Dua da Ya Rabbi ya Resulallah kapından kovma bizi demek günahmı?

Uzman SühaN

Administrator
Dua da Ya Rabbi ya Resulallah kapından kovma bizi demek günahmı?
Sual: Günlük dualarımı okurken, şaşırıp fazla okuduğum oluyor. Mesela 500 lâ havle çekerken 510 veya 520 olabiliyor. Bunun mahzuru olur mu? Namaz tesbihlerinde de bazen 33 yerine 34, 35 olabiliyor. Mahzuru olur mu?
CEVAP
Unutunca mahzuru olmaz. Kasten sünnet olan miktarı değiştirmek mahzurludur. Yanlışlıkla eksik veya fazla olmasının mahzuru olmaz.

Sual: Âyat-ı hırz, flash bellek denen disklere yüklense ve bu diski üstümüzde taşısak, muska taşımış gibi faydasını görür müyüz? Yani diskteki yazı, muska hükmünde olur mu?
CEVAP
Hayır. Bu cihazların hafızasındaki bilgiler, 0–1 şeklinde kodlarla ifade edildiği, yazı halinde olmadığı için, muska hükmünde olmaz.

Üçgen şeklinde muska
Sual: Muska taşımak caiz midir? Muska nasıl kaplanır? Üçgen şeklinde olmasının, onunla tuvalete girilmesinin mahzuru var mıdır?
CEVAP
Dinin bildirdiği dua ve âyetlerin yazılı olduğu muskayı taşımak caizdir. (Fetava-yı hadisiyye)

Muskanın üçgen veya başka bir şekilde olmasının da hiç mahzuru yoktur. Muska ya yedi kat balmumu kaplanmış muşamba denilen beze sarılır veya tek kat deri yahut naylona sarılır. Bu haliyle tuvalete girmekte de mahzur olmaz. Cünübün taşımasında da mahzur olmaz.

Nutuk çeker gibi
Sual: S. Ebediyye’de, (Cuma namazından sonra cemaatle dua yapmak cahilliktir. Vaazdan sonra toplanarak vaizin yüksek sesle dua yapması bidattir) deniyor. Cuma namazlarından sonra, okunan hatm-i şerifleri, cüzleri, kelime-i tehlilleri ölmüşlerimizin ruhlarına hediye etmek de bu hükme girer mi?
CEVAP
Girmez. Uygun olmayan, camide yüksek sesle, konferans verir gibi, nutuk çeker gibi vaaz ve dua etmektir.

Sual: Peygamberimiz diri olduğuna, işittiğine ve verilen selamı aldığına göre ya Muhammed, ya Muhammed diyerek tesbih çekmek caiz midir?



7.jpg






CEVAP
İşitmek ve selamı almak ayrı şey, Ya Muhammed diye tesbih çekmek ayrı şeydir. Esselamü aleyke ya Resulallah denir, şefaat ya Resulallah denir, ama dediğiniz gibi tesbih çekmek caiz olmaz. (M. Nasihat)

Sual: Sonradan çıkan bid’at diye hoparlörle, kasetle ibadet etmenin caiz olmadığı bildiriliyor. O zaman dijital tesbihlerle de zikretmenin ve tesbih çekmenin caiz olmaması gerekmez mi?
CEVAP
Gerekmez. Dijital tesbihlerle ibadet edilmiyor, sadece sayı sayılıyor. Kaç kere Allah denmişse o tespit ediliyor. Yoksa bizzat dijital tesbih, hoparlör gibi, kaset gibi Kur’an okumuyor, zikretmiyor, yeni bir ses meydana getirmiyor, sadece sayıyı gösteriyor.

Elle yazmak
Sual: Dua âyetlerinin ve diğer duaların, evimizde bulundurmak ve üzerimizde taşımak için, elle yazılması şart mıdır? Yazıcıdan çıktı alınsa veya fotokopi çekilse de olur mu?
CEVAP
Evet, olur. Mutlaka elle yazmak gerekmez.

