Çocukların Cesaretini Nasıl Kırarsınız?

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Çocukların Cesaretini Nasıl Kırarsınız?
Çocukların cesaretlerini kırmada etkili püf noktalar....Ve Küfür eden çocuklara nasıl davranmalı, ne anlatmalı?


Çocuklar, "Dur, yapma, etme, elleme, kırarsın, bozarsın, düşersin, dökersin vb." kelimelerle büyür. Anne-babalar, daha küçük yaşlardan itibaren çocuklara sınırlar koyar. Hiçbir anne-baba, "Hadi oğlum, korkma, atla bir şey olmaz koltuktan atlamakla" demez.
Hep olumsuz kelimelerle sınırlanan çocuk, içindeki yapabilme cesaretini kaybeder. Çocuk küçüklükten itibaren başarısızlığı öğrenir. Okul yaşamında da iş yaşamında da sorumluluk almak istemez, yeni şeyler üretme yanlısı olmaz. Bu nedenle çocuklarımızın cesaretlerini kırmamalı, onları ümitlendirmeli ve desteklemeliyiz.



Çocukların yaşları ilerledikçe başarabilme, yani 'yapabilirim' düşüncesi azalır. Bunun nedeni, "yapabilirsin" gibi olumlu kelimelerle biten cümlelerden kat kat fazla "yapamazsın" gibi olumsuz kelimelerle biten cümleler duymalarıdır.

Kızım bırak o tepsiyi sen taşıyamazsın ben taşırım, bardakları kıracaksın.
Yavrum pastayı sen yapma kıvamını tutturamazsın.
Yavrum sen salata yapmasını öğrenemeyeceksin. Hadi sen ders çalış. Boş ver bunları ben hazırlarım.
Bu matematik dersi de bu yıl çok zormuş.
Fizik, Geometri dersinden geçer not almak her babayiğidin harcı değildir.
8. sınıf çok zor galiba.
Yavrum senin kafan matematiğe basmıyor.
Bu kadar İngilizce kelimeyi nasıl ezberleyeceksin? Bunu ezberlemen imkânsız.
Bu tür olumsuz cümleler, tabii ki çocuğu ümitsizliğe düşürecek ve başarısızlığa sevk edecektir. Adeta başarısızlık çocuklara öğretilmiş olacaktır.

Neden başaramıyorlar?

Bir kişiye 40 kez deli dersen deli olurmuş. "Başaramama" duygusu, insanlara gen yoluyla geçmemiştir. Çocuklar, bu duyguyu sonradan çevrelerinin etkisiyle öğrenmiştir. Onun için biz çocuklarımıza 40 gün akıllı diyelim. Onlar zaten akıllı.
Evladım senin arkadaşlarından ne eksiğin var. Tabii ki yapabilirsin.
Kızım sen çok kabiliyetli birisin. Misafirlere pastayı sen yapabilirsin.
Okula artık kendin gidebilirsin.
Bak evladım, senin tek rakibin kendinsin. Buradaki herkesi yenebilirsin.
Eminim artık tek başına yüzebilirsin.
gibi cümlelerle onları motive edelim. Ümitsizliğe düşürmeyelim.

Furkan Emre, matematik dersinde uyuyakalmıştır. Bu sırada öğretmen tahtaya üç tane soru yazar ve der ki:

"Bu soruları zaten çözemeyeceğinizi biliyorum ama bir uğraşın."
Furkan Emre, uyandığında tahtadaki soruları defterine kaydeder. Normal bir ev ödevi olduğunu zanneder. Eve gittiğinde sorunun birini çözer. İki tanesini çözemez. Ama sınıfta bulunan diğer öğrenciler hiçbirini çözememişlerdir. "Zaten çözemeyeceğimiz bir soruymuş, boşuna uğraşmayalım." diye düşündükleri için soruyu çözmek için defteri bile açmamışlardır.

Çocuklarımızı "öğrenilmiş çaresizlik" denilen duruma sevk etmekteyiz. Öğrenilmiş çaresizlik, bireyin davranışlarıyla olumsuz bir sonucu kontrol edemeyeceğini öğrenmesinden sonra, davranışlarıyla olumsuz sonucu ortadan kaldırabileceği durumlarda gereken çabayı gösterememesi olarak tanımlanır. Anne-babalar olarak çocuklarımıza sınırlar koymak yerine onlara hareket alanları oluşturmalıyız. Onları cesaretlendirmeli, takdir etmeli ve desteklemeliyiz. Unutmayın! Tüm çocuklar yeteneklidir, yeter ki siz onlara güvenin ve fırsat verin..




Küfür eden çocuklara nasıl davranmalı, ne anlatmalı?


Çocuğunuza okuyacağınız hikâyenin kahramanını kötü söz söyleyen bir çocuk olarak seçin. Bu çocuk, kötü söz söylediğinde, annesinin nasıl üzüldüğünü hikâyelendirin.
Ama asla çocuğunuz ile hikâye kahramanını bütünleştirmeye kalkmayın. Çocuğunuzun kullandığı kötü sözlere alternatif kelimeler öğretin. Çocuk, kızgınlık anında, üzüntü anında hangi kelimeyi kullanacağını bilmelidir.


Dr. Ekrem ÇULFA
 
Geri
Üst