felaketimmm

ayrıca hayatmda yaşadqım qördüqüm şeylere bakılırsa ölüm döşeqindeki hasta daha şaslıdır .onun yrind olmak isterdm
 
Canım umudunu kaybettiğin zaman hayat zindan olur ozaman yaşama nedenin kalmaz ..
Biz insanlar umut etmeden yaşayabilirmiyiz sorunun ne tam olarak bilmiyorum az çok anlamaya çalışıyorum Rabbim yardımcın olsun kendini bukadar üzme inan bana hiç kimse için değmez ... Kendini toparlamaya çalış sen ne kadar üzülsende nekadar yıpransanda olanlar düzelmicek dahada kötüye gidecek bunun için önce kendim demelisin...
Evet şimdi size konuşması kolay dicen ne fırtınalar kopuyor içinde bilemeyiz ve anlayamayız..Ama binebzede olsa faydam olursa sevinirim...
 
Az çok aklıma gelen bir şey var var olan tek şeyimi derken.Öyle bile olsa bunu zorla yaptığını sanmıyorum canım.Sen istemeseydin hiç bişey olmazdı.

Ha zorla olduysa o zaman o kişiye bela bile okumam.Çünkü zaten Allah onun belasını verir.

Her ne gelirse gelsin başına ( ki dediğim gibi herkesin derdi kendine büyük.Belki benim başıma gelenlerin da biri bile gelmedi başına) ölüm döşeğinde yatan bir hastadan daha kötü durumda olamazsın.

Sadece bi şey isteyecğim senden.Bir hastaneye git ve yapabildiğin kadar yoğun bakımda yatan hastaları görmeye çalış...Ben denedim çok etkili oldu...

O zaman anlayacaksın yaşamanın kıymetini...
 
DOST
Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün;
'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Baba, itiraz eder,
"Olmaz öyle çok dost, hakikisi Belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki... "
Devam eder durur konuşma...
aralarında başlar bir tartışma,
Karar verirler bir sınava,
Dostun hakikisini anlamaya...
Bir akşam bir koyun keserler,
Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki oğluna,
'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'.
Çuvaldan kanlar damlamakta,
Sanki öldürmüşler de bir adamı, Koymuşlar çuvala, Dıştan böyle sanılmakta.
Delikanlı sırtlar çuvalı, Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı.
O dost, bakar ki bir çuvala hem de kanlı, Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına, Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı, Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.
Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır. evlat geriye döner.
Ama içten yıkılır...
Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der.
Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.
Baba 'hayır Evlat 'der, benim bir dostum var bildiğim.
Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona.
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar. Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar...
Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir. O dost, delikanlıyı alır hemen içeri. Geçerler arka bahçeye.
Bir çukur kazarlar birlikte, Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye, Üzerine de serpiştirirler toprak. Belli olmasın diye
dikerler sarımsak...
Genç adam gelir babasına;
'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca, Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha. Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga, Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona, işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi. Sonra gel olanları anlat bana...'
Genç adam, aynen yapar babasının dediğini, Maksadı anlamaktır dostun hakikisini, babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!
Der ki tokadı yiyen DOST;
'Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada'!
Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli...
Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana Sarılmalı...
Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı...
Dost dediğin;
fanatik olmalı;
Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli.
Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli, Ve ağladığında,
seninle ağlamalı...
Ama hepsinden daha çok;
Dost matematiksel olmalı;
Sevinci çarpmalı...
Üzüntüyü bölmeli...
Geçmişi çıkarmalı...
Yarını toplamalı...
Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı...
Ve her zaman bütün
parçalardan daha büyük olmalı...
İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...
 
"Aşk yalan olmuş dostum, Sakın ola inanma, Bir vefasız uğruna sende benim gibi yanma!"


KENDİNE İYİ BAK DERLER VE GİDERLER...


