İslamda 40 çıkarma diye bir ayet varmı?

Uzman SühaN

Administrator
İslamda 40 çıkarma diye bir ayet varmı?
Lohusalıkla ilgili ülkemizde yer etmiş çok sayıda adet mevcut. Bu adetlerin bir kısmı annenin sağlığı açısından faydalı olsa da birçoğu hurafeden öteye geçemiyor. Bunların başında da yeni doğum yapmış annenin ve bebeğinin 40 gün evden dışarı çıkmamaları geliyor Bu konuda ne bir ayet ne de bir hadis mevcut değildir. Şimdi bu inanışlardan birkaçına detaylıca bakalım.

Bazı yerlerde bebek doğduktan sonra anneye bebeğini üç ezan süresince emzirmemesi söylenir. Bunun sonucunda bebek 9-12 saat aç kalacak demektir. Oysa bebeğin Hipoglisemi''ye girmemesi için doğar doğmaz emzirilmesi şarttır.



k.jpg



Anneye Al basması olmasın diye altın takılır, kırmızı bezler bağlanır. Bunun zararı yoktur ama son derece gereksizdir. Al basması denilen durumun tıptaki karşılığı lohusa humması adı verilen mikrobik bir durumdur. Antibiyotikler sayesinde son yıllarda neredeyse hiç görülmemektedir.

Yine bazı yerlerde geleneğe bağlı olarak ilk süt yani adına ağız sütü denilen kolostrum bebeğe verilmeden toprağa atılır. Bunun bereketi artıracağına inanılır. Oysa bu ağız sütünün çok güçlü antioksidanlar içerdiği ve bebekler için inanılmaz bir koruyucu olduğu tıbben kanıtlanmış durumda.


kk.jpg


Bir de kırk uçurmak denilen kırk çıkarma durumu var. Kırk uçurmak ve kırklamak ise eski bir şaman geleneğidir. Göktürk uygarlığında bazı kırk çıkartma törenlerinde güneş ve ayı sembolize eden semboller ve 40 taş kullanılırdı. Bu gelenek o günlerden bugüne taşınmış ve bazı bölgelerimizde sanki dini bir gelenekmiş gibi kabul edilmiş, uygulanmaya devam ediliyor. Suyun içine atılan kırk adet taş, nazar boncuğu ve altın ile önce bebek, sonra anne banyo yaptırılarak kırk çıkarma işlemi gerçekleştiriliyor. Buna "Yanlış ve sakın yapılmasın!" diyemeyiz ancak dini bir zorunluluk olarak kabul edilmemeli. Eğer ille yapılacaksa bir gelenek olduğu bilinci ile yapılmalı...

Lohusalık, ürkütücü ve ciddi önlemler gerektiren bir durum değildir. Doğumdan hemen sonra başlayan ve ortalama altı hafta kadar süren, annenin kendini toparlama, hamilelikten önceki durumuna dönme sürecidir. Lohusalık dönemi Hanefî ve Hanbelilere göre en fazla kırk gün, Malikî ve Şafiilere göre ise altmış gün sürebilir. Bu süreç annenin yalnız bedenen değil, yaşadığı değişimler ve artık hayatına, tamamen kendisine bağımlı bir bebeğin de katılması sebebiyle psikolojik olarak da etkilenmesinden kurtulma, yeni durumlara alışma ve toparlanma sürecidir. Anne hamilelik ve zorlu doğum sürecinde kaybettikleri yüzünden lohusalığında bir zaaf ve aşırı hassaslık dönemi yaşar. Ağrıları ve sancılarına yorgunluk, uykusuzluk, yeni doğan bebeğin bakımı da eklenince desteğe, yardıma çok fazla ihtiyaç duyar. Her kadın aynı olmadığı gibi her hamilelik ve doğum da birbirinin aynısı değildir. Kolay, zor, normal, sezaryen derken doğumlardaki farklılıklar gibi annelerin kendilerini toparlama süreçleri de farklılık gösterir. Bazısı bir haftada kendini toparlayabilirken kimi anne için bir ay, kimisi için bundan biraz daha uzun bir zaman gerekebilir. İşte bu süreçte anne kendini toparlayana kadar yanında birilerinin bulunması ve ona yardımcı olması, ağır iş asla yapmaması, kendine dikkatle bakması gerekmektedir. Kırk gün evde kalması geleneği de bu ihtiyaca binaen ortaya çıkmış, annelerin durumlarına göre fayda sağlayabilecek bir gelenektir.
 
Sanırım toplumumuzun genelinde bu adet var. Bebeğin kırkı,gelinin kırkı,ölünün kırkı gibi . Birde duyduğuma göre yeni doğan kadının kırk gün mezarı açık duruyormuş.Bu yüzden lohusaya ve bebeğe dikkat etmek gerekiyormuş.İşin aslı astarı nedir gerçekten merak ediyorum. Bu kırk çıkarma adetide genelde 40 tas suyla çıkarılıyor.40 dişli tarak,kırk çakıl taşıda kovaya atılıyor.Çok kişide böyle bir adete şahit olmuşluğum vardır.
 
Geri
Üst