Diz Üstü Bilgisayar Kullanıcılarına 10 Altın Öğüt !

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Diz Üstü Bilgisayar Kullanıcılarına 10 Altın Öğüt !
1 - Sabit diskimi bölümlere ayırmalı mıyım?

Bazı bilgisayar kullanıcıları sabit disklerini ilk aldıkları günkü gibi yani tek bölüm olarak kullanırlar. Fakat herhangi bir sistem sorunu ya da işletim sisteminde oluşabilecek bir hata sonucunda sabit disk içerisindeki bütün önemli bilgiler büyük olasılıkla C: bölümünde kalır ve bu da geri dönüşümü oldukça zor bir hadisedir. Dosyalarınıza yeniden ulaşmak için işletim sisteminize bakım yapmalı ve eğer bu bakım sonucunda herhangi bir sonuç alamazsanız da sabit diskinizi kasanın içerisinden söküp diğer bir bilgisayara bağlamanız gerekmekte. Ardından iki disk arasında dosya alış-verişinde bulunarak kurtarmak istediğiniz dosyalara yeniden erişebilirsiniz. Ayrıca kullanmakta olduğunuz bilgisayarın bir dizüstü bilgisayar olduğunu düşünürsek sabit diski sökme işleminin bazı modeller dışında sadece teknik servisler tarafından yapıldığını da hatırlatmak gerekiyor. Eğer sabit diskinizi ikiye ayırmış ve önemli dosyalarınızı işletim sisteminin kurulu olmadığı bölümde depolasaydınız bu durumla karşılaşmayacaktınız. Günümüzde artık çoğu dizüstü bilgisayar 60 ya da 80 GB kapasiteye sahip disklerle beraber geliyorlar. Hal böyle olunca ikiye ya da daha fazla bölüme ayırma işlemi için daha fazla alan ayırabilirsiniz. Peki disk bölümleme işlemi nasıl yapılır? Bu işlemi dilerseniz üçüncü parti yazılımlarla dilerseniz de Windows XP içinde yer alan bir araç sayesinde gerçekleştirebilirsiniz. Öncelikle Bilgisayarım’a sağ tıklayın ve “Yönet” seçeneğini seçin. Ardından karşınıza gelecek olan “Bilgisayar Yönetimi” pencersinde “Depolama” kategorisinin altındaki “Disk Yönetimi bölümüne gelin. Burada sabit diskinizdeki bölümleri detaylarıyla beraber görüntüleyebilir ve dilediğiniz kadar bölümler oluşturabilirsiniz.

2 - Windows XP Home Edition mu yoksa Professional mi?

Bildiğiniz gibi Windows XP’nin en yaygın olan sürümleri “Home Edition” ve “Professional” olarak isimlendiriliyor. Peki üretici firma olan Microsoft’un neden iki adet sürüm çıkarma ihtiyacı hissettiğini hiç düşünmüş müydünüz? Cevap çok basit. Bilgisayarlarını ev ya da küçük çaplı ofislerinde kullanan bilgisayar kullanıcılarına yönelik olan Home Edition sistemi ilk bakıldığında Professional sürümle aynı gibi gözükse de bünyesinde oldukça fazla değişim bulunuyor. Bunlardan ilki ve en göze çarpanı kesinlikle güvenlik politikası. Normal bir ev kullanıcısı için erişebileceği kaynaklar fazla olmayacağından dolayı Professional etiketi bulunan versiyonda güvenliğe daha fazla önem verildiği ve bilgisayarı daha etkin kullanan kullanıcılara yönelik olduğu belirtiliyor. Hal böyle olunca güvenliğe daha önem veren kullanıcılar ve büyük çaplı ofislerde Windows XP Professional işletim sistemini kullanması gerekmekte. Bütün bunların dışında bilgisayarlarına dışardan erişmek isteyen kullanıcıların da Professional versiyonu seçmesi gerekli. Çünkü “Uzak Masaüstü Bağlantısı” sadece Professional sürümde bulunmakta. Ayrıca Professional, Home Edition’a nazaran daha gelişmiş veri yedekleme ve geri alma seçenekleri sunuyor.

3 - F Klavye mi? Yoksa Q klavye mi?