"Kendine iyi bak. Aramızda geçen herşeye rağmen benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim. Aslında bilmem çok önemli değil, iyi olduğunu varsayacağım ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle başbaşa, yapayalnız bırakıyorum ben. Biliyorum kendini bırakacaksın benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslına bakarsan, çok da fazla umursamıyorum."

"Kendine iyi bak" derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onları ayırmak, eti tırnaktan ayırmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok acı vericidir, yürek parçalıyıcıdır. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine İyi Bak” gözleriyle ayrılırlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar…

Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine İyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tırnaktan ayırmak yerine ölümü yeğlerler. Onlar bu acıyı bir kezden fazla kaldıramayacaklarını bilirler.

"Kendine iyi bak" derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet değil midir aslında seni seveni, ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Seni suskunluğa mahkum edip giderler. Seni parçalara ayırıp, en büyük parçayı yanlarına alıp giderler. Seni senden alıp giderler.

Arkalarına bakmadan çekip giderler eğer yalnız kalmışsan, çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler. Herşey o saniye orada bitsin, kapansın bu sayfa isterler. "Bitti" diyemedikleri için, "kendine iyi bak" derler. "Kırıldım ve affedemiyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. "Seni istemiyorum artık, hayatımdan çıkaracağım ama bil ki hiç unutmayacağım" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "Biliyorum çok kanayacaksın ama daha iyisini yapamıyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. Vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktır ve o yara asla kapanmayacaktır, bilirler.

"Kendine iyi bak" bir noktadır çoğu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansın isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki ışık, dudağımdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatıma renk katan, sen yüreğimdeki çarpıntı, sen hayatımdaki neşesin. Sen yolumu aydınlatan, sen dert ortağım, sen gönül yoldaşım, sen bir tanesin. "Kendine iyi bak" deme bana. Nokta koyma.

Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler, keşke affedebilsen beni, keşke ben de affedebilsem… Keşke döndürebilsek zamanı geriye. Keşke bugünkü aklımızla yaşasak herşeyi baştan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı? Sen eksikken, ben nasıl tam olurum? Senden kalan boşluğu kimlerle doldururum? Savaşsak, aramıza giren şeytanla olmaz mı? Hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı, hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanırdı? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek değerler vardı? Hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı? Bunların hepsi yalan mı? Sahiden..., gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı?

Peki o zaman... Senin istediğin gibi olsun... Öyleyse...Sen de "Kendine İyi Bak."

 
SENİN İÇİN ÖLÜRÜM.......
153252ei0.jpg

YALANNNNNNNNNNNNN
faja_na.gif
 
Canım Allah kimseye taşiyamayacaği yükü vermesin .derdi veren Allah dermanını da veriri .bence seni umutsuz kalmak zorunda bırakanları sil aklından .yeni umutlara tutun .hayat cok güzel.hiç birsey senden kıymetli değil.üzülme.umudunu kaybetme.sevgiler.
 
İnsan zamanla herşeyi atlatır. Hayal'in söyledikleri çok doğru. Ya kendini toplamak için çabalarsın ki çabalarsa insan kesin çıkış yolu bulur ve rahatlar ya da aynı yolda ahlarla vahlarla tühlerle zaman geçirir ve hala aynı yerinde sayarsın.

Ayrıca bana anlattığın kadarıyla evliydiniz senden aldığı şeyde normal.Ve sen daha sonra onunla yemeğede çıktın ve herşey çok güzeldi de dedin ee sorun şimdi nerde. Yeni bir başlangıç yapmışsın zaten yolunda gitmeyen ne var.???? İnsan bazı şeyleri kendisi yapar ve yaptığı şeyi yaşar ve o yaptığının bedelini öder. Ya ödeticeksin ya da ödiyceksindir. Umutlarını kaybetmedin sen sadece kendini kaybettin ve yanlış yerlerde arıyorsun.

Haddime düşmez sana bişeyleri nasihat etmek biliyorum sormadınız ama fikrimide yazmak istedim...
 
Geri
Üst