Ekren: Ekonomik vizyonumuzun 5 temel ekseni var

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Ekren: Ekonomik vizyonumuzun 5 temel ekseni var
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, yeni dönemde ekonomide ''5 temel eksen'' belirlediklerini belirtirken, ''Yeni dönemdeki ekonomi politiğimizin bir eksen değişikliği var. 2002-2006 döneminde istikrar sağlayarak büyümeyi oluşturmuştuk. Yeni dönemde, (büyüme ile istikrara geçiş) dönemi başlatıyoruz'' dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Başbakanlık Merkez Binada düzenlediği basın toplantısında, 3 aylık Eylem Planına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ekren, 2002-2006 dönemindeki ekonomik gelişmeler hakkında bilgi verirken, kişi başına düşen toplam borcun kişi başına düşen gelire oranının yüzde 1,32 iken, 2006 sonunda bu oranın yüzde 0,94'e düştüğüne dikkat çekti. Kişi başına düşen gelire oranla toplam borcun bir düşüş trendinde olduğunu belirten Ekren, sadece kamu sektörü borcu dikkate alındığında ise bu oranın yüzde 0,64 olduğunu kaydetti.
Kişi başına düşen yatırımın kişi başına gelire oranının yüzde 0,17'den yüzde 0,21'e çıktığını hatırlatan Ekren, yeni dönemde ekonomik ajandayı belirlerken, bu ekonomik tabanı dikkate aldıklarını söyledi.
Yeni dönemdeki vizyonlarını, ''İstikrar içinde büyüyen, gelirini adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB'ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye'' olarak açıklayan Ekren, ''Dolayısıyla bizim bütün programlarımızı, eylem programımızı ve eylem planımızı belirleyen ve şekillendiren ana kurgu budur. Bunun sektörler, ekonomik birimler ve kamu kurumları bakımından dikkate alınması gerekiyor'' dedi.
Ekren, ''2002-2006 performansı, ekonomik ajandamız kurguladığımız şekilde devam ederse, 2015'te, 2025 ve 2050'de, Türkiye'nin hem gelişmiş 11 ülke arasında yer almasında hem de AB entegrasyonunda ciddi adımlar atılmış olacak'' diye konuştu.

EKONOMİNİN 5 TEMEL VİZYONU-

Ekonomik vizyonun 5 temel ekseni olduğunu kaydeden Nazım Ekren, bunları şöyle anlattı:
''Öncelikle kapsamlı bir istihdam artırma stratejisi... Büyüme ile ilişkisinden dolayı olayı sadece büyüme trendlerine bırakmak yerine büyümenin ortaya çıkartacağı pozitif ivmeye ilave olarak hem sektörel hem bölgesel düzeyde neler yapabileceğimizi tartışacağız.
Sanayinin güçlendirilmesine yönelik özel politikalar... Son 5 yılda önemli atılımlar ve açılımlar yapılmasına rağmen, bölgesel ve sektörel bazda Türkiye ekonomisinin uluslararası rekabet gücünü artırıcı daha saldırgan, daha proaktif bir tedbirler paketine ihtiyacımız olduğu açıktır.
Teknolojik gelişmeler... Türkiye'nin ihtiyacı olan teknolojik gelişmelerin üretilmesi ve transferi konusunda eylem planında çok yansımalar olacak.
İnsan kaynakları sosyal ve kültürel sermaye... Sosyal ve kültürel sermayeyi, toplumsal katmanlar arasındaki ilişkinin kalitesinin artması kadar eğitim kalitesinin de artması olarak anlıyoruz.
Makro ekonomik istikrar ve kamu mali reformlarının devamı...''

EKSEN DEĞİŞİKLİĞİ-

2002-2006 dönemini ''ekonomik normalleşme'' dönemi olarak nitelendiren Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, yeni dönemde ''ekonomi politiğinde bir eksen değişikliği olacağını'' açıklarken, ''2002-2006 döneminde istikrar sağlayarak büyümeyi oluşturmuştuk. Yeni dönemdeki eksen farklılığı, büyüme ile istikrara geçiş dönemi başlatıyoruz. Büyümeyi kalıcı hale getirip, onun ortaya çıkartacağı bir istikrar atmosferinin yükselmesini sağlayacağız'' dedi.
Kişi başına gelirin 10 bin dolara yükselmesinin, gelişmiş ülke ekonomilerinde olduğu gibi, artık siyasi ve ekonomik istikrarın çok daha kolay sağlanabilmesine imkan sağlayacağını anlatan Ekren, Cumhuriyet tarihinde ilk defa, ''ekonomik güvenlik ve ekonomik savunma konsepti'' birlikte ele alacaklarını kaydetti.
İşgücü piyasalarına özel önem verileceğini vurgulayan Ekren, ''Ekonomik gelişmelerde sağladığımız başarının benzer görüntüsünü sosyal gelişmede de sağlayıp, işgücü piyasasının kalitesini, hem çalışanlar hem de işverenler açısından artıracağız'' dedi.
Ekren, 2007-2013 ekonomik ajandasının en kritik eksenini, ''piyasaya güvenin sürdürülmesi'' olduğunu vurguladı.
Bütçe dengesi, cari denge ve yatırım-tasarruf dengelerinde 2007-2012 dönemi için önceki dönemde elde edilen altyapının güçlendirilmesinin öngörüldüğünü anlatan Ekren, Türk sanayisini ''rekabet avantajı sağlayan sektörler'' ve ''geleneksel sektörler'' olmak üzere iki kategoriye ayırdıklarını söyledi.
Ekren, geleneksel sanayinin güçlendirilmesine önem verdiklerini kaydetti.

