Gözyaşlarım…

Beyazca

Yeni Üye
Üye
Gözyaşlarım…


Bir rüya gördüm geçenlerde. Ama sahiplenmedim. Benim rüyam demedim hiç.

Küçük bir çocuk var rüyamda. Kimsesiz bir çocuk. Sanki bütün tanıdıkları terk etmiş onu. Yalnız kalmış. Yabancı bir yerde yaşama mücadelesi vermekten yenik düşmüş hayata. Çaresizce, çaresizliğin gölgesinde bir kaldırım taşına oturmuş ağlıyor. Etrafına bakıyor. Ama ne çare, yardım eden kimse yok. Bir şefkat bekliyor, biri gelip elinden tutup götürsün istiyor. Nereye giderlerse gitsinler, yeter ki yalnız kalmasın. Hissediyorum, tüylerim diken diken oluyor. Çünkü o çocuk benim. Yardım etmek istiyorum ama edemiyorum. Nasıl yardım edebilirim ki? Ona yardım edebilecek bendeki sen değil, sendeki ben…


Kimsesiz bıraktın beni. Gurur nedir bilmem. Hatırlarsın sana “sevgiyle gurur aynı yerde barınmaz” dediğimi. Benim sensiz yapamayacağımı biliyorsun, geri gelirsin diye bekliyorum. Gelmedin. Saatler, günler geçti… sen yoksun. Gün geçtikçe yıkıldım, gün geçtikçe sensizlik kamçılar oldu beni. Şimdi çaresizliğin gölgesinde Mart ayazına aldırmadan balkonda oturuyorum. Hava soğuk. Ellerim de ruhum gibi üşüdü, geceme ışık tutan sözlerin sıcaklığı yok. Bir sigara yakıyorum alışkın olmasam da.. Hayat nelere alıştırmadı ki.. Hatırlıyorum da beraber ne sohbetler etmiştik geceleri bu balkonda. Kimseler yokken biz olurduk, herkes uykudayken. Dakikalarca sürerdi sohbet, sana ve bana ait dertlerimizden.


Sigaramı içerken balkonda gözlerime hakim olamıyorum. Söz geçiremiyorum çünkü sözlerin geliyor aklıma. Akmaya başlıyor gözyaşlarım yanağımdan aşağıya, sonra dudaklarıma geliyor. Senin teninin tadı var gözyaşlarımda. Anlıyorum ki akan gözyaşlarım içimdeki sensin. Birden tüylerim diken diken oluyor. Gözlerimi bir noktadan ayıramıyorum. Yıldızların arasından kaçamak bakışlarını görür gibi oluyorum. Bakışlarımda buzul bir soğukluk. Tenim soğumaya başlıyor. Senin için atan kalbim sıkışıyor. Vakit hayli geç olmuş ki, şehrin ışıkları bir bir sönmeye başlıyor. Bütün ışıkları şehrin. Bütün ışıklar sönünce “öldüm” diyorum. Senin yokluğun ölümüm, karanlıkta ruhum iyice kararıyor.


“Seviyorum” diye haykırmak geliyor içimden.
Seviyorum!
Daha zamanı değildi beni terk etmenin. Çaresiz haykırışlar, çaresizliğin karanlığında. Karanlık ki, ellerim ayaklarıma çaprazlama bağlanmış ve gözlerime de şerit geçirilmiş. Kendi zindanımda ölüme terk..
Sigara kokan ellerime bakıyorum, ellerin geliyor aklıma ve bir sigarayı ortaklaşa içişimiz... Öldüm ama son kez bir duman çekmek istiyorum içime. Ritmi azalan kalbimle, görmeyen gözümle, soğuktan kaskatı kesilmiş bir haldeyken. Bir duman alıyorum. Son zannettiğim bir duman. Dumanı içime çektikçe hissetmeye başlıyorum. Kalbim atmaya başlıyor, şehrin ışıkları bir bir yanmaya başlıyor tekrar. Tenim ısınıyor, ruhum ısınıyor ama ısıtamıyor. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyorum. Birden gözyaşım geliyor yanaklarımdan dudaklarıma, irkiliyorum ama ne fayda.Yapacağım hiçbir şey yok. “Keşke ölseydim” diyorum. Ölemiyorum. Ağlamaya devam ediyorum hıçkıra hıçkıra. Bendeki senin tadını alamayınca gözyaşlarımda. Ölen ben değil, ölen sen değil, ölen sendeki benmişim meğer.
 
Cevap: Gözyaşlarım…

mükemmel bir paylaşımteşekkürler bitanem

Sigara kokan ellerime bakıyorum, ellerin geliyor aklıma ve bir sigarayı ortaklaşa içişimiz...

offf offfff her kelimede bişeyler bulduğum paylaşım...
 
Cevap: Gözyaşlarım…

emegıne saglık çok guzel olmuşş..teşekkurler...
Ölen ben değil, ölen sen değil, ölen sendeki benmişim meğer.
 
Cevap: Gözyaşlarım…

bende çok şeyler buldum bu alıntı yazıda belkide kendi adıma herkes bulabilir zuzu sen kadar güzel paylaşımları fazla yakalayamasamda genede çıkarmaya eklemeye gayret ediyorum yüreğinize sağlık meleklerim
 
Cevap: Gözyaşlarım…

bende sevdim ama cevabımı geri aldım hiç değer veren yokmu herkes evlenince hamile diyemi evlenir hayır bundan sonra böyle hamile diye evlemek yok
 
Geri
Üst