Şeytandan korunmak için
Sual: Şeytandan korunmak için, cima esnasında, âyât-ı hırzın, boyunda asılı olması caiz midir?
CEVAP
Evet, caizdir. Yatağa euzü besmele ile girilince de, şeytan yaklaşamaz.

Sual: Çeşitli ihtiyaçlarımız oluyor. Bunları insanlara bildirmenin mahzuru olur mu?
CEVAP
Dilenmek veya ücretsiz yaptırmak gibi ise, caiz olmaz. Sebeplere yapıştıktan sonra, işimiz olmuyorsa, dua edip, ihtiyaçlarımızı Allahü teâlâya havale ederiz. Hadis-i şerifte,
(İnsan, ihtiyaçlarını, Allaha havale ederse, Allahü teâlâ, onun ihtiyaçlarını [meydana getirecek sebepleri] ihsan eder) buyuruldu. (Hakim)

Mesela, herkesin ona merhamet ve hizmet etmesini temin eder. Bir beyit şöyledir:

Hak, irade edince, her işi âsân eder,
Sebebini yaratır, bir anda ihsan eder.

Kenz-ül arş duası
Sual: Kenz-ül arş duası muteber midir?
CEVAP
Hadis kitaplarında (Kenz-ül arş) diye bir dua yoktur. Bu duanın faziletinde çok mübalağa vardır. Mesela deniyor ki:
(Cebrail bana dedi ki: Kim ömründe bir kere bu duayı okursa, Allahü teâlâ onu, kıyamette yüzü ayın on dördü gibi parlak haşreder. Herkes onu, bir peygamber veya melek sanır. Ben ve sen onun kabrinin üzerinde dururuz. Ona hesapsız ve azapsız, üzerine binip Cennete girmesi için Cennetten bir Burak getirilir. Sırat köprüsünden şimşek gibi geçer. Onun günahı denizlerin suyundan, yağmurların damlasından, ağaçların yapraklarından, kumların adedinden, daha fazla olsa da, affedilir.)

İnsafla düşünmeli, bir insan kum sayısınca içki içse, ağaçların yaprakları sayısınca zina etse, denizlerdeki suyun damla sayısı kadar kumar oynasa, yağmurların damlası sayınca faiz yese, bu duayı bir kere okuyunca hemen affoluyor. Herkes onu melek veya peygamber sanıyor. Bir kimse, her günahı işlese, İslam’ın beş şartını yapmıyorsa, üstelik itikadı da düzgün değilse, bu duayı bir kere değil, bin kere okusa, doğruca Cennete nasıl gidebilir ki? Muteber kitaplarda olmayan bu ve benzeri duaların faziletine itibar edilmemeli.

Dua olarak okumanın da, dinen bir mahzuru olmaz.

Sual: Rabbi yessir ve lâ tüassir Rabbi temmim bil hayr duası ne zaman okunur?
CEVAP
Mubah olan herhangi bir işe başlarken okunur. Mesela Kur'an-ı kerim öğrenmeye başlarken, yazı yazarken, bina yaparken, dine aykırı olmayan bir işe başlarken söylemek iyi olur. Yapılan işin kolay gelmesi, zor gelmemesi ve hayırla neticelenmesi için dua etmiş oluyoruz.

Melekler korusun demek
Sual: Hristiyanlar gibi (Seni melekler korusun) diye dua etmek uygun olur mu?
CEVAP
İbadetlerde gayrimüslimlere benzemek, caiz değildir. Müslümanlar, (Seni Allahü teâlâ korusun) diye dua ederler!

Korkmamak için
Sual: Doğumdan sonra bir tıkırtı duyunca bile korkan kadınların ne yapmaları gerekir?
CEVAP
Şifa âyetleri yazılı kâğıdı suya koyup, bu suyu içmeli. Şifa âyetleri birçok hastalığa iyi gelir.

Kekeme Duası
Sual: Dilimdeki pelteklikten dolayı çok doktora gittim, bir çare bulamadım. Ne yapmam uygun olur?
CEVAP
Şifa âyetlerini ve dualarını, ihlâsla okumak iyi gelir. Taha suresinin 25., 26., 27. ve 28. âyetlerini okumak da iyi gelir. Orijinali için tıklayınız.

