Buyrun buyrun bakın utanmayın =)

hoşcakalın ne demek oldugunu biliyor musun sevgili?
“Hoşça kal”da kocaman bir umut vardır çünkü.
“Sen hoş kal, ben geleceğim”dir aslında ardına gizlenen.
“Şöyle bir tur atıp geleceğimdir.
Bir kayboluş değildir “Hoşça kal”,
Aksine beş dakika sonra geleceğimdir ya da beş saat sonra.
Gelirken de tüm umutları çuvalla getirmektir.
Hayatın gülücüklerine ufak bir hüzün eklemektir,
Dudağın yarısına tebessümü sakla
Nefes almanın biraz güçleştiğini hissetmek ama hiç durmayacağını bilmektir.
“Hoşça kal” ağlamaktır koparcasına, sarılmaktır karşındakine.
Çünkü bilinir ki geriye kesin dönüş vardır bir gün.
Aşk bitmemiştir yüreklerde, daha sıcacıktır.
O sıcaklık köz olsa da hiç bitmeyecektir.
Zira “Hoşça kal” denmiştir giderken.
Gözler birbirinden hiç ayrılmayacaktır, kalple işbirliği yaparcasına.
Kalp, adını her duyuşta fırlayacaktır yerinden.
Çünkü “Hoşça kal” denmiştir giderken.
Dünyanın bir ucunda bile olunsa o hep seninledir,
Nefesi hep boynunda, umudu hep seninledir.
Bazen bir köşe başında beklemektir,
Onun oradan sana koşacağını bilmektir.
Ağlarken güldürür.
Severken daha da sevdirir.
“Hoşça kal” kısa bir mola, küçük bir nazdır.
Ancak ne olursa olsun, sonu hep mutluluktur.
 
ayrılık....

Önce Birkac kelime Cıkar Agzından
DUR GİTME DİYE..
Ardından Bakakalırsın Sonra..Ve FaRketmeden Gözlerinden YaşLar Süzülverir gidişiyle Sırılsıklam Olmus Kalbine..Ellerini uzatırsın Boşluga Ama Ne Fayda..Giden çoktan Gitmiştir yüreginden .. Ve ellerini Boşluklarda hissedersin önce .. İcin Ürperir Kabullenemezsin.Heryerde hayaliyle konuşursun .. Farketmeden değil bu konuşmalar,aslında en aklı başında insandan daha akıllısındır o an..Bilirsin GİTMİŞTİR..Kabullenir aklın gidişini..
YA YÜREGİN?
Kalbine Bir Ağrı Girer En Şiddetlisinden Sonra Gözlerin Kayar Kapıya Dogru..
Ve Gidişinin Rüzgarıyla Bir Kez Daha ürperir icin .. O Bomboş Odanın Duvarları Üstüne üstüne Gelir Birden Duvardaki resimlerle beraber aglarsın..Ve bir isyan kopar yüreginin derinlerinden..Daha Gitmeden özlemişsindir aslında onu..
YA GİTTİKTEN SONRA?
Bir ELVEDA gibi…
Onsuz Gecelerin Korkunc Hayali Gelir Aklına..Oldugun yerde Donar Kalırsın..
Önünde Onsuz Geçecek Birsürü Yıl..Yüzlerce Gün..Binlerce Saat Vardır..
VE ARTIK HER YENİ GÜNE ONUN SEVDASIYLA UYANMAYACAKSINDIR.
Korkarsın Gidişinden .. Yoklugundan .. Yanlızlıktan
Ve Hayatın Onsuz Ne Kadar Anlamsız Oldugunu Anlarsın..Her Cümlende Sacmasapan Gitme Deyişin Gizlidir…GİTMEEE!!!
Yüzlerce Kez Söylersin Gittikten Sonra “o”…
Ve Sonunda Onun Gidişini Kabullenemeyen Kalbin..Senin Bittigini Kabulleniverir…
Hayatının geri kaLanında hep gitme ler oLur.. ve sonsuza kadar üşür ellerin..
Yüregini paketLeyip gönderirsin ona.. ve son nefesinde biLe onun adını sayıkLarsın gitmeLerLe…
HoşçakaL sevgiLim der sana kuru kuru.. hoşçakaL..






/..Ve konuştugun onun hayaLidir asLında../​
 
bir aşkk masalı...

Yeni evli bir çift vardı.Evliliklerinin daha ilk
aylarında,bu işin hiç de hayal ettikleri gibi
olmadığını anlayıvermişlerdi.Aslında
birbirlerini sevmiyor değillerdi.Son zamanlarda o
kadar sık olmasada evlenmeden önce sık sık
birbirlerini çok sevdiklerine dair ne kadar da dil
dökmüşlerdi.Ama şimdilerde küçük bir söz,ufak
bir hadise aralarında orta çaplı bir kavganın
çıkmasına yetiyordu.
Bir akşam oturup ilişkilerini gözden geçirmeye
karar verdiler.Her ikisi de boşanmayı istemekle
beraber,işlerin böyle gitmeyeceğinin
farkındaydılar.
Erkek,’Aklıma bir fikir geldi’dedi.’Bahçeye bir
ağaç dikelim ve eğer bu ağaç 3 ay içinde kurursa
boşanalım.Kurumaz da büyürse bunu bir daha
aklımızdan geçirmeyelim.Bu süre içinde de ayrı
ayrı odalarda kalalım.’
Bu ilginç fikir hanımının da hoşuna gitti.Ertesi
gün gidip bir meyve fidanı aldılar ve birlikte
bahçeye diktiler.
ARADAN BİR AY GEÇTİ..
BİR GECE BAHÇEDE KARŞILAŞTILAR..
VE HER İKİSİNİN DE ELİNDE İÇİ SU DOLU BİRER
BİDON VARDI…..
 
