Empati Nedir?

ESDE

Hamiş Melek
Empati Nedir?
empati, nedir, TEGV, turkiye, gonul konularini okumaktasiniz


Sevgili Melekler,

Güneşli bir cumartesi sabahı 10-11 yaşlarındaki yirmi çocuğa İngilizce öğretecektim. Çocuklar durmaksızın konuşuyor, yerlerinde duramuyorlardı. Ders planımı uygulamakta zorlanacağım belliydi. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) gönüllü eğitmeni olarak o sabah üçüncü sınıf öğrencileri ile “İngilizce Oyun Saati”nde birlikte olacaktım.

17072007171436_-1_491268emp-32d.jpg



Sakin olmalarını ve beni dinlemelerini sağlamak için gösterdiğim yoğun çabadan sonra, iletişim konulu TEGV seminerlerinden birinde öğrendiğim bir şeyi anımsadım. Seminerde empatinin, başkalarının neler duyumsadığını anlayabilmek için kendimizi onların yerine koyma yeteneğinin, önemi anlatılmıştı.

Kendime, “10 yaşında olsaydım, bu güzel cumartesi sabahında neler duyumsar, neler düşünürdüm?” diye sordum. Dersler ve ödevlerle geçen uzun bir haftanın ardından, sıkıcı bir sınıfta dimdik oturmak yerine dışarıda koşup oynamayı isteyeceğimi düşündüm ve birden aklıma bir düşünce geldi. Çocuklara, “Hepiniz ayağa kalkın, buraya gelip büyük bir daire oluşturun. Biraz ısınma hareketleri yapalım” dedim. Çocuklar, neler yaptıracağımı bilmeden ama merak ederek sandalyelerinden kalktılar.

İngilizce ona kadar sayarak zıplamaya başladım, aynı şeyi onlarla birlikte yapmaya başladık. Yüksek sesle “One, two, three…” diye sayarak kollarımızı kaldırdık ve indirdik. Sonra da ondan geriye saydık, söyleyiş alıştırması yaptık.

Bir asistan (!), onlara daha fazla alıştırma yaptırarak bana yardımcı oldu. Gürültü giderek artıyordu fakat herkes gülüyor ve İngilizce saymaya devam ediyordu. Hepimiz soluk soluğa kaldığımızda, yerlerimize geri döndük ve derse devam ettik. Artık çocuklar derse karşı daha ilgililerdi ve bir sonraki sürprizin ne olacağını merak ediyorlardı.

Bu, empati konulu TEGV seminerinde öğrendiklerimi uygulamam için iyi bir fırsat olmuştu. Amerikalı Psikolog Carl Rogers empatiyi şöyle tanımlıyor:

“Kişinin kendisini karşı tarafın yerine koyarak; olaya, duruma onun bakış açısı ile bakması, o kişinin duygu ve düşüncesini doğru olarak anlaması, duyumsaması ve bu durumun ona iletilmesi sürecidir.”

IQ (zekâ düzeyi)’nun başarıya etkisi uzun süredir biliniyor.Simdilerde daha fazla ilgi gören zeka biçimi EQ (duygusal zekâ düzeyi). Araştırmacılar, kendilerinin ve başkalarının duygularını anlamakta başarılı olan insanların anlayamayanlara göre sosyal yaşamlarında olduğu denli iş yaşamlarında da daha başarılı olduğunu söylüyorlar.

Aslında, karşımızdaki kişiyi anlamak ve onu önemsemek toplumu birarada tutan görünmez güçtür. Empatinin olmadığı bir toplum medeni bir toplum olamaz. Ramazan’da oruç tutan Müslümanların; daha şanssız, aç ve yoksul insanların durumunu anlamak için özel bir fırsatları oluyor. Tabii ki, empati, yalnızca belli zamanlarda ortaya çıkan bir şey değil. Empati; aile, çocuk, arkadaş, komşu, işçi, işveren olarak hepimizin her zaman gereksinim duyduğu bir yetenektir.

Doktorlar ve hemşireler empatiye özellikle gereksinim duyan kişilerdir çünkü doğru teşhis ve tedavi çoğu zaman onların hastalarıyla iletişim kurabilme yeteneklerine bağlıdır. Amerika’da tıp öğrencileri doktor olmadan önce “doktorun hastaya karşı tutumu” adında uygulamalı bir testten geçiyorlar. Testte öğrenciler, belirli bir hastalıkları varmış gibi davranmaları için eğitilmiş on kişiyi inceliyorlar.

