Gül geliyor yüreklerinize...

kördügüm

Tatlı ve Çalışkan Melek
Üye
Gül geliyor yüreklerinize...
11qo9io1.gif


Uyanın, kalkın yataklarınızdan bir gece
Aralayın odanızın penceresini birazcık
Ve kapatıp gözlerinizi derin bir nefes çekin içinize
Ardından bulunduğunuz yerden Medine’yi hayal edin, aklınıza orada ilk gelen yeri
Görüyor musunuz? Ne kadar güzel…
Görüyor musunuz? Bakın işte Yeşil Kubbe
Salâvatlardan Efendimize sunalım bir bukle
“Ya RasulAllah, esselamu aleyke"
Evet, hissediyor musunuz?
Size diyorum bakın buralara kadar geldi
Evet, çekin içinize çekebildiğiniz kadar
Ciğerleriniz parçalansın bu çekişle
Kalbler ritmini durdurur bir an bu demde…

Evet, hissedebiliyor musunuz?
Kokusunu alabiliyor musunuz gül şehrinin?
O yeşil kubbenin altından geliyor

O’ndan geliyor, gül kokuyor
Aldıysanız bu kokuyu size bir şey diyeyim mi?
O geliyor, Gül geliyor…

Saçının bir teline binler can feda, O canlara da yine canlar feda
Sultan-ı Rusul, duaları kabul, şefaati makbul, O gül, O nurlu Gül
Gül yanaklarını tebessüm ederek geliyor…
Ne kadar da güzel değil mi?
Tam yerinde bir boy
Saçlar hafif dalgalı, denizde bir koy
Yüzü, Hasan ve Hüseyin efendilerimizin öptüğü o gül yüzü
Hafifçe yuvarlak ve gül edalı kırmızı
Gözlerini gördünüz mü? Ne kadar güzel
Bedenine bakın ne kadar da heybetli
Keşke saçlarımızın arasında gezdirse O dolgunca ellerini
Bakın, bakın nasılda yürüyor tevazu dolu ve öne meyilli
Bakın, Allah aşkına bakın ama onun gibi başınızı değil çevirin tüm bedeninizi
Keşke bir sahabisi gibi, dolaşırken aramızda öpebilsek biz de sırtındaki Mühr-ü Nebeviyi
Hiç değilse öpebilsek bari her zaman gözyaşlarıyla dolu o pâk ellerini
Evet, artık görebiliyor muyuz O’nu?
Geçerken yanımızdan, hissedebiliyor muyuz kokusunu?
Diyebiliyor muyuz? “Hoş geldin Ey Allah’ın sevgili dostu”

Buyur ne olursun bize de buyur
Ummanları barındıran sinenle bizleri de doyur
İnsanlara yumuşaklığında ve onlarla geçiminde yok kusur
Duymasa sesini kalb pınarlarımız kurur
Burada Sen’i sevenlere yakınlığını duyur
Ve bizlere de şöyle demeyi nasip buyur:
“Ne O’nun öncesinde
Ne de O’ndan sonra
O’nun bir benzerini görmedim”




9wk4lc5.jpg


Ey sahralarda açan GÜL !
Öyle bir geldin, öyle bir filiz verdin ki ...
Kokun önce Mekke’yi , Medine’yi , Taif’i , sonra tüm dünyayı ve kainatı sardı.
Öyle bir güzsellikti ki Senin ki , gözler kamaştı.
Nurun tüm kainatı aydınlattı.
Senin yanında karanlık kalan güneş , ışığını Senden aldı.


GÜLÜN güzelliği Senin güzelliğinin yansımasıydı
ve ...
GÜL kokusunu Senden aldı.
Taif’de atılan taşlar,Sana isabet edip,
kanatınca o nazik bedenini,
akınca o mübarek kan...
İşte GÜLLER o zaman kızardı.


Senin coşkunla , Senin sevginle coşup öten bülbül,
o günden sonra hep feryat etti ve
GÜLÜ her görüşünde Sana yapılan eziyetlere ağladı,
nasipsizlere feryat etti.


Sana yapılan her kötü hareket,
Seni inciten her hayırsız söz,
diken olup çıktı
o canım GÜLÜN ,
o nazenin bedeninde.


Ey Mekke’de filizlenen ,
Medine’de açan GÜLÜM !
Bin dört yüz senedir solmayan
ve ebedi solmayacak olan !
Hazan mevsimi bitti buralarda.
Bahar kapımızı çalmakta.
Güzelliğini yansıtan GÜLLER ,
bir bir açıyor şimdi.
Baharı müjdeler gibi,
müjdeliyor ŞEFAATİNİ.


Allah’ın salat ve selamı O’nun üzerine olsun!...
 
Geri
Üst