TÜRKİYE'NİN RATİNGİNİ ARTIRMAK

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, iddialı hedeflerinden bir tanesinin de Türkiye'yi yatırım yapılabilir ülke seviyesine çıkartmak, yani Türkiye'nin ratingini artırmak olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Ekren, rating kuruluşlarının Türkiye'de iş ve yatırım yapma konusunda "Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke konumuna gelmesi" için önerdiği, üzerinde durduğu konular ile hem Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu Kararları ve uygulamaları dahil olmak üzere ilave hangi tedbirler alınacak, o tedbirleri almanın yeni dönemdeki temel ajandalarından biri olacağını söyledi.
Bu dönemde bir strateji ve koordinasyon merkezi sistemi oluşturmayı planladıklarını ifade eden Ekren, temel reform alanlarının ajandanın en kritik bileşenlerinden biri olduğunu, buradaki iki temel yaklaşımın genel ve sektörel etkinlik ile verimliliği artırmak olduğunu söyledi.
Ekren, genel verimlilik veya etkinlik denildiğinde ilk alanın kamu sektörünün merkezi ve yerel yönetimlerin aldıkları karar ve uygulamaların hem amacına uygun olması, hem de en az maliyetle karşılanması, hem de alternatif maliyetlerin yani vazgeçilen herhangi bir şeyden daha iyi bir sonuç çıkarmasını sağlayacak düzenlemeler olduğunu belirtti.
Sektörel etkinlik ve verimlilik denildiğinde özellikle iş adamlarına ve firmaların önemle durduğu, onların maliyet yapılarını karlılığını etkileyen tedbirler paketini ifade ettiklerini belirten Ekren, şöyle dedi:
"Karlılığı ve maliyeti etkileyen istihdam yükleri, girdi fiyatları, rekabetçi çerçevelerin oluşturulması ve ihtiyaç duyan lojistik hizmetler ve kamu alt yapı yatırımların tümüne de bu çerçeve içinde görmeniz mümkün.
Temel yapısal değişimler dediğimizde uygulanan program makro dengelerin sağlamlaştırılması, güçlendirilmesini sağlıyor."

DEMOKRATİK PİYASA EKONOMİSİ-

Yapısal reformlar içinde demokratik piyasa ekonomisi mantığının geçerli olacağını vurgulayan Ekren, "Yani bütün karar ve uygulamalarında demokratik iyi işleyen bir piyasa ekonomisi mantığı hakim olacaktır" dedi.
AK Partisi'nin sadece orta vadeli değil oldukça uzun vadeli bir perspektifinin olduğunu belirten Ekren, daha sonra 2023 vizyonunun ana hatları hakkında bilgi verdi.
Daha önce bireylerin, firmaların ve devletin yararına olarak aldıkları kararların artık geri dönülemez bir özellik kazandığını kaydeden Ekren, bu dönemde sadece ekonomik istikrara değil ama ekonomik istikrarı kalıcı hale getiren reel sektör yatırımlarına da özel önem vereceklerini söyledi. Ekren, şöyle devam etti:
"Hem yatırım oranını, hem de yatırım iklimini idari düzenlemeler yoluyla olsun alınacak tedbir ve teşviklerle olsun iyi bir iklim oluşturduktan sonra rekabet avantajı sağlayacak sektörel reformlarla yatırımı artırmayı planlıyoruz.
Yeni dönem düşük kamu borcu ve yüksek istihdam dönemine geçildiği bir dönem olacak. Kamu borcundan kastettiğimiz kamu borcunu sadece Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH), Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) ile birlikte kamunun imkan ve kaynaklarıyla da orantılı bir gösterge haline getireceğiz.
Aynı şeyi özel sektör içinde yapacağız. Özel sektörün dış borcunun özel sektörün dış kaynakları ile karşılanma oranı ile de kriterleri üzerinde çalışacağız."