Öğrenciler hastalarını dikkatlice dinleyerek ve duruma uygun sorular sorarak onlara tam teşhisi koymaya çalışıyorlar. Hastalar da daha anlayışlı olmak için çaba harcıyorlar. Kendilerini sürekli çalışan doktorların ve hemşirelerin yerine koyduklarında; randevulara zamanında gelmeleri, ilaçları söylenen zamanda almaları ve doktora soracakları soruların bir listesini yapmaları gerektiğini anlıyorlar. Çünkü empati karşılıklı işliyor.

Antrenörlerin de, sporcuların sürekli yaşadıkları heyecan, korku, endişe ve mutluluk gibi duyguları anlamak için gelişmiş bir empati kurabilme yeteneğine sahip olmaları gerekiyor. Antrenör oyuncularını anladığında, performanslarını artırmaları için onlara yardım edebiliyor. Geçenlerde televizyonda, yabancı bir voleybol antrenörünün bayan takımına bağırmasını izledim. Antrenörleri onları azarlarken bayan sporcuların yüzlerindeki korku ve acı açıkça görülüyordu. Antrenör bağırmaya devam ettikçe, daha da kötü oynuyorlardı. Aksine, anlayışlı bir antrenör oyuncularını mükemmel sonuçlar alabilmeleri için harekete geçirebilir.

Empatiden yalnızca insanlar değil, hayvanlar da yararlanıyor. Örneğin bir köpek ya da at korktuğunda sopa ya da kırbaç kullanmak yerine onların neden korktuğunu anlamaya çalışmak daha iyi sonuçlar verebiliyor. Eğitmenler korkmuş bir atı onun alnını ve boynunu okşayarak, rahatlamasını sağlayarak sakinleştirmeyi öneriyorlar.

Amerikalı tanınmış bir eğitmen, atlarla kurduğu başarılı iletişimi, “İş empati kurabilmekte bitiyor” diyerek açıklıyor. Geçenlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kameraların önünde attan düştüğünde, jokeyin bu olayla ilgili yorumlarını dinledim. At çok sinirli göründüğünden, jokey onu yatıştırmanın bir küp şeker ile olanaklı olacağını ve böylece atın bu beklenmedik ilgiden dikkatinin başka bir yöne çekilebileceğini söyledi. Eğer jokeyin önerdiği gibi yapılmış olsaydı, bir küp şeker canlı yayında gerçekleşen bu düşüşün utancını engelleyebilirdi!

Empatiyi bebekler ve çocuklar taklit yoluyla öğreniyorlar. Bir bebek bir yetişkini, onun gülmesini, kaşlarını çatmasını, mimiklerini izler. Üç yaşındaki bir çocuk, arkadaşı ağlarken annesinin yaptığı gibi omuzuna dokunarak onu sakinleştirmeye çalışır. Büyüdükçe empatiye karşı engeller ortaya çıkmaya başlar. Önyargılı düşünmeye ve Su insanlar tembel ve uyuşuk”, Su insanlar pis” gibi tümceler kurmaya başlarız. Empatik yeteneklerimizi geliştirmek için, önyargıları yıkmaya ve toleranslı olmaya çalışmamız gerekir.

TEGV seminerinde hem iyi bir öğretmenin empatik bir öğretmen olduğunu, hem de öğrencilerimin de empatik olabileceklerini öğrendim. Çocuklarla birlikte olduğum bir gün küçük bir kız yanıma gelip elimi tuttu. Bir biçimde kendimden emin olmayan bir durumda olduğumu fark etmiş olmalıydı. Onun bu anlayışlı hareketi sayesinde kuşkum yok oldu ve kendime güvenim geldi.

Genç arkadaşım bana empati ile ilgili önemli bir ders vermişti. Bu yılki yeni yıl dileğim insanlarla daha fazla empati kurmak olacak. Giderek daha da fazla materyalist ve benmerkezli olan bir dünyada, saygıya ve anlayışa daha çok gereksinimimiz var.Empati yeteneğimizi daha da geliştirmeye çalışırsak, dünya daha güzel ve yaşanılabilir olacak.



kaynak: Bütün Dünya Dergisi
 
Geri
Üst