Erken doğumu önlemek mümkünmü?

Uzman SühaN

Administrator
Erken doğumu önlemek mümkünmü?
Normal gebelik süreci son adetin ilk günlerinden itibaren 40 haftadır veya annenin gebe kaldığı yumurtlama gününden itibaren 38 haftadır.

Doğumun 36 haftadan önce olması durumuna erken doğum denir.

Geçmiş yıllarda 36 hafta öncesi doğan bebeklerin ciddi sorunları olabildiği için bu tanımlama yapılmıştır.

Günümüzde 34 hafta sonrasında genellikle bebeklerde bir sorun yaşanmamaktadır. Bu yüzden 34 haftadan sonra doğum ağrıları başlamışsa ağrıları durdurma ilaçları verilmemekte ve doğum gerçekleştirilmektedir.


e.jpg




Ama 34 haftadan önce doğum ağrıları başlar ise bu durumda ilaçlar verilip, durdulmaya çalışılmaktadır.

Bu sırada akciğerler gelişsin diye kortizon iğneleri verilir.

Bu iğnelerden 2 gün sonra bebeğin akciğerleri olabildiğince gelişmiş olur ve ağrılar da durdurulamamışsa normal doğum gerçekleştirilir.


ee.jpg






Günümüzde ilerleyen yenidoğan yoğun bakım üniteleri sayesinde gebeliğin 26.haftasından sonra hatta ender durumlarda 24.haftadan sonra bile bebeklerin yenidoğan bakım ünitelerinde hayatlarının kurtulduğu izlenmektedir.

Tabiiki bu kadar küçük bebeklerde, yoğun bakım ünitelerinde ölüm oranları yüksektir. Ölüm olmasa bile bazen verilen tedaviler ve bebeğin organlarının gelişememesinden dolayı gözde bozukluklar, körlükler, ağır bağırsak iltihapları, genel iltihabi olaylar, akciğer yetmezliği ve gelişme gerilikleri oluşabilmektedir.



Günümüzde yenidoğan bebek ölümlerinin en büyük nedeni erken doğumlardır ve bu yüzden ciddi sağlık problemi olan bu olay, ülkelerde devlet tarafından denetlenmekte ve önlem alınmaya çalışılmaktadır.



Erken doğumun nedenleri hala tartışma konusudur. En büyük nedeninin hiçbir sebep olmaması diye özetleyebilirim! Gerçekten önemli bir kısım erken doğum olgularında bir neden bulunamamaktadır. Bir kısım grupta ise sigara içme (aktif veya pasif), rahimde myom gibi olgular, hastanın sularının iltihabi veya sebepsiz erken gelmesinden dolayı kaçınılmaz bir şekilde doğumun başlaması, ailedeki erken doğum öyküsünün sıklığı (genetik olabilir), ikizler ve üçüzler gibi çoğul gebeliklerde kaçınılmaz bir şekilde erken doğumun olabilmesi gibi faktörlerdir.



Erken doğum çok fazla kürtaj olma, rahmin doğuştan olan bazı anomalileri (bölmeler, duvarlar, yürek şeklinde rahim gibi ) veya rahim ağzının doğuştan gevşek olması ve dolayısıyla bebek belli bir ağırlığa ulaştığı zaman anneye ve doktora belli etmeden açılması ve bebeğin adeta düşer şekilde doğmasıdır.



Bunlar erken doğumun bilinen nedenleridir. Peki erken doğumla ilgili halk arasındaki hurafeler nelerdir?



Topuklu ayakkabı giyinmek

Çok gezmek

Çok gürültülü yerlerde bulunmak

Denize girmek

Jimnastik yapmak

Ayakla soğuk yerlere basmak



Bu hicbir bilimsel gercekligi olmayan soylentilere itibar etmemek gerekir.



Günümüzde hekimler olarak biz hastanın hikayesinden erken doğum riskinin olup, olmadığını gebeliğin ilk günlerinden anlamaya çalışmaktayız ve belirgin bir neden varsa bunun önlemini almaktayız.

Her türlü çabaya rağmen yine de erken doğum beklenmedik bir şekilde oluşabilir ve bu durumda doğum ağrılarının gerekirse durdurulması, o sırada akciğeri geliştiren kortizon iğnelerinin yapılması ve daha sonra da kaçınılmaz ise doğumun sezaryenle veya normal doğumla gerçekleştirilmesidir.

Genellikle çok düşük ağırlıklı bebeklerde yani örneğin 1500 gr. altında sezaryen tercih edilmektedir ki, bebek normal doğumun stresine de katlanmasın.



Erken doğum ve prematüre bebeklerin yenidoğan yoğun bakımdaki masrafları inanılmaz boyutlara çıkabilmektedir.

Bu özel sigortaların ödemediği bir durumdur. Devlet de sosyal güvenlik yasası çerçevesinde bir kısmını ödemektedir. Türkiye’de yenidoğan ölümleri ciddi boyutlardadır ve batılı ülkelerin 3-4 katı kadardır. Prematüre bebeklerin bakımı, maddi olarak desteklenmesi, yeniden yoğun bakımların artması, yenidoğan yoğun bakım uzmanlarının artması gibi çok ciddi hedeflere doğru gidilmesi gereklidir.
 
Geri
Üst