33’lük tesbih kullanmak
Sual: Tesbihi elime alınca Allah’ı hatırlıyorum. Dışarıda, yollarda riya, gösteriş olmaması için 99’luk tesbih yerine 33’lük tesbih kullanmak uygun olur mu?
CEVAP
Riya kalbde olur. Evde bir kişinin yanında da riya olabilir. Dışarıda başkalarının dikkatini çekiyor. 33’lük tesbih, 99’luğa göre daha az dikkati çeker, kullanılabilir. Genelde 33’lük tesbihle oynayanlar çok olduğu için, zikir olduğu pek anlaşılamaz. Burada önemli olan, dikkati çekmemektir.

Her gün okumak
Sual: Duaları kendine vird edinip, her gün belli sayıda okumak bid’at midir?
CEVAP
Hayır, bid’at değil, sünnettir. Vird, devamlı yapılan, âdet haline getirilen ibadet, tesbih ve dualar demektir. Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(“Bismillâhillezî lâ-yedurru me’ asmihî şey’ün fil-erdı velâ fissemâi ve hüves-semî’ul’alîm” duasını sabah 3 kere okuyana akşama kadar, akşam okuyana da, sabaha kadar hiç bela gelmez.) [İbni Mace]

(Her namazdan sonra 3 kere, “Estagfirullâhel’azîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüv el hayyel kayyûme ve etûbü ileyh” okuyanın, bütün günahları affolur.) [İbni Sünni]

(Sabah-akşam 7 kez, “Hasbiyallahü lâ ilahe illâ hü, aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül-arşil’azîm” okuyan dünya ve ahiret sıkıntılarından kurtulur.) [İbni Sünni]

(Cuma namazından sonra, 7 kere İhlas, Felak ve Nas surelerini okuyan, bir hafta kazadan, beladan ve kötü işlerden korunur.) [İbni Sünni]

(Sabah veya akşam namazını kıldıktan sonra, 7 defa “Allahümme ecirnî minen-nar” diyen, o gün ölürse Cehennemden korunur.) [Nesai]

(Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur.) [Dare Kutni]

(Her namazdan sonra 33 kere “Sübhanallah”, 33 kere “Elhamdülillah”, 33 kere “Allahü ekber”, sonra bir kere, “Lâ ilâhe illallahü vahdehu lâ şerîke leh, lehül-mülkü velehül hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr” diyen kimsenin deniz köpüğü kadar günahı olsa da affedilir.) [Müslim]

(Bir kimse, sabah akşam yüz defa “Sübhânallahi ve bihamdihi” derse, o gün ve o gece hiç kimse onun kadar sevab kazanamaz.) [Deylemi]

(Vird edinip, her zaman okuduğu dua veya tesbihi, ihmal edip, okumadan yatan kimse, sabah namazından öğle namazına kadar olan vakit içinde okursa, yine gece okumuş gibi sevaba kavuşur.) [Müslim]

Emeklerimizi boşa çıkarma
Sual: Allah’ım emeklerimizi boşa çıkarma diye dua ediliyor. Sanki Allah emeklerimizi boşa mı çıkarır? Böyle dua etmek caiz midir?
CEVAP
Evet, caizdir. Emeklerimize sevab veren veya boşa çıkaran elbette Allahü teâlâdır. Kalbleri kaydırıp Cehenneme atan da odur. Bir âyet-i kerime meali:
(Rabbimiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra kalblerimizi saptırma, kaydırma!) [Al-i İmran 8]

Bu, gaflete düşüp eski kötü halimize dönmek istersek, lütfedip, bizi eski halimize döndürme, ibadetlerimiz noksan olsa da kabul et, günahlarımızdan dolayı bizi perişan etme, hak ettiğimiz cezayı bize verme demektir, ama mesela (Ya Rabbi, rahmetini esirgeme!) denmez, çünkü esirgemek cimrilik anlamındadır. Burada Allahü teâlâ cimrilikle suçlanmış olur.