-SEKTÖREL VİZYONLAR-

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, sektörel vizyonlar konusunda üç tane temel amaçlarının bulunduğunu belirterek, "Bu konuda sosyal restorasyon, Dokuzuncu Kalkınma Planı, 2013 AB Uyum Planı ve Cumhuriyetin 100. yıldönümü..." dedi.
Reel sektörde ekonomik güvenlik ve ekonomik savunmadan, "eğer hanehalkı, firma ve devleti düşünüyorsak, hanehalkı için; ekonomik güvenlik ve savunma mümkün olduğu kadar uzun süreli yaşanabilir bir istihndam fırsatlarını zaman içinde oluşturulması"nın anlaşıldığını ifade eden Ekren, bunun ekonomik ajandanın, ekonomik güvenlik kısmının bir parçası olacağını söyledi.
Ekren, firmalar için makul karlılıkta, makul cirolarla, uluslararası rekabet edebileceği bir yapı kazandırılmasını amaçladıklarını da belirterek, şunları kaydetti:
"Devlet için ekonomik ve savunma konsepti de yine sağlıklı bir vergi sistemi, tabana yayılmış bir vergi sistemi ile sosyal devlet hizmetlerini etkin şekilde yerine getirebileceği bir yapıya kavuşması olayıdır.
Reel sektörde iki tane kriterimiz var. Sadece refah üretmeyi değil, refahı üretenleri de desteklemeyi artık dikkate alacağız yani refahın üretilmesi nasıl olursa olsundan daha çok, bu refahı toplumsal kaynakları kullanarak kimler üretebilir? Bunların spesifik tercihlerine bakıp, ona göre bir yaklaşım yetiştireceğiz.
Reel sektör için temel vizyonumuz yenilikler, yatırımlar ve ihracat olacaktır. Yeni dönemdeki ajandanın temel kriteri de bu sektör tutacaktır."

FİNANS VE KAMU SEKTÖRÜ VİZYONU-

Finans sektörü vizyonlarının da iki ayağı bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin "ekonomik birimlerin finansal ürün ve hizmet talebini karşılayacak bir finansal yapı", ikinci önemli vizyonlarının da "İstanbul'un, başlangıçta bölgenin ama dünyanın bir uluslararası finans merkezi haline getirilmesi sürecine start vermek süreci" olacağını bildiren Bakan Ekren, kamu sektörü vizyonu konusunda da şu bilgileri verdi:
"Kamu sektörü vizyonumuz güçlü, etkin fakat sade bir devleti oluşturmak yani devleti özel sektörün yapabileceği iş ve faaliyetlerden uzaklaştırıp, onu evrensel, çağdaş standartlarda yapılabilen bir devlet statüsüne kavuşturmaktır. Buradaki temel kriterimiz; harcadığımız her bir liranın, kamu açısından alternatif maliyetlerinin en uygun olduğu bir şekilde harcama alanlarını yeniden dizayn etmektir.
Mali disiplin güçlendirme önemli ama burada yeni bir kavram daha geliştiriyoruz, mali disiplin sadece bütçedeki bazı rakamlar arasındaki ilişkilerin sağlamlaştırılmasından daha çok, bu yeni dönemde maliye politikalarının sürdürülebilirliğine de özel bir önem vereceğiz.
Burada neyi anlatmak istiyorum, kamu harcamaları ile kamu gelirlerinin artık devletin oluşturduğumuz ekonomik yapı ilişkiler sistemi içinde sağlıklı bir yapıda devam etmesini sağlamaktır. Burada üç tane kriter olacak, kalite önemli olacak etkinlik önemli olacak, bir de devletin bu konuda harcamanın etkisi, bir başka alandan daha fazla olmayacak, eğer oluyorsa tekrar yeniden gözden geçirilecek."

VERGİ BÜROKRASİSİ, MERKEZ BANKACILIĞI VE BORÇ MEKANİZMALARI-

Bakan Ekren, vergi bürokrasisi, merkez bankacılığı ve kamunun borç mekanizmaları arasındaki ilişkilerin evrensel standartlarda yeniden güçlendirileceğini de bildirdi.
Hem merkez bankacılığı hem vergi bürokrasisi hem kamunun borçlanma mekanizmalarının, toplumun etkinlik ve verimliliğini kamu sektörü ağırlıklı olarak en fazla sinerji sağlayan ve güçlendiren temel bir yaklaşım olduğuna dikkat çeken Bakan Ekren, dış sektör vizyonuna ilişkin olarak da şunları söyledi:
"Dış sektör vizyonumuz muhtemelen en çok tartışılan cari açık ve dış ticaret açığı ile ilgili olan sektörel yaklaşımımızdır. Burada elbette ki imkan ve kaynaklarımızı aktif olarak dışa açacağız. Bu, Türkiye'nin ihracatı dahil olmak üzere, yurtdışına satacağı, üretip gönderebileceği kaynak ve imkan miktarını artırmaktır (yatırım geliri, taahhüdü dahil olmak üzere).
İhracat konusunda da ihracatın ulusal katma değer üretme kapasitesini adım adım bilinçli bir politika strateji ile artırmaya çalışacağız. Hepsinden önemlisi Türkiye'ye küresel sermayenin gelmesi konusunda uygun ortam sağlamakla birlikte, yeniden yeni doğrudan yatırımlar konusunda da yeni açılımları oluşturacağız."
 
Geri
Üst