Bilgisayar dünyasında bilindiği gibi iki adet klavye yerleşimi standartı bulunmaktadır. Bunlardan “Q” klavye düzeni “F” e göre dünya üzerinde daha fazla kullanıcı sayısına sahip bir oluşum olma özelliğini korumakta. Kullanıcıların klavyedeki tuşlara daha kolay bir şekilde hükmedebilmesi için geliştirilen bu sistemleri dizüstü bilgisayarınızı satın alırken seçebilirsiniz. Eğer bilgisayarınızı aldığınızda kullandığınızdan daha farklı bir karakter setiyle karşılaşırsanız o zaman üreticini firmadan destek alabilir ve kullanmakta olduğunuz klavye düzenine göre modifikasyonlar yaptırabilirsiniz.

4 - İşletim sisteminizi güncel tutmaya çalışın

Bilgisayarınızı güncel tutarak güvenlik tehditlerinden ve çeşitli sürprizlerden korunabileceğinizi biliyor muydunuz? Bunun için Windows XP içerisinde kullanıcıya oldukça gelişmiş güncelleme seçenekleri sunan bir bölüm mevcut. Bu seçeneklere masaüstünüzde bulunan “Bilgisayarım” ikonuna sağ tıkladıktan sonra karşınıza gelecek olan “Özellikler” seçeneğine tıkladıktan sonra “Otomatik Güncelleştirmeler” bölümünden erişebilirsiniz. Yalnız burada dikkat etmeniz gereken çok önemli bir nokta var. O da, Windows XP’yi bilgisayarınıza ilk kurduğunuzda güncelleştirme ayarı “Otomatik” olarak seçilidir ve her gün gece 03:00’da aktif hale geçeceği belirtilmiştir. Zira gece saat 4’te bilgisayarınızın büyük olasılıkla kapalı olduğunu düşünecek olursak güncelleme işlemi gerçekleşmeyecek ve böylelikle sisteminiz tehdit altında olacaktır. Bunun için, buradaki seçeneklerden size en uygun olanını işaretlemelisiniz. Bizim size önerimizse kesinlikle “Bana bildir, ancak onları otomatik olarak karşıdan yükleme” seçeneği. Böylelikle yeni güncellemeler çıkınca haberiniz olacak fakat eğer müsaitseniz yükleme işlemini başlatacaksınız.

5 - Sürekli elektriğe takılı bir dizüstü bilgisayara mı sahipsiniz?

Dizüstü bilgisayarlarını genellikle ev ya da iş yerlerinde kullanan kullanıcıların dikkat etmediği oldukça önemli bir durum vardır. O da, elektriğe bağlıyken bilgisayarınız içindeki pili çıkarmamaktır. Böyle bir durumda şehir elektriğine bağlı güç kablosundan gelen elektrik pilinizin üzerinden geçerek anakarta ve diğer parçalara ulaşır. Böylelikle pilinizin ömrü siz farkında olmadan oldukça hızlı bir şekilde azalır. Bu durumdan kurtulmak için tek yapmanız gereken eğer bilgisayarınızı uzun süre sabit bir mekanda elektriğe bağlayarak kullanacaksanız pili çıkarmanız. Bu durumda elektrik akımı direkt olarak pil aracılığı olmadan bilgisayarınıza ulaşacak ve bu şekilde pilinizin ömrünü büyük ölçüde arttıracaksınız.

6 - Dizüstü bilgisayarıma sıvı dökülürse ne yapmalıyım?

Eğer böyle bir durum başınıza gelirse yapmanız gereken ilk işlemin bilgisayarı kapamak ve güçten kesmek olduğunu unutmamalısınız. Çünkü klavye setleri anakartın hemen üzerinde bulunur ve içerde oluşan sıcak havanın dışarı atılması için belirli bölgelerde havalandırma boşlukları bulunmaktadır. Durum böyle olunca dizüstü bilgisayarınıza kazayla dökülebilecek olan bir sıvı bu boşluklardan kolaylıkla geçerek kısa devre oluşmasını sağlayabilir. Böyle bir durum gerçekleşirse de kartlarınızdan herhangi birinin yanması muhtemeldir. Bu yüzden en çabuk şekilde elektriği kesmelisiniz. Ardından ikinci olarak yapmanız gereken işlemse müdahale edilebilir bir konumdaysanız sıvı emici bir bez yardımıyla sıvıyı temizleyebilirsiniz. Eğer yapılabilecekler arasında sıvının fazla miktarda dökülmesiyle sizi aşan bir durum hissettiyseniz bilgisayarınızı en kısa süre içerisinde teknik servise götürmelisiniz.