Hayırlı kapı aç!
Sual: Rüyamda (Allahümme yâ müfettihal ebvâb, iftah lenâ hayral bâb) duasını söylememi istediler. Böyle bir dua var mı, varsa, ne anlama geliyor?
CEVAP
Evet, öyle bir dua, vardır. (Ey kapılar açan [müşkülleri, sıkıntıları giderip ferahlatan] Allah’ım! Bize hayırlı kapı aç) anlamındadır.

Elleri aşağıya çevirmek
Sual: Namazdan sonra yapılan dualarda eller aşağıya çevrilir mi?
CEVAP
Hayır, çevrilmez. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Dua ederken ellerinizi göğe doğru açın, aşağı doğru çevirmeyin, bitince yüzünüze sürün!) [Ebu Davud]

Kuraklıkların geçip yağmur yağması için yapılan duada da eller aşağıya çevrilmez. Yağmur duasında eller omuzdan yukarı kaldırılır. Bir şey istemek için yapılan dualarda, avuçlar göğe karşı açılır. Sadece hastalık, kıtlık ve düşmandan kurtulmak için yapılan dualarda, avuç içleri yere çevrilir. (Merakıl-felah şerhi)

Allah olmayanlara da versin
Sual: (“Allah, olmayanlara da versin” diye dua etmek caiz olmaz, çünkü bu, Allah’ın işine karışmak olur) diyorlar. Böyle dua etmek caiz değil mi?
CEVAP
Çok güzel bir duadır. O zaman her dua Allah’ın işine karışmak olur. Mesela, (Ya Rabbî, beni zengin eyle!) veya (Komşuma bir ev nasip et! Bana hayırlı uzun ömür ver, falanca zalimi kahreyle! Bana dünya ve âhiret saadeti nasip eyle!) diye dua etmek ibadettir, Allah'ın işine karışmak olmaz. Resulullah da böyle dualar etmiştir. Dua etmek ibadettir, Allah'ın işine karışmak olmaz.

Ne muradın varsa
Sual: (Allah, ne muradın varsa, gönlüne göre versin) deniyor. Böyle dua uygun mu?
CEVAP
Mahzuru olmaz, ama bu, fâsıklara, kötü kimselere söylenmez. Çünkü onların muratları ekseriya kötü olur. (Hakkında hayırlısı neyse, Allah onu nasip etsin) diye dua edilebilir.

Üç kere okumak
Sual: (Bir duayı üç kere okuyunca, artık onu her zaman okumak farz olur) diye bir şey var mı?
CEVAP
Hayır, öyle bir şey yok. Alışılıp devamlı yapılan bir ibadeti mazeretsiz terk etmek doğru değildir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bir ibadeti devamlı yaparken, usanıp terk eden, Allahü teâlânın buğzuna uğrar.) [İbni Sünni] (Buğza uğrar demek günaha girer demek değildir. İyisini yapmamaktır.)

Bir ibadeti devamlı yapmak çok kıymetlidir. Bir hadis-i şerif meali:
(Allah katında en kıymetli amel, az olsa da, devamlı yapılandır.) [Buhari]

Arkadan yapılan dua
Sual: En makbul dua nedir?
CEVAP
Bir mümin, bir mümin için dua ederse, melekler âmin der. Melekler günah işlemedikleri için, duaları kabul olur. Günahkârların duası kabul olmaz, ama bir günahkâr mümin, diğerinin arkasından dua ederse, duası kabul olur. Çünkü bu duada riya olmuyor, bir menfaat karşılığı yapılmıyor. Sırf Allah rızası için yapılmış oluyor. (Düâ-i zahrul gayb icabete makrundur) yani (Gıyaben yapılan dua, icabete daha yakındır) denmiştir. Bu, (Bir müminin, diğer müminin arkasından yapacağı dua makbuldür) demektir. Bir hadisi şerif meali şöyledir:
(Bir Müslümanın din kardeşinin arkasından ettiği hayır dua kabul olur. O dua edince, bir melek, “Âmin! Kardeşin için ne istiyorsan aynısını Allah sana da versin” der.) [Müslim]

Demek ki, bir mümin, başka müminin arkasından dua edince, gıyaben yaptığı için ve bu duaya günahsız melek de âmin dediği için o dua makbul olur. Üstelik aynı şey kendimize verileceği için, kendimiz için de makbul dua etmiş oluyoruz.

