Hz adem ile haz havvanın göbek deliği varmıydı?

Uzman SühaN

Administrator
Hz adem ile haz havvanın göbek deliği varmıydı?
Bazı ateist çevreler Hz. Âdem’le Hz. Havva’nın göbek deliği olup-olmadığı hususunda Müslümanlarda şüphe uyandırmak istiyorlar. "Varsa, bir anneden doğulmadan nasıl göbek deliği olur? Yoksa, insanın evrim sonucu meydana geldiğini ispatlıyor." Gibi.

Cevap: Bu ilk insanlarda göbek bağının varlığı veya yokluğunu bizzat göstermek mümkün olmadığına göre, sadece bazı sebeplere ve yaratılıştaki hikmete göre bir yorum yapılabilir.

Bilindiği gibi, insan anne karnında göbekten beslenmektedir. Dünyaya gelince ağızdan beslendiği için, göbekteki bu açıklık zamanla kapanmakta ve sadece belirli bir izi kalmaktadır. İlk insanın yaratılışında anneden beslenme olmadığına göre, mantıken göbek bağının da bulunmaması gerekir.





8.jpg







Cenab-ı Hak, onun rızkını göbek bağı olmadan da verir. Yumurtanın içindeki civcivi, göbek bağsız besleyip büyüten, elbette ilk insan Hz. Âdem babamızı ve Hz. Havva validemizi de öyle besleyip büyütmüştür.

Ateistler burada cerbeze ve kelime oyunu yaparak insanları yanıltmaya çalışıyorlar. İnsan göbek bağı olsa da olmasa, bir hücre halinden gelişip farklılaşarak insan şekline geliyor. Daha da ilerisi, her bir insanın her an binlerce hücresi değişip yenileniyor. Bir saniye sonraki insan, bir saniye önceki insan değildir. Bu değişme ve farklılaşmalara biz tekâmül diyoruz. Yani, gelişip farklılaşarak kemale erme. Bu tarzdaki gelişme bir kanundur. Canlı ve cansız kâinattaki bütün varlıklarda bu kanun geçerlidir. Onlar buna evrim diyorlarsa, o zaman, evolüsyon manasında kullandıkları, bir canlıdan bir başka canlının tesadüfen meydana geldiği iddialarını başka bir kelime ile ifade etmeleri gerekir. Onlar cerbeze yaparak ikisine de evrim diyorlar. Hâlbuki tahavvül ve tekâmül manasındaki değişiklikler bir kanundur.

Evolüsyon manasında meydana geldiğini iddia ettikleri değişiklik ve farklılaşmanın dayandığı bir hakikat yoktur. Farazi ve felsefî bir düşüncedir.Ayet ve hadislerde bu konuda herhangi bir bilgi bulamadık.

Ancak, göbek hortumunun anne rahmindeki ceninin beslenmesini sağlamaya yönelik bir görevi olduğuna göre, Hz. Adem (as)'in yaratılışında böyle bir süreç söz konusu olmadığından, onun böyle bir göbeğinin ollmadığını düşünmek yanlış olmasa gerekir. Bununla beraber, bu göbeğin başka hikmetlerinin var olabileceğini de göz ardı etmemek gerekir.

Ayrıca bu tür şeyleri düşünmek bir zaman israfı olabilir. Bu kısa hayatta Hz. Adem (as)'in göbeği var mı, nikahını kim kıymış, gibi sorulara sıra gelmemeli, daha önemli sorularla meşgul olunmalı diye düşünüyoruz.

"Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaması, onun imanının güzelliğini, derinliğini gösterir."(Tirmizî, Zühd, 11)

mealindeki hadis, bu konuda rehberimiz olmalıdır. Fikrî jimnastik yaparken bile manevî açıdan faydacı davranmalıyız.

"Bir saat tefekkür bazen bir sene ibadetten daha hayırlıdır."(Aclûnî, I/310)

mealindeki hadisin verdiği mesajın boyutunu iyi tefekkür etmeliyiz.

Cevap 2:

Hz. Âdem (a.s.)'ın Yaratılması:

Hz. Adem (as) İlk insan, ilk peygamber, insanlığın babası. Allah Teâlâ Hz. Âdem (as)'i topraktan (turâbtan) yarattı. (Hûd, 11/61; Tâha, 20/55; Nuh, 71/18) Yüce Allah yeryüzünde bir halife yaratacağını meleklerine bildirdiği zaman; ilim, irade ve kudret sıfatlarıyla donatacağı bu varlığın yeryüzüne uyum sağlaması için maddesinin de yeryüzü elementlerinden olmasını dilemiştir:

"Sizi (aslınız Âdem'i) topraktan yaratmış olması onun ayetlerindendir. Sonra siz (her tarafa) yayılır bir beşer oldunuz." (Rum, 30/20)

Allah Teâlâ Hz. Âdemn (as)'i yaratırken maddesi olan toprağı çeşitli hâl ve safhalardan geçirmiştir:

a. Türâb safhasından sonra "Tîn" safhası:

Tîn: Toprağın su ile karışımıdır ki, buna çamur ve balçık denilir. Bu safha insan ferdinin ilk teşekkül ettirilmeğe başlandığı merhaledir:

"O (Allah) her şeyi güzel yaratan ve insanı başlangıçta çamurdan yaratandır." (Secde, 32/7)

Hayat kaidesinin candan sonra iki temel unsuru su ve topraktır.

