ev hanımlarının direnci arttı

MEÇHUL

Daimi Üye
Üye
ev hanımlarının direnci arttı

ev hanımlarının direnci arttı...!!!

Sosyal Hizmet Uzmanı Hicran Kınık, son yıllarda özellikle ev hanımlarının bir şeyi başarma isteğinin arttığını ve bu doğrultuda hareket ederek, özellikle sosyal dayanışma alanında faaliyet gösterdiklerini söyledi. Kınık, "Ev hanımları, grup çalışmalarında başarılı oluyor. İletişim, örgütlenme gibi konularda hem erkeklerden hem de çalışan kadınlardan daha rahat ve aktifler. Çünkü artniyetsiz. Hedeflerine ulaşmak için sarf edilen bir çaba var. Ev hanımları, ayrıca daha içten ve yapmacıksız. Kendilerini rahat ifade ediyorlar. Çünkü içlerinden geldiği gibi konuşuyorlar. Kısa cümlelerle konuşup anlaşılır oluyorlar" dedi.

Ekonomik kriz ortamında kadınların büyük fedakarlıklarda bulunduğuna da işaret eden Kınık, bu dönemde ekonomik yükün kadının sırtında biriktiğini ileri sürdü.


Kadınlar daha çok sorumluluk yükleniyor
Kınık, "Kadınlar, kriz döneminde eşleri işsiz kalınca müdürlüğümüz tarafından açılan kurslarda, mahalle atölyelerinde, yazın fındıkta çalışarak yuvalarını kurtardılar. Turşularını, konservelerini yapıp, evlerini adeta fabrikaya dönüştürdüler. Annelik duygusunun kendilerine yüklemiş olduğu sorumlulukla dirençlerini artırdılar. Bu direnç sayesinde de kriz dönemi en az sosyal zararlarla atlatıldı" diye konuştu.

Erkeklerin kadınlar kadar sorumluluk yüklenmediğine, bu yüzden de 21. yüzyılın Türkiye ve dünyada kadınların yüzyılı olacağına dikkat çeken Kınık, şöyle devam etti: "Galiba erkeklerde yüzyılların verdiği yorgunluktan dolayı bir çaresizlik var. Bu yüzden, 'hayat müşterektir' cümlesinden hareketle artık çalışan eş arıyorlar. Esasen sorumluluklarından kaçıyorlar. Geleceklerinden korkuyorlar. 'Hayır' cevabından kaçıyorlar. Kadınlar ise 'hayır'ın üzerine üzerine gidiyor. Daha korkusuzlar. Türk kadını, her şeye rağmen eşi, çocukları ve yakınları için yaşıyor.

Ailesini korumak için çaba harcıyor. Bu bakımdan erkekler, eşlerinin gözlerinin içine bakmalı ve onun sevgisine layık olmaya çalışmalıdır. Bu arada, erkek olsun, kadın olsun bütün aile bireyleri TV'lerden izledikleri dizi filmlerdeki rol yapan oyuncuların hayatına kendini kaptırmamalı. Zira, kurulan ilinti yuvaları yıkabilir. Çarpık ilişkilerin ve sıra dışı hikayelerin ekrana yansıdığı durumların gerçek hayatla pek de ilgisi yoktur. İnsanlar, filmleri kendi özel koşullarını gözden kaçırmadan seyretmeli. Filmlerin etkisi altına girip, gülünç duruma düşmemelidirler. Özellikle kadın, filmlerdeki 'özgür kadın, hür kadın' tiplemelerine dayanarak, eşlerine saygıyı kaybetmemelidir. Evlilik, sevgi ve saygı müessesesidir ve bunu kimse bozmamalıdır."
 
Geri
Üst