Kâfirler, fâsıklar dedikodu yaparlar, salihler dua ederler. Aradaki fark ne kadar önemlidir. Salih mümin olmaya çalışmalı, arkadaşlarımızın arkasından hep dua etmeliyiz.

Ölmüşlerinin canına değsin
Sual: Birine su verince, (Ölmüşlerin canına değsin) deniyor. Bu ne demek oluyor? Bir de su dağıtanın, suyun zehirli veya pis olmadığını ispat için, önce suyu içmesi uygun mudur?
CEVAP
Can, ruh demektir. Canına değsin demek, (Verilen suyun sevabı, ölmüş yakınlarının ruhlarına gitsin!) anlamında bir duadır. Su vermenin sevabı çoktur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Günahı çok olan, çok su dağıtsın!) [Şir’a şerhi]

Sudan şüphelenme durumu varsa, önce dağıtan içebilir. Böyle bir durum yoksa, su dağıtan suyu önce oradakilere ikram etmeli, sonra kendi içmeli. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bir topluluğa su dağıtan, suyu en son kendisi içer.) [Müslim]

Sünnete uygun dua ederken
Sual: (Namaz içinde, tavafta ve yatarken edilen dualarda kollar kaldırılmaz ve eller yüze sürülmez) deniyor. Namaz haricinde, dua ederken elleri açmamak ve yüze sürmemek mi gerekiyor?
CEVAP
Sadece bildirilen yerlerde eller açılmaz. Onların haricinde dua ederken eller açılır, duadan sonra eller yüze sürülür. Birkaç örnek verelim:
Resulullah efendimiz, Medine’de, minberde hutbe okurken, ellerini kaldırıp, dua ederdi. (Mir’at-i kâinat)

Yatalak hasta bir nine, Hazret-i Ömer’in vefat haberini alınca, hemen ellerini açıp, (Yâ ilâhel âlemin! Ben o hastalığı, ihtiyaçlarımı bizzat karşılayan Ömer’in yardımıyla çekerdim. Ömer gittiğine göre, benim de ruhumu al, ben Ömer olmadan yaşayamam) diye dua etti. Duası kabul olup, vefat etti.(M. Ç. Güzin)

Bir gün gazada, yiyecek bitti, asker sıkıntı içerisindeyken, Resul-i ekrem, (Allahü teâlâ size, Güneş batmadan rızık gönderecektir) buyurdu. Hazret-i Osman, Resul-i ekremin her sözünün muhakkak doğru olduğunu bildiği için, yiyecek aramaya çalıştı. Bir yerde, dört deve yükü yiyecek buldu. Fiyatın yüksekliğine bakmadan satın alıp Resulullah'a hediye olarak getirdi. Resulullah'ın sözünün doğruluğu meydana çıkınca, müminler sevindi, münafıklar üzüldü. Server-i âlem mübarek ellerini açıp, (Yâ Rabbi, Osman’a çok ecir ver!) diye dua etti. (İslam Tarihi Ans.)

Hazret-i Halid bin Velid, günahlarının affı için, dua etmesini isteyince, Resulullah efendimiz ellerini açarak, (Yâ Rabbi! Halid’in günahlarını bağışla!) diye dua etti.

Bir kimse, Hazret-i Ebu Bekir’den dua ister. O da, ellerini açıp, (Yâ Rabbi, bir günahkâr kul, bir günahkâr kulundan dua istiyor. İkisinin de günahlarını affet!) diye dua eder.

Yalnız yağmur duasında, kıbleye dönülüp avuçlar semaya karşı açık olarak omuz hizasına kadar veya daha yukarı kaldırılıp ayakta dua edilir. Başka dualarda eller böyle kaldırılmaz.

