Dış piyasalardaki dalgalanma, talebi sınırlar

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Dış piyasalardaki dalgalanma, talebi sınırlar
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Para Politikası Kurulunun 13 Eylül 2007 tarihli faiz indirim kararının, kamu harcamalarının, başlangıçta öngörülen yıl sonu bütçe ödenekleriyle uyumlu yönde gerçekleşeceği varsayılarak alındığını, herhangi bir ek varsayımda bulunulmadığını bildirdi.

Yılmaz bu arada, sıkı maliye politikasının kararlılıkla devam etmesi yönünde gösterilecek irade ile 2008 yılı için belirlenecek kamu kesimi ücret artışları ve bütçe büyüklüklerinin enflasyon hedefiyle uyum içinde olmasının, önümüzdeki dönemde faiz indirimlerinin hızını etkileyecek önemli unsarlardan biri olduğunu vurguladı.
Başkan Yılmaz, dün İstanbul For Seasons Hotel'de, dar kapsamlı köşe yazarları grubuyla bir araya gelerek bir sunum yaptı.


Merkez Bankasının internet sitesine bugün konulan sunumda, Para Politikası Kurulunun Eylül ayında yaptığı toplantısında kısa vadeli faiz oranlarının 0,25 puan düşürülmesine karar verilmesine neden olarak ''kısa vadeli faiz oranlarında ölçülü indirim sürecine başlanması için gerekli şartların oluşması'' gösterildi.

Sunuma göre, fiyat hareketlerinde 3 aylık eğilimi baz alarak olusturulan yıllıklandırılmış veriler, enflasyondaki düşüş sürecinin devam ettiğini gösteriyor.
3 aylık eğilim baz alınarak yapılan hesaplar, hizmetler grubu enflasyonunun 2006 yılının ortasında tepe noktasına ulaştıktan sonra, parasal sıkılaştırmanın desteği ile hızla gerilediğini ve 2007 yılı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 7 düzeyinde gerçekleştiğini gösteriyor.


Tüketici kredileri kullanımı özel tüketim harcamalarında önemli bir ivmelenmeye işaret etmiyor.

-DIŞ PİYASALARDAKİ DALGALANMALARIN ETKİLERİ-
Sunumun ''uluslararası Gelişmeler ve Yansımaları'' bölümünde şöyle denildi:
''Diğer yandan, risk algılamasındaki artışın, Türkiye'deki bankaların yurtdışından borçlanıp YTL cinsi kredi verme eğilimlerini azaltarak iç talebi sınırlayıcı bir etkide bulunduğu gözlenmiştir.
Yaşanan dalgalanmalar, 2006 yılında görülen benzerlerinden farklılık arz etmektedir.
İlk başta yatırımcıların riskli varlıklardan sakınması sonucu gelişmekte olan ülkelerin risk primlerinde bir artış gözlendiyse de, bu ülkelerin yerleşmis bir ''subprime mortgage'' piyasasına sahip olmaması, yaşanan çalkantılardan gelişmiş ülkelere göre daha az etkilenmeleri sonucunu doğurmuştur.
Sonuç olarak dış piyasalarda meydana gelen dalgalanmaların Türkiye ekonomisine olası etkilerinin, ağırlıklı olarak iç ve dış talebi sınırlandırıcı yönde olacağı öngörülmektedir.''

-TEMKİNLİ DURUŞA DEVAM .
Sunuma göre, Eylül ayında faiz indirim sürecine başlanmakla birlikte, para politikası temkinli duruşunu sürdürüyor.
20 Eylül 2007 tarihli son beklenti anketinde, 24 ay sonrasının yıllık enflasyon beklentisi, 'yüzde 5,4' ile enflasyon hedefinin altında seyrediyor.
Buna rağmen Merkez Bankasının temkinli ve ölçülü bir faiz indirim süreci izlediği durumda, 2008 yılının sonunda enflasyonun yüzde 4'lük hedefin altında gerçekleşebileceği öngörülüyor.
Bu nedenle Merkez Bankası kendi kurumsal tahminlerine daha fazla atıfta bulunmasının, beklentilerin doğru yerde oluşmasını hızlandıracağını düşünüyor.
2008 yıl sonu için belirlenen enflasyon hedefi yüzde 4. 27 Temmuz 2007 tarihli enflasyon Raporunda yer alan politika faizlerinin yılın son çeyreğinin başından itibaren ölçülü olarak indirildiği varsayımı altında, enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2007 yılı sonunda 5,1 ile yüzde 6,9 arasında (orta noktası yüzde 6), 2008 yılı sonunda yüzde 1,5 ile yüzde 4,9 arasında (orta noktası yüzde 3,2) gerçekleşeceği tahmin edildi.
Sunumda, sıkı maliye politikasının kararlılıkla devam etmesi yönünde gösterilecek irade ile 2008 yılı için belirlenecek kamu kesimi ücret artışları ve bütçe büyüklüklerinin enflasyon hedefiyle uyum içinde olmasının, önümüzdeki dönemde faiz indirimlerinin hızını etkileyecek önemli unsurlardan biri olduğu kaydedildi.

Milliyet
 
Geri
Üst