Evliliği bitirme sebebleri??

*Gizemli Kıs*

Yeni Üye
Üye
Evliliği bitirme sebebleri??
Evlendik oldu bitti hadi çoçuk yapalım dediğimiz bir ülkede yaşıyoruz meleklerim evliliğin çoçuktan öte olduğunu düşünüyolar ama çok kötü bir olay bu sen bikere evlendin çoçuk yapmaya hazırmısın onun sorumlulugunu üstlenmeye hazırmısın evlilikte çoçuk olcak diye siz tam bir evlilikmi yaşıcağınızı sanıyorsuz çok yanlış düşündünüz ozaman...Bide çoçuk yok diye evliliği bitirmeye çalışanlara ne diyelim sen o insanla çoçuk içinmi evlendin sen bu adama öncelerinde aşık değilmidinde çoçuk olmadığında evliliği bitirmeyi düşünüyorsanız işte böyle evlilik türlerini hiç anlamadım anlamakta istemiyorum!!!


evlilik-71.jpg


Aile kavramının çok önemli(!) olduğunu savunan insanların çok olduğu bir ülkede yaşıyoruz ama… Bu amalardan sonra konuşulacak,söylenecek o kadar çok şeyler oluyor ki, hemde negatif olarak maalesef.Evilik çağına gelmiş gençleri evlendirmek için can atar bu toplumda büyükler. Hele 30 una gelmişse bir genç, evde kaldın diyede baskı yaparlar gençlere. Kırsal kesimde evlilik yaşı maalesef daha çocuk yaşarda olur 14-15 gibi…Kent hayatında okullarını bitirmiş,eli para tutan gençleri hemen evlendirmek ister büyükler. Kendi çaplarında bunun için gerekli çabaları da gösterirler..İşte evlilik bu kadar önemlidr bu toplum insanları için ama sonrası..
Şimdi evlendikten sonraki “AMA” ları konuşalım istedim birazda. Evilik için can atan insanlar evlendikten sonrada illa çocuk olsun baskısını sürdürürler ama o çocuğun nasıl yetişeği,o çocuğa duyulması gereken sorumluluk onları ilgilendirmez,o önemlide değildir zaten. Aile olunmuşsa mutlaka çocukda olmalı,kör topal da o çocuk orada büyür işte. Geleceğinin ne olduğunun önemi olmadan..
Evlendikten sonra kişilik çatışması yaşayan insanlar evlilik sürdüğü süresince şiddetli geçimsizlik içinde yaşarlar. Bu şiddetli geçimsizliğin içine çok çeşitli araçlarda girebilir. İçki,kumar,kadın,aldatma ve dayak…Ve bu ortamda büyüyen ,büyümek zorunda kalan çocuklar… Toplum böyle evliliklerin bile devam etmesi için baskı kurar bu insanlara. Yuvanı yıkma sakın,çocuklarının boynu bükük bırakma gibi abuk subuk,saçma sapan düşünceler çıkartır ortaya… Kimse evlilikte sorunların çözümüne katkıda bulunmaz, sadece çok bilmiş bir şekilde nasihat eder. Bu şiddet ortamında şidddet gören çocuklar kimsenin umurunun işi değildir,anne -babası vardır ya,yeterlidir..O anne -baba o şartlarda çocuk yetiştirmeye müsaitmidir önemli olmadan..Evleninin evlenin baskısı yapanlar bu kezde boşanmayın baskısı kurarlar o çiftlere..Evlilik kurumu kutsal(!) ya güya onlara göre..Nasıl kutsalliksa bu!..
Ülkemizde evliliklerin bana göre %90 ı bitmesi gereken evlilik. Çünkü hepsinin içinde fiziksel ve psikoljik şiddet var,hemde ciddi ve uzun yıllara dayanacak kadar..O evlilikler ne kadar sürerse o kadar süre şiddet olacak orada ve mutsuzluk sürüp gidecek AMA yinede ayrılma-boşanma gerçekleşemeyecek …Bir yaşam mutsuzluk ve travmalar içinde geçecek. Buna kimin hakkı olabilir ki? kim böyle bir vebali üstlenebilir,normalinde ama bizim ülkemizde toplum bu vebali çok rahat üstleniyor maalesef..
Yılarca şiddet ortamında yaşamak zorunda kalan kadın neden boşanmıyor? önce; sosyal ve ekonomik mağduriyetten boşanamıyor.Yanında ona sahip çıkacak güçlü bir ailesi de yoksa el mahkum o işkence ortamına devam edecek,mecbur..Burayı anlamak hiç de zor değil.Burada devlet yardımı gerekiyor ama sosyal devlette oluyor bu yardımlar.
Diğer bir kadın tipide, sosyal ve ekonomik özgürlüğünü eline almış ama hala şiddet ortamında devam eden evliliğini sürdürüyor. Buradaki kadının gereççeleride kendince. Ya kocasının sosyal ve ekonomik statüsü ona çok cazip geliyordur,onların kaymağını yeme uğruna herşeye,her türlü şiddete,aşağılanmaya katlanıyordur ki,bu kadın tipine örnekler de çok ama çok fazla bu ülkede,maalesef… Sorsan neden devam ediyorsun diye; KOCASINI SEVDİĞİNİ söyleycek kadar da küçülür. Aslında sevdiği kocası değil,kocasının ona sunduğu imkanlar ve stadütür.
Sosyal ve ekonomik özgürlüğünü eline almış diğer bir kadın tipi daha var. Bunların kocalarının ekonomik ve sosyal olarak cazibeleri diğerleride kadar olmamasına rağmen yinede boşanmaz. Nedeni özgüven eksikliğinden geliyor. Kendine güvenemiyor. Kocasının adının arkasına sığınarak yaşıyor,hala birey olamamıştır çünkü,sosyal ve ekonomik özgürlüğü olsa bile.Toplum baskısından korkar..Namusu elinden gidecektir,çünkü namusu kocasına bağldır..Dul kadın damgası yiyecektir.Ne olurki yese ama birey olamamışsa tüm bunlar çok normal.Bu kadınlar her türlü şiddete,aşağılanmaya maruz kalarak sürdürürler o evliliği,kocalarını çok sevdiklerini(!) söyleyerek..
Böyle ortamda boşanamayan erkeklerin durumu çokmu farklı sanki..Erkeklerde ancak birine aşık olunca çekip gidiyorlar evden,evlilikten. Yoksa ego tatminlerini yılarca sürdürüyorlar. Nasılsa kendilerine ezik bir kadın var ve istedikleri gibide ezmeye devam edebilirler,neden boşanıpta zora soksunlar kendilerini…Çocuklarda yanlarında olmuş oluyor işte..
Boşanmış bir kadın olarak hemcinslerime ve toplumdaki mutsuz insan sayısının çok fazla olmasına çok ama çok üzülüyorum ben.. Çocuğumun hala annesi ve babası aynı ve ilişkleri çok sağlıklı devam ediyor. Ve çocuğum şimdi çok daha mutlu bir çocuk,annesi,baba sı gibi..
Toplum baskısına boyun eğmemek ,özgüveninizi tamamlamanız,ben başarabilirm demeniz gerekiyor. Önce kendinize güvenin ki başaracaklarınızn yarısı başarılmış olsun.
Çaresi olupta çarelerini aramayanlar lütfen kendinize güvenin,inanın başarırsınız....
 
Geri
Üst