Bir şey istemek için yapılan dualarda, avuçlar göğe karşı açılır. Sadece hastalık, kıtlık ve düşmandan kurtulmak için yapılan dualarda, avuç içleri yere çevrilir. (Merakıl-felah şerhi)

Bela istemek mi?
Sual: Bir arkadaş, (“Ya Rabbi, Cennetteki derecemi yükselt” veya “Beni Cennette Peygamberimize komşu et!” diye dua edilmez. Başka birine de böyle dua edilmez. Çünkü o kişinin bu nimetlere erişecek ameli yoksa, bunlara kavuşabilmek için, Allah ona bela üstüne bela verirmiş. Onun için ne kendimize, ne de başkalarına böyle dua etmek uygun değildir) dedi. Duamız kabul olursa, belasız bu nimetlere kavuşamaz mıyız? Allahü teâlâ, her nimeti illa bir bela karşılığı mı verir?
CEVAP
Dert bela, günahlarımızın affına sebep olur. Günahlarımız yoksa, derecemizin yükselmesine sebep olur. Allahü teâlâ, dert bela vermeden de bu nimetlere kavuşturur. Bir nimete kavuşmak için illa bir belaya uğramak gerekmez. Kendimize de başkalarına da, yüksek derecelere kavuşmak için dua etmeliyiz. Duamız asla boşa gitmez. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Meşru olarak dua eden mümin, şunlardan birine muhakkak kavuşur: 1- Ya dua kabul olur veya kabul edilmiş bir ibadet sevabı alır ve âhirette büyük nimetlere kavuşur. 2- Günahları affedilir veya iyilikleri artar yahut önlenmesini istediği bir kötülüğün bir benzerinden onu kurtarır. O hâlde dua etmeye devam edin! Allah’ın ihsanı boldur. Dünyada duası kabul olanlar, duası dünyada kabul olmayanlara âhirette verilen nimetleri görünce, “Keşke, bizim de dünyada dualarımız hiç kabul olmasaydı” diyeceklerdir.) [Deylemi, Hâkim]

İkinci bir husus, günahlarımız kadar bela gelmiyor. Günahların çoğu affediliyor. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Başınıza gelen bir bela, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. [Bununla beraber] Allah çoğunu affeder.) [Şura 30]

Allahü teâlâ, iyiliklerimize sevab verirken de, tam iyiliğin karşılığını değil, en az on misliyle veriyor. Bu yedi yüz misline, hattâ daha fazlaya da çıkabiliyor. Yani Allahü teâlâ, (Bak sana çok nimet verdim, çok sevab verdim, çok belayı hak ettin) demez. Onun ihsanı boldur.

Duada bencillik
Sual: Bir ateist, (En faziletli dua, kişinin kendisi için yaptığı duadır) hadis-i şerifi için, (Kendine dua etmek bencillik olur) dedi. Kendimize dua etmek uygun değil mi?
CEVAP
Elbette, kendimize de dua edeceğiz. Çünkü dua etmek, namaz, oruç gibi ibadettir. Namazı kendimiz için kılıyor, orucu kendimiz için tutuyor, her ibadeti kendimiz için yapıyoruz. Allahü teâlâ, kendimize de, dua etmemizi emrediyor. Peygamber efendimiz ve diğer peygamberler de kendileri için dua etmiştir. Hazret-i Musa, (Ya Rabbî, ben kendime zulmettim, beni affet!) diyor. (Kasas 16)

Bir hadis-i şerifte, (Âdem aleyhisselam Cennetten çıkınca, “Ya Rabbî, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet!” diye dua etti) buyuruldu. (Taberanî)

Peygamber efendimizin ümmetine örnek olmak için ettiği dualardan bazıları şöyledir:
(Allah’ım, günahımı affet ve rızkıma bereket ver!) [İ. Ahmed]

(Allah’ım, beni çok şükreden ve çok sabreden kullarından eyle!) [Bezzar]

(Allah’ım, beni çok zikreden ve emrine uyanlardan eyle!) [Tirmizî]

(Allah’ım, ilmimi arttır!) [Tirmizî]

(Ya Rabbî, ölümü bana kolaylaştır!) [İbni Ebi-d-dünya]

İnsanın kendisi için dua etmesinin bencillikle ilgisi yoktur. Önce kendimizi, ondan sonra başkalarını kurtaracağız. Kendimiz bataklıkta iken, başkalarını nasıl kurtarabiliriz? Abdullah bin Vehb hazretleri, (Kendisine faydası olmayanın, başkasına faydası olmaz) buyuruyor. Atalarımız da, (Önce can, sonra canan, gemisini kurtaran kaptan) demişlerdir.

