Kadının Evlilikteki Durumu

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Kadının Evlilikteki Durumu
Evlenmekle ilgili olarak Kur’ân-ı Kerîm’in Nûr Sûresi’nde şöyle buyurulur:

"İçinizden bekârları ve kölelerinizden, câriyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin! Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lutfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lutfu) geniş olan ve (herşeyi) bilendir." (104)

Görüldüğü gibi evlenmek, Kur’ân-ı Kerîm’in emridir. Bu emir, mükellefin evlenme ihtiyacı ve durumuna göre farzdan harama doğru derecelenir.Hadîs-i şerîfde: "Kişi evlenmekle dîninin yarısını tamamlamış olur. Diğer yarısı için de Allah’dan korksun!" (105) buyurulur.

Bir başka hadîs-i şerîfde de Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:

"Size dîninden ve huyundan memnun olduğunuz bir kimse kız istemeye gelince, onu evlendiriniz. Eğer (böyle) yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve büyük fesad zuhur eder."

"Yâ Rasûlallah! dediler, eğer onda fakirlik ve soy asâletsizliği varsa?

Hz. Peygamber (s.a.v.):

"Size dindarlığını, huyunu beğendiğiniz bir adam gelince onu evlendiriniz!" (106) buyurdu ve bunu üç defa tekrar etti.

Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz âile ocağında karı-kocanın mes’ûliyetlerini şöyle belirtir:

"Dikkat ediniz ki, hepiniz çobansınız. Ve her biriniz güttüğünden sorumludur. Devlet reîsi bir muhâfızdır. Ve maiyyetindekilerden (emri altındakilerden) mes’ûldür. Erkek, ev halkının üzerinde bir muhâfızdır. O da ev halkından mes’ûldür. Kadın da, kocasının evinde bir çobandır ve güttüğünden sorumludur. Hizmetçi, efendisinin malı üzerinde bir bekçidir ve ondan mes’ûldür. Hulâsa, sizin her biriniz bir çobansınız ve beklediklerinizden mes’ûlsünüz." (107)
 
Yetimler hakkında adaletlidavranamamaktan korkuyorsanız uygun gördüğünüz kadınlarla ikişer, üçer, dörder evlenebilirsiniz. Onlara eşit davranamamaktan korkuyorsanız bir taneyle veya elinizin altındaki bir cariye ile yetinin.Adaletten ve doğruluktan sapmamanız için en uygunu budur
Nisa-3.âyet-i'nde 'çok eş alın' diye bir 'emir' olmadığını 'alabilirsiniz' diye bir iznin adaleti sağlamak şartıyla olabileceği ve tek eşli olmanın adaletten ayrılmamak için en uygun olduğunu görüyoruz.
Eğer bu bir emir olsaydı zaten âyetin sonunda 'tek eşlilik en uygundur' ibaresi yerine 'çok en iyidir' yazması gerekirdi.Görüldüğü üzere Rabbimiz tek eşliliği apaçık 'övmüştür'.

Bu ayette belli şartlarda teaddüdü zevcata izin verilmiş olması ve tek eşin en uygun olduğu geçmektedir.Çok eşliliği isteyen bir erkek bu isteğini kabul ettirmek ve haklı göstermek için bu âyette geçiyor,hakkım deyince komik duruma düşüyor. O zaman bunu kabul etmeyen hanımı da "Tek eşlilik âyette geçiyor ve övülüyor adaleti sağlayacağına inanmıyorum, farz ve vacip de olmadığı için kabul etmek zorunda değilim,bana baskı yapamazsın " diyebilir
Erkek derse ki 'çok eşlilik sünnettir' kadın da diyebilir ki 'tek eşlilik de sünnettir,ben bu sünneti uygulayacağım.'

Kocasının çok eşlilik isteğini kabul etmeme hakkı olan kadın İslamdaki kadın haklarını bilmelidir.Sadece sorumluluk bilmek yetmez.




-Kuran'da çok eşlilik bir emir olarak bahsedilmeyip tek eşlilik övülmüştür.
İslam'da farz ve vacip olmayan bir konuda kimsenin kimseye baskı ve zorbalık etme hakkı yoktur.Dindeki kocaya itaat konusu ile bu konunun alakası yoktur.Farz ve vacip olmayan konularda geçerli değildir.Kocalar ilah değildir ve ancak farz ve vacipleri aksatan hanımını uyarabilirler. Örneğin:"Namaz,oruç,kocasıyla uyumak, malının zekatını vermek vb."konularda hırsızlık ve zina ederse karısını uyarabilirler ve boşanabilