Birliktelikler EMEK ister

handanca

Daimi Üye
Yönetici
Birliktelikler EMEK ister


http://misrakadin.blogcu.com/KaDiNLaR+Ve+ERKeKLeR/


Hiçbir ilişki sadece mantık üzerine kurulmaz... Aynı şekilde sadece aşk da mutlu olmaya yetmez. İlişki, dünyanın en zor işidir ve uyulması gereken kuralları vardır

KABULLEN: İki şeyi kabulleneceksin. Birincisi "aramızda iktidar problemi olmasın şekerim" gibi girişimler tamamen hayalcidir; kabul edeceksin. İkincisi, bir insanın bir başkasını hep aynı şiddette sevmesi mümkün değildir, bunu da kabul edeceksin.

İZİN VER: Karşındakinin kendisi olmasına izin vereceksin; en sana uymayan yanlarını bile budamaya kalkmayacaksın. Sen de uyum sağlamak için kendini eksilten bir çabaya girişmeyeceksin. Bu, hiçbir zaman sandığın kadar iyi olmaz; her zaman sandığından kötü olur.

BELDEN AŞAĞI VURMA: Hiçbir kavgada, asla belden aşağı vurmayacaksın. Onun kişiliğini yıkacak seyler söylemeyeceksin; onun zaaflarını kavgada koz olarak kullanmayacaksın. Sevdiğin insanla "yenmek" için kavga etmeyeceksin.

İKİ KİŞİLİK EVREN KUR: Kanepede uzanıp yaptığınız dedikodularla, komik küçük sohbetlerle sadece ikinizin anlayacağı bir dil ve bu dilin etrafında iki kişilik bir evren kuracaksın. Dünya işleri zaten ağır; sen hafifleteceksin!

ONUN TARAFINI TUT: Ne olursa olsun üçüncü kişilerin yanında ve üçüncü kişilere karşı onu tutacaksın! Hiç "objektif" gibi görünmeyebilir bu sana ama zaten ilişki sübjektiftir.

YIKILMA: En ölümcül haller dışında hiçbir üzüntünde onun üzerine yıkılmayacaksın. O senin doktorun, psikoloğun değil, sevgilin. Kendi derdini mümkünse kendin halledeceksin.

EMEK HARCA: İlişkinin ihtiyaçlarını hassas bir görü ile saptamaya gayret edeceksin. Örneğin onun yalnız kalmaya ihtiyacı varsa, tepesine binip sevgi performansları yapmayacaksın.

ÖĞREN: Birlikte yeni şeyler görmeye, öğrenmeye, yeni maceralar yaşamaya bakacaksın. İlişkinin enerjiye ihtiyacı varsa, kendini akışa bırakmayacaksın.

ANTRENMAN YAP: Birbirinize çok yapışıp kaldığınız anlarda derhal ufak çaplı tek başına yaşama antrenmanları yapacaksın. Ona da yaptıracaksın! Bu, ilişkiye yeni enerji girişini sağlayacaktır.

DİKKAT ET: Bu en önemli emirdir. En önemli şey ilişkiniz değildir. En önemli şey, o ve sensin; ayrı ayrı... İkiniz de birer insansınız.. Onu ve kendini olduğun gibi kabul etmeye dikkat et..



http://misrakadin.blogcu.com/KaDiNLaR+Ve+ERKeKLeR/



Bazı kadınlar ve bazı erkekler vardır...

Farklıdır...

Her yerde, her insanda başka biri olurlar.

Ya da şöyle diyelim; başka bir tarafları ortaya çıkar.

Herkes onu farklı tarif eder.

Anlatırken, kimi neşeli, kimi hüzünlü, kimi cimri kimi de bonkör tarafına ağırlık verir.

Biri onu, sağduyulu ve zeki bulurken öteki rahatlıkla sığ bulabilir.

Ama aslında o, hepsi birdendir. Hem öyledir, hem böyledir.

Bazen öyle, bazen böyledir.

Hemen yanlış anlamayın, şahsiyetsizlikten bahsetmiyorum.

Ben hep aynı, her yerde aynı olmayanlardan bahsediyorum.

Büyük bir gururla, “Ben böyleyim” diyenlerden değil. Ne demekse!

“Ben böyleyim...”

Öyle geldin, öyle git o zaman...

Ne olur sanki şu hayattan iki şey öğrenip değişsen, gelişsen. Olmaz değil mi?

Olmaaz...

Bunlar bir de kendilerinden üçüncü şahıs gibi bahsederler.

Mesela benim şöyle konuştuğumu farz edin, “Dilek Önder’in ağzından laf bir kere çıkar.”

Bu tip insanlarla karşılaştığımda içimden şu soruları sormak gelir:

Bir kere kendine niye isminle hitap ediyorsun?

İkincisi ağzından laf, bir daha çıksa ne olur?

Sen kimsin ki o kadar önemli bir laf edeceksin?

Bir laf daha et de, birinin gönlünü kazan.

Yookk...

O kadar önemli ki yani o kadar olur. İkinci laf çıkmaz ağzından.

Bir de “Değişemem”ciler vardır.

“Bu saatten sonra değişemem” derler ya...

Niye?

Niye değişemezmişsin?

Biz neyiz de, değişiyoruz.

Değiş. Sen de değiş.

Çok mu iyi biliyorsun da değişmiyorsun?

Yoksa en iyisini sen mi biliyorsun?

Nereden biliyorsun?

Haaa... Anladım. “Ben durayım, herkes benim istediğim gibi olsun” demek istiyorsun sen...

İşte bunlar gibi sıkıcı insanlardan bahsetmiyorum.

Oldukları yerde sayanlardan...

Mutsuzlardan...

Ben diğerlerini anlatmak istiyorum.

Değişenleri...

Herkesle farklı insan olanları...

Nasıl mı?

Mesela kadınlar...

Bazı kadınları her erkek farklı tarif eder.

Aynı kadını yani...

Eskiden bir kadın tanımıştım. Hayatına giren erkekleri şöyle anlattı bana:

“Sekiz yıllık kocam bana ‘Sen frijitsin’ derdi. Gerilirdim. Tabii fazla gitmedi, boşandık. Ondan sonra bir başkasıyla birlikte oldum. Onunla her şey normaldi. Beni romantik buluyordu. Tutkulu değil ama düzenliydi ilişkimiz. Şimdiki bir başka. Sanki havalardayım. O da aynı duygularda... Bana, ‘Beni uçuruyorsun’ diyor. Uçuyoruz...”

Alın size bir kadın, üç farklı tarif...

Bu kadar kısa...

Bir paragraf. Demek ki neymiş? Kadın, en azından “Ben böyleyim, değişemem” dememiş...

Değişmiş, hem de çok değişmiş...

Mutsuz, gergin bir kadınken cıvıl cıvıl birine dönüşmüş...

Şimdi o üç erkek, bir gün bir şekilde karşılaşsa...

O kadını anlatsalar birbirlerine...

Aynı kadından bahsettiklerini bile bilmeyecekler...

Eeee? Yani? Yani bazı insanlar vardır; farklıdır...

Yani bazı kadınlar bazı erkeklerle daha da farklıdır...

Bazı erkekler de tabii... Farklıdı
r...


 
Geri
Üst