Önce can sonra canan
Sual: (Önce can, sonra canan) sözü bence yanlıştır. Egoistlik yapmamak için, kendime dua etmiyor, ana babam ve sevdiklerim için dua ediyorum. Böyle dua uygun değil mi?
CEVAP
Kendine dua etmek egoistlik değil, dinimizin emridir. Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Musa, “Rabbim, beni ve kardeşimi bağışla, bize acı!” dedi.) [Araf 151]

(Rabbim, beni ve zürriyetimi doğru namaz kılanlardan eyle ve duamı kabul et!) [İbrahim 40]

(Ey Rabbimiz, beni, ana babamı ve müminleri hesap gününde affet!) [İbrahim 41]

Bu âyet-i kerimelerde her peygamber, önce kendinin, sonra da, ana baba kardeş gibi yakınlarının bağışlanmasını istiyor.

Peygamberler, sırf kendileri için de dua etmişlerdir. Üç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Süleyman, “Rabbim, beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver!” dedi.) [Sad 35]

[Hazret-i Musa], (Ya rabbi ben kendime zulmettim, beni affet!) [Kasas 16]

[Hazret-i İbrahim ve İsmail], (Ya Rabbi, tevbemizi kabul et!) [Bekara 128]

Hadis-i şeriflerde de Peygamber efendimiz, kendisi için çok dua etmiştir. Mesela üçü şöyledir;
(Allah’ım, rızkıma bereket ver!) [İ. Ahmed]

(Allah’ım, beni çok şükreden ve çok sabreden kullarından eyle!) [Bezzar]

(Allah’ım, ilmimi arttır!) [Tirmizî]

Âdem aleyhisselam da, Cennetten çıkınca, (Ya Rabbî, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet!) diye dua etti. (Taberanî)

İnsan kendini kurtarmadan başkalarını nasıl kurtarabilir ki? Can kurtarılmadan canan kurtarılmaz. Bu itikat yönünden de öyledir. Kendimizin imanı düzgün değilse, başkalarına doğru imanı nasıl öğretiriz, onları nasıl kurtarabiliriz? Kendine faydası olmayanın başkasına nasıl faydası olur?

Atalarım, (Önce can, sonra canan) demişler,
Gemisin kurtarana, (İşte kaptan) demişler.

Tuvalet yaparken
Sual: Rahatsızlığımdan dolayı sık tuvalete gidiyorum. İhtiyacım da uzun sürüyor. Vaktim boş geçiyor. Vaktimi değerlendirmek için, ihtiyacımı görürken dua okumanın, zikirle meşgul olmanın veya MP3 ile dînî sohbet dinlemenin sakıncası olur mu?
CEVAP
Günah olur. Dinimizce mübarek sayılan şeylere hürmetsizlik edilmiş olur. Kasten hürmetsizlik yapmak küfür olur.

Ecirnî - Ecirnâ
Sual: Cehennemden kurtulup Cennete gitmek için, (Allahümme ecirnî min-en-nâr ve edhılnil Cennete) duasını okurken, ecirnî yerine ecirnâ, edhılnil yerine edhılnel dense mânâ değişir mi? Caiz olur mu?
CEVAP
Ecirnî yerine ecirnâ denince, beni değil, (Bizi Cehennemden koru!) demek olur. Edhılnil yerine, edhılnel denirse, beni değil (Bizi Cennete koy!) demek olur. Ama dua, hadis-i şerifte nasıl bildirilmişse öyle okunmalıdır.

Dua ederim demek
Sual: Hiç dua etmeden, (Dua eder, dualarınızı beklerim) deniyor. Böyle demek uygun mu?
CEVAP
Dua etmiyorsa uygun olmaz. Dua ediyorsa uygun olur. Eğer, (Ben dua ettim, ediyorum, yine edeceğim) anlamında söyleniyorsa uygundur. Ama hiç dua etmeden, (Dua eder, dualarınızı beklerim) demek uygun olmaz. Yahut hiç dua etmeden, (Büyüklerin duası olsun) demek de böyledir.