"Allah her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürüyor, kimi iki ayağı üstünde yürüyor, kimi de dört ayağı üzerinde yürüyor. Allah ne dilerse yaratır. Çünkü Allah her şeye hakkıyla kadirdir." (Nûr, 24/45)

"O (Allah) sudan bir beşer (insan) yaratıp da onu soy sop yapandır. Rabbin her şeye kadirdir." (Furkan, 25/54)

Yeryüzünün 3/4'ü su ile kaplıdır. İnsan vücudununda %75'i sudur. Demek ki dünyadaki bu düzen aynen insana da intikâl ettirilmiştir. Yine Cenâb-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur:

"Andolsun biz insanı (Âdem'i) çamurdan süzülmüş bir hülâsadan yarattık." (Mü'minun, 23/12)

İşte ilk insan, yaratılışının mertebelerinde, önce böyle bir çamurdan sıyrılıp çıkarılmış, sonra hülâsadan (bir soydan) yaratılmıştır. (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dîni Kur'an Dili, V, 3056-3059, 3431-3432)

b. Tîn-i lâzib: Cıvık ve yapışkan çamur demektir. Toprağın su ile karıştırılıp çamur olmasından sonra, üzerinden geçen merhalelerden birisi de "Tîn-i lâzib" yani yapışkan ve cıvık çamur safhasıdır. Cenâb-ı Allah bu süzülmüş çamuru cıvık ve yapışkan bir hale getirdi.

"Biz onları (asılları olan Âdem'i) bir cıvık ve yapışkan çamurdan yarattık..." (Sâffât, 37/11)

c. Hame-i Mesnûn: Sonra cıvık ve yapışkan çamur hame-i mesnûn haline getirildi. Hame-i mesnûn, suretlenmiş, şekil verilmiş, değişmiş ve kokmuş bir haldeki balçık demektir.

"Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, suretlenmiş ve değişmiş bir çamurdan yarattık." (Hicr, 15/26-28)

Böylece Allah Teâlâ Âdem (a.s.)'i topraktan yaratmaya başlıyor. Bunu da su ile karıştırarak Tîn-i lâzib yapıyor. Sonra bunu da değişikliğe uğratarak kokmuş ve şekillenmiş hame (balçık) haline getiriyor.

d. Salsal: Kuru çamur demektir.

Cenâb-ı Allah kokmuş ve suretlenmiş çamuru da kurutarak "fahhâr" (kiremit, saksı, çömlek) gibi tamtakır kuru bir hale getirdi.

"O Allah insanı bardak gibi (pişmiş gibi) kuru çamurdan yaratmıştır." (Rahmân, 55/14; ilgili ayet için bk. Hâzin; Elmalılı Hamdi Yazır, a.g.e., VIII/4669)

Hz. Âdem'e Ruh Verilmesi

Cenâb-ı Allah Hz. Âdem (as)'i yaratırken, yukarıda anlatıldığı gibi maddesi olan çamuru, çeşitli mertebelerde değişikliğe uğratarak, canın verilmesi ve ruhun nefhedilmesine müsaid bir hale getirdi. Nihayet şekil ve suretinin tesviyesini ve düzenlemesini tamamlayınca, ona can vermiş ve ruhundan üflemiştir:

"Rabbin o zaman meleklere demişti ki: 'Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. Artık onu düzenleyerek (hilkatını) tamamlayıp ona da rûhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın.' Bunun üzerine İblis' ten başka bütün melekler secde etmişlerdi. O (İblis) büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu. Allah: 'Ey İblis iki elimle (bizzat kudretimle) yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yücelerden mi oldun?' buyurdu. İblis dedi: 'Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın.' " (Sâd, 38/71-76. Ayrıca bk. A'râf, 7/12; Hicr, 15/29; Secde, 32/8-9)

Cenâb-ı Allah böylece Hz. Âdem (as)'i en mükemmel bir şekilde yarattı. Boyunun uzunluğunun "altmış zirâ" olduğu bazı kaynaklarda kaydedilir. (Kurtubî, Tefsir, XX, 45) Yaratılışı tamamlandıktan sonra Allah Teâlâ ona, haydi şu meleklere git, selâm ver ve onların selâmını nasıl karşıladıklarını dinle! Çünkü bu, hem senin, hem de zürriyyetinin selâmlaşma örneğidir. Bunun üzerine Hz. Âdem (as) meleklere: "Es-selâmü aleyküm" dedi. Onlar da: "Es-selâmu aleyke ve rahmetullah" diye karşılık verdiler. Âdem (as), insanların büyük atası olduğu için, cennete giren her kişi, Âdem (as)'in bu güzel suretinde girecektir. Hz. Âdem (as)'in torunları, onun güzelliğinden birer parçasını kaybetmeye devam etti. Nihayet bu eksiliş şimdi (Hz. Muhammed zamanında) sona erdi. (Buhârî, Sahih, IV, 102, Halk-ı Âdem, 2 Tecrid-i Sarîh Tercümesi, IX, 76, Hadis no: 1367)
 
Geri
Üst