli bir bahar sabahıydı burada, cam önlerinde saksılarda sardunyalar vardı hatta, bahçedeki kamelyadan hanımelinin kokusu geliyordu, böyle güzel bir sokağın sonu mutlaka güzel bir yer olmalıydı...
Nereden bilebilirdim ki, yürüdüm inançla her şeye rağmen yine de umutla...
O yolun sonundayım şimdi...
Karşımda buz gibi soğuk bir duvar duruyor.
Bütün yollar kapalı artık, çıkmaz sokakmış... döndüm arkama bir an şaşkınlıkla, arkamda bıraktığım o yol yürüdüğüm yol değil artık... bütün evler virane, çiçek kokuları da yok, hava sisli ve puslu, is çökmüş heryere, karanlık bir sonbahar akşamı...
Geri dönsem karanlık...
Önümde gidecek yol yok...
Şaşkınlıkla öyle hızlı çarpmışım ki duvara... her yerim kanıyor şimdi...
Filizkıran fırtınasında açan tomurcuk gibi kırılıyorum... kanıyorum.
Kendimi kaybettim sayende,
Kendim kendimi tanıyamaz oldum.
Artık nerdeyim, hangi noktadayım,
Başındamıyım yolun, yoksa çoktan sonuna mı geldim... bilmiyorum...
Ne istiyorum hayattan, yaşamak istediklerim bunlar mı?
Artık sorgulayamaz halde beynim, doldu...
Öylesine doldurdun ki, yeni bir soruya yer kalmadı.
Eskilere de cevap aramıyorum artık zaten.
Yaşadığımı sorgulayamaz oldum.
İçim öyle acıdı ki;
Ummak ve Yanılmakla,
Hep aynı hatayı hep aynı yerde yapmakla.
Bunu bilmek nasıl da daha fazla acıtıyor.
Bu sokağın bir çıkışı olmalıydı,
Ben girdiğimde güneşli bir bahar sabahıydı burada, cam önlerinde saksılarda sardunyalar vardı hatta, bahçedeki kamelyadan hanımelinin kokusu geliyordu, böyle güzel bir sokağın sonu mutlaka güzel bir yer olmalıydı...
Nereden bilebilirdim ki, yürüdüm inançla her şeye rağmen yine de umutla...
O yolun sonundayım şimdi...
Karşımda buz gibi soğuk bir duvar duruyor.
Bütün yollar kapalı artık, çıkmaz sokakmış... döndüm arkama bir an şaşkınlıkla, arkamda bıraktığım o yol yürüdüğüm yol değil artık... bütün evler virane, çiçek kokuları da yok, hava sisli ve puslu, is çökmüş heryere, karanlık bir sonbahar akşamı...
Geri dönsem karanlık...
Önümde gidecek yol yok...
Şaşkınlıkla öyle hızlı çarpmışım ki duvara... her yerim kanıyor şimdi...
Filizkıran fırtınasında açan tomurcuk gibi kırılıyorum... kanıyorum.
alıntıdır