eee!!! biraz da ara verelim... sizlere hiiçç üşenmedim börekler,dolmalar yaptımm buyrun afiyetce yiyin...:D

dolma-2.jpg






borek.jpg







kuru-borek-mama-1.jpg
 
ayy cokk özür dilerimm...heyecanıma verin..ne içerdiniz?...neyse ben getireyim bir koşu dolaptan ..ne var ne yok ...:D


images




images




images



afiyetciklerr olsunn ...:D
 
tatlılarımızda geldii...

tatlısız daa olmaz aslaa..buyrunn umarım begenirsiniz...afiyett olsunn...kuzularımm...:kartanesi:

images



images




images
 
Son düzenleme:
nasreddin hoca fıkraları....hep berabaerr gülelimm...birazdaaa....:D


Hoca bir gün arkadasiyla konusuyormus arkadasi demis ki : -Ya hocam dün sizin evden bir ses çikti. Bu neydi?. Hoca ise : Hiç sadece hanimla biraz tartistik kavugum merdivenlerden yuvarlandi, demis. Arkadasi : -Yahu hocam hiç kavuktan bu kadar ses çikar mi?, demis. Hoca : -Ya anlasana içinde bende vardim, demis....





Nasreddin Hocanin bir gün karisi ölmüs.Bir ay sonra kocasi ölmüs dul bir kadinla evlenmis.Evlendigi kadin Hoca ya sürekli eski kocasini anlatiyormus. Yine bir gün yatakta kocasini anlatiyordu.Işte benim kocam şöyle yapardi,böyle yapardi...Hoca sinirlenmis ve kadina bir tekme atmis ve kadinyere düşmüş.Kadin sormuş aman hoca niye attin beni.Hocaninda cevabi hazir:-Eee yatakta bi sen yatiyosun bi ben bide eski kocan üçümüz sigamadik sende düştün..








hocaya bır gun sormuslar : hocam burcunuz nedir?hoca :teke demiş ahali :tekee diye bir burç yoktur ki demış hoca:60 yıl once doğduğumda burcum oğlaktı 60 yıl sonra buyudu teke oldu demıs






Hoca, evlilik ne demektir? -Gunduzleri cifte hirlama, geceleri cifte horlama!









Birgün nasrettin hocanın kazana ihtiyacı olmuş.
Nasrettin hoca komşusundan kazanı almış ve işi

bitince geri getirmiş.Nasrettin hocaya kazan

yine lazım olmuş ve yine getirirken içine küçük

bir kazan koymuş.Sonra komşuya geri getirmiş.

Komşu küçük kazanı görünce hocaya: bu ne diye

sormuş.Nasrettin hoca demişki senin kazan

doğurdu.Sonra kazan "Nasrettin" hocaya bir

daha lazım olmuş.Hoca bir daha kazanı almış

ama geri getirmemiş.Komşu kazanı merak edip

"Nasrettin" hocanın evine gitmiş.Kazanı sormuş.

Nasrettin hoca demişki senin kazan öldü.

Komşu demişki inanmam.Nasrettin hoca demişki

sen kazanın doğurduğuna inanıyorsunda öldüğü-

ne niye öldüğüne inanmıyorsun demiş.:D















 


BİR TUTAM HAKSIZLIK

Adaletiyle halkının sevgisini kazanmış bir hükümdar, adamlarıyla birlikte ülkesini dolaşıyordu. Seyahati sırasında, ıssız ve dağlık bir araziye gelmişlerdi. Görünürde küçük bir çoban kulübesi bile yoktu. Bu sırada, hükümdarın aşçısı, huzuruna gelerek üzüntü ile sızlandı:
‘‘Sultanım, size en güzel yemekleri yapmak için yanınızdayım, ama erzak yükümüzde bir tutam bile tuz kalmadı. Tuzsuz ne yemeğin, ne de ekmeğin tadı olur! Ben şimdi ne yapacağım?’’
Sultan cevap verdi:
‘‘En yakın köye git. Orada tuz satan bir tüccar bul. Fakat sadece hakkı olan fiyatı öde; fazladan tek kuruş bile verme!’’
Aşçı hayret içinde hükümdara baktı ve şu sözlerine engel olamadı:
‘‘Sultanım! Siz ki bu dünyada herkesten fazla hazineye sahipsiniz. Tuza birkaç kuruş fazla ödeseniz ne çıkar, o fazlalık sizin hazinenizden ne eksiltir?’’
Hükümdarın cevabı, tahta geçtiğinden beri ülkede hüküm süren adaletli yönetimin de özeti gibiydi:
‘‘Sen büyük haksızlıkların nasıl meydana geldiğini sanıyorsun? Dünyada herkesin şikayet ettiği büyük haksızlara, işte böyle küçük küçük haksızlıklar yol açıyor. Küçük şeyler, sonuçta bir göl çukurunu dolduran su damlalarına benzer. Dünya ilk kurulduğunda haksızlık bir tutamdı. İnsanlar küçücük haksızlıklardan ne çıkar diye onu bu kadar büyüttüler.”

‘‘O yüzden , insan küçük de olsa, büyük de olsa ne haksızlık etmeli, ne de haksızlığa razı olmalı. Şimdi git ve tuzu hakkı olan fiyattan al gel.’’
 
Geri
Üst