Düşünürken Yaptiğimiz Sistemİk Hatalar

Ariza

Yeni Üye
Üye
Düşünürken Yaptiğimiz Sistemİk Hatalar
Genç adam
babasına mutluluğun sırrını sorar.

"Pencerenin yanına git, dışarı bak ve bana neler gördüğünü ve gördüklerinin
sana ne hissettirdiğini söyle." der babası.
"Sokağı, dolaşan, gülen, tartışan, alışveriş yapan, birbirine sarılan,
kavga eden insanları görüyorum. Gördüklerim dışarıda
bir yaşam olduğunu düşündürtüyor ve kendimi iyi hissediyorum." diye cevap
verir genç adam.
Babası tekrar sorar: "Şimdi aynanın karşısına git. Gördüklerini ve hislerini
bana söyle."
"Doğal olarak kendimi görüyorum ve sadece kendimi gördüğüm için yalnız
hissediyorum." der genç adam kafası biraz
karışmış olarak.
"İki seferde de bir cam parçasına bakıyordun. Bana aradaki farkı söyleyebilir
misin?" diye sorar yaşlı adam.
"Birincisinde dışarısını ve insanları görmemi sağlayan temiz bir camdan
bakıyordum, ikincisinde ise kendi görüntümü
bana yansıtan arkası sırla kaplı bir camdan bakıyordum."
"İşte evladım, mutluluğun sırrı da burada yatar: Eğer dışarıdaki insanlar
ve kendi arana sırrın girmesine izin verirsen

sadece kendini görürsün."

Hepimizin ruhsal yapısı, genellikle yaşamda karşılaştığımız tüm sorunları çözümleyecek
güçtedir. Bizleri ruhsal

açıdan zorlayan ve bazı rahatsızlıklara neden olan etkenler olaylara "bakış açımızda" yatmaktadır. Yani
sorun olayın kendisinde değil, o olayı anlarken (anlamlandırırken) yaptığımız
düşünsel hatalardadır. Bu
tip düşünsel hatalar tüm insanlarda görülmektedir. Ancak, depresyondaki veya
diğer ruhsal sıkıntı
içindeki kimseler bu hataları çok sık ve yaygın olarak yapmakta ve onları değiştirmek
ellerinde değilmiş
gibi algılamaktadırlar.
Aşağıda bu tip düşünsel hatalara örnekler verilmiştir.

SEÇİCİ
ALGILAMA:

Bir durumun seçici olarak
belli bir ayrıntısının algılanması, diğer önemli özelliklerin ise göz ardı
edilmesidir. Geri plandaki olumsuz anlamlandırma nedeni ile olayların genellikle
olumsuz detayları
algılanmakta, olumlu detaylar gözden kaçmaktadır.

Örnek:
"Bugün her şey ters gitti. İyi giden hiç bir şey olmadı."
(Gün içinde nötr veya olumlu pek çok olaya rağmen bir kaç olay tüm günün içinden
seçilmiş ve bunlara
göre genel bir değerlendirilme yapılmaktadır.)

"Sinemaya gitme
teklifimi kabul etmedi. Benimle beraber olmak istemiyor."
(Daha önce pek çok yere beraber gitmelerine rağmen, sadece bir teklifin reddi
algılanmakta ve bu
istenilmeyen birisi olduğuna ilişkin düşüncelerini pekiştirmektedir.)

"Sınıfta arka sıradaki
iki öğrenci dersle ilgilenmedi. Ben başarısız bir öğretmenim."
(Dersle ilgilenen 20 öğrenci yerine sadece iki öğrencinin ilgisizliği algılanmaktadır.)

AKIL
OKUMA:


Karşımızdaki kişinin veya kişilerin zihninden geçenleri tahmin etmeye dayanan
bir düşünce hatasıdır.
Eylemlerimiz ve duygularımızı tahmin ettiğimiz bu düşüncelere göre şekillendiririz.

Örnek:
"Bunları onu aşağılamak için söylediğimi düşünüyor."

"Terapistimi sinirlendirdim.
Benim basit bir insan olduğumu düşünüyor.

"Söylediklerine
kızacağımı bile bile anlattı."

ABARTMA:

Yaşanan olumsuz olaylardan
kendisi, çevre ve gelecek ile ilgili abartılı sonuçlar çıkarmaktır. Ufak sorunlar bile tüm geleceğin kötü geçeceğine işaret olarak algılanmaktadır.

Örnek:
"Gece uyuyamadım. Hastalığım iyice ilerliyor."
(Bir gece uyuyamamak hastalığının iyice ilerlediğine işaret olarak algılanmaktadır.)