7 - Pilinizin ömrünü uzatmaya yardımcı olun

Belki size şaka gibi gelecek fakat, sabit bir konumda değilseniz ya da dizüstü bilgisayarınız elektriği pil üzerinden alıyorsa masaüstü arka planınıza resim koymaktan kaçınmalı ve de görsel yönden zengin fakat sistem kaynaklarını zorlayan temalardan uzak durmalısınız. Çünkü bir arka plan resmi bile %5 – %10 arası pilinizi daha hızlı tüketmenizi sağlar. Eğer bu tasarrufu %20’lere çekmek istiyorsanız bazı görsel özelliklerden vazgeçmeniz gerekecek. Bunun için masaüstünüzde bulunan “Bilgisayarım” ikonuna sağ tıkladıktan sonra açılacak olan menüden “Özellikler”e tıklayın ve buradan da “Gelişmiş” sekmesinde yer alan “Performans” bölümündeki “Ayarlar” butonuna tıklayın. Ardından karşınıza “Performans Seçenekleri” penceresi açılacaktır. Buradan “En iyi performans için ayarla” seçeneğini işaretleyip işlemi onayladığınız andan itibaren işletim sisteminiz daha az pil ömrü tüketecek konuma gelecektir.

8 - Pilinizin ömrünü uzatmaya yardımcı olun

Dizüstü bilgisayarınızdan İnternet’e kablosuz olarak bağlanıyorsunuz diyelim. Bu işlem içinse Wi-Fi teknolojisine sahip kartları kullanıyorsunuz. Eğer pilinizin ömrünün uzun bir şekilde gitmesini gerektirecek bir durumdaysanız ve eğer İnternet’e bağlanabilmeniz için bir Ethernet kablosu’nu kullanabiliyorsanız İnternet’e Ethernet aracılığıyla bağlanmanız yararınıza olacaktır. Bu durum, pil ömrünüzü uzatarak dizüstü bilgisayarınızı daha uzun süre kullanmanızı sağlayacaktır.

9 - Güvenlik tedbirlerini almayı kesinlikle unutmayın

Eğer bir dizüstü bilgisayara sahipseniz sayısız kolaylıkların dışında beraberinde oldukça yüksek riskleri de kabullenmişsiniz demektir. Öyle ki; taşınabilir bir bilgisayar olduğundan çalınma riski masaüstü bilgisayarla göre oldukça yüksek. Bunun için gerekli önlemleri almalı ve eğer dizüstü bilgisayarınız çalınsa bile kötü niyetli kişilerin bilgisayarınız içindeki önemli bilgilere ulaşmamasını sağlayabilirsiniz. Bunun için tek yapmanız gereken bilgisayarınızın BIOS’una ve kullanıcı hesaplarınıza şifre koymanız. Böyle bir durumda bilgisayarınızı ele geçiren kişilerin bilgilerinize erişmelerini zora sokabilirsiniz. Ayrıca çalınan bilgisayarınızın seri numarasını kesinlikle bir yere not etmeniz gerektiğini unutmayın. Çalınma sonrasında üretici firmanıza belirteceğiniz olan seri numara bilgisayarınızın bir şekilde teknik servise gelmesiyle ortaya çıkacaktır.

10 - Son olarak birkaç ipucu

Dizüstü bilgisayarlar taşınabilirliklerinin yüksek oluşu sayesinde beraberlerinde büyük riskleri de beraberlerinde getiriyorlar. Bu riskler arasında kullanıcıların başına en fazla gelense düşürme gibi büyük darbeler geliyor. Dizüstü bilgisayarlar oldukça hassas ürünler oldukları için bu gibi şiddetli darbelerden büyük ölçüde etkilenebilirler. Ayrıca elektronik ürünlerin yaşlanmasında rol oynayan en büyük etkenlerden biri olan tozlanmaya oldukça dikkat etmelisiniz. Bilgisayarınızı mümkün olduğunda tozsuz bir ortamda kullanarak ömrünü uzatabilmeniz mümkün.
 
Geri
Üst