Kapından kovma bizi
Sual: Bazı hocalar dua ederken, (Ya Rabbî, ya Resulallah, kapından kovma bizi!) diyorlar. Böyle söylemek, Allah'a ve Resulüne suizan olmaz mı?
CEVAP
Elbette suizan olur. (Kapıdan kovma) tâbiri hoş değildir. Hattâ din kitaplarında, (“Ya Rabbî rahmetini esirgeme!” demek küfürdür. Çünkü Allah cimrilikle suçlanmış olur. Allahü teâlâ, rahmetini esirgemez) buyuruluyor. (Ya Rabbî bize bol bol rahmet ver) denir. Layık değilsek vermeyebilir. Küfür işler yüzünden Cehennemi hak eden kimsenin kalbini günaha, küfre meylettirebilir. Bunun için, şöyle dua etmelidir:
(Ya Rabbî, kalblerimizi haktan [bâtıla] saptırma!) [Âl-i İmran 8]

(Kıyamette bizi rezil rüsva etme!) [Âl-i İmran 194]

Kalblerin saptırılması ve rezil rüsva olmak, kendi kötü amellerimiz sebebiyledir. Böyle dua edince (Ya Rabbî, bizi o hâle düşürme) diye dua edilmiş olur. Duamız kabul olunca, günahlarımız affolur ve o hâle düşmeyiz.

Rahmetini esirgeme demek



Sual: Selefî gençlerin dağıttığı yukarıdaki yazıda, Allah için, (Rahmetini, merhametini esirgeme!) deniyor. Bu caiz midir? Bir de dua ederken, elleri Hristiyanlar gibi birleştirmişler. Vehhâbîler böyle mi dua ediyor?
CEVAP
Evet, Hristiyanlar, Vehhâbîler ve İbni Sebeciler böyle dua ediyorlar.

Eshab-ı kiram, (Resulullah efendimiz, bir şiddet isabet ettiğinde, dua ederken ellerini fazla kaldırırlardı. O derecede ki, koltuk altlarının beyazı görünürdü) diye bildiriyorlar. [Ebu Ya’la]

Koltuk altlarının beyazlığı görülecek kadar ellerini kaldırıp, üç defa "Allah’ım tebliğ ettim mi?” diye dua etti. (Buhârî)

Yağmur duasında, Peygamber efendimiz koltuk altlarının beyazlığı görününceye kadar kaldırırlardı. (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Nesâî)

Müslim ve Nesâî’nin rivayet ettiği, (Resulullah, duada koltuk altının beyazı görününceye kadar ellerini kaldırırdı) hadis-i şerifi ile diğer hadis-i şerifleri açıklayan Dürr-ül muhtar ve Hindiyye gibi muteber kitaplarda, dua ederken, avuçlar, yüze karşı değil, semaya karşı açık ve göğüs hizasında, ellerin bitişik değil, aralıklı olması gerektiği bildiriliyor.

Dua esnasında ellerini, koltuk altlarının beyazlığı görünecek kadar kaldırmak sünnettir. (El-fıkhü alel mezahibil-erbea)

Duada eller birleştirip kaldırılınca, koltuk altının görünmesine imkân yoktur. Eller açık olmalı ki, koltuk altı görülsün. Hristiyanlara, Rafizîlere ve Vehhâbîlere itibar etmemelidir.

Birgivî Vasiyetnamesi’nde böyle, (Rahmetini esirgeme!) diye dua etmenin küfür olduğu bildirilmektedir. Esirgeme denince, (Allahü teâlâ bazen de rahmetini esirger) anlamı çıkar. (Yâ Rabbî, rahmetini esirgeme!) demekle, sanki (Cimrilik etme!) denmiş oluyor.

Bunun gibi, internetteki herhangi bir yazıyı veya WhatsApp’la gelen mesajları başkalarına göndermemelidir. Yanlış bir yazıyı göndermenin vebali büyüktür.
 
Geri
Üst