"Bu işi başaramadım
ve başarısız bir yönetici olduğumu düşünüp beni işten atacaklar."

"Gittikçe kötüleşiyorum
ve dibe batacağım."

"Eğer düşündüklerimi
söylersem karşımdaki kişi kırılır ve çok öfkelenir."

"Hata yaptığını
söylersem mahvolur."

"O kadar saçmaladım
ki daha kötüsü olamazdı herhalde."

KÜÇÜMSEME:

Olumlu olayları küçümseme.
Kişinin başarıları şans eseri meydana gelmiştir. Kendisinin herhangi bir
etkisi olmamıştır. İnsanlar ona acıdıkları için onunla beraberdirler.

Örnek:
"Sınavdan iyi not almam önemli değil. Bunu herkes yapabilirdi."

"Beni işte tutmalarının
sebebi yaptığım işi beğendikleri için değil, başka kimse bulamadıkları için."

"Sevdiklerim bana
acıdıkları için benimle beraberler."

AŞIRI
GENELLEME:

Bir tek olaydan genel kurallar
çıkartmadır. Genellikle bu tür düşünceler ve ifadeler içinde sık sık "her
şey,
hiç bir şey, her zaman, hiç bir zaman, asla, hep gibi tanımlamalar geçer.

Örnek:
"Elime aldığım her şeyi berbat ederim, hiç bir işi doğru dürüst yapamam."

"Kimse bana saygı
duymuyor."

"Hiç bir zaman bana
'aferin' denmedi."

"Herkes birbirinin
kuyusunu kazıyor."

BİREYSELLEŞTİRME:

Çevrede olan olaylar veya
kişilerle ilgili kişisel karşılaştırmalar yapılır veya kişisel bağlantılar kurulur.

Örnek:
"Beni görmeden geçti. Her halde onu kızdıracak bir şey yaptım."

"Düşüncelerini ne
kadar kolay ifade edebiliyor. Ben ise sürekli saçmalıyorum."

"İnsanlar ne kadar
rahat anlaşıyorlar, gülüyorlar, eğleniyorlar; ben ise aralarına karışamıyorum."

HEP
YA DA HİÇ TARZI DÜŞÜNME

Olaylar, siyah- beyaz, iyi-kötü
gibi iki uçta algılanır.

Örnek:
"Bir işi mükemmel yapamayacaksam hiç başlamam daha iyi."

"Bir hata yaptıysan
bu iyi bir kariyer yapamayacaksın demektir.."

"Bana aşık olmadığını
söyledi. Beni önemsemiyor. Onun için bir hiçim."

KONTROL
YANILSAMASI / AŞIRI SORUMLULUK

Kişi kendisini çevresindekilerin
acılarından veya mutluluğundan sorumlu olduğunu hisseder.

Örnek:
"Hastamın iyileşmemesi benim suçumdu."

"Kardeşimin başına
gelenlerden ben sorumluyum."

"Bayramda akrabalarımla
bir araya geldiğimizde herkesin canı sıkıldı. Onları eğlendirmem gerekirdi.
Benim yüzümden sıkıldılar"

"Televizyonun sesi
çok açık, komşular rahatsız olabilirler. Sesi kapattırmam lazım.
( Kişi o sırada bir yılbaşı partisinde ve arkadaşının evindedir.)"

KEYFİ
ÇIKARSAMA


Kanıt olmadan ya da aksi
kanıt olduğu halde bazı sonuçlara ulaşma.

Örnek:
"Yetiştiremeyeceğimi bildiği halde beni zorlamak için böyle yapıyor."

"Beni basit bir
kadın olarak gördüğü için benimle beraber olmak istemiyor."

"Duygularımı açıkça
söylersem insanları kaybederim."

"Kadınlar sadece
yakışıklı ve esprili buldukları erkekleri severler."

ETİKETLEME

Kişinin kendisini veya karşısındaki
kişiyi bir davranışına dayanarak tutumu hakkında bir genelleme yapmak.

Örnek:
"Bana maaşımı geç ödedi. Cimri ve hep kendini düşünen bir insan."

"Anneme yardım edebilirdim.
Ben bencil bir insanım."

DUYGUSAL
KARAR VERME


Kişinin olay veya insanlar
hakkında hissettiklerinin doğru olacağına inancından doğan düşüncelerdir.

Örnek:

"Bir insanı ilk
görüşte onun iyi ya da kötü olup olmadığını hissedebilirim. "

"İnsanların onlar
için kötü düşündüğümü anlıyorlar olabilirler(akıl okuma). İçimde bir suçluluk
hissediyorum, dolayısıyla anlamış olmalılar.





Psikiyatr H.Alp Karaosmanoğlu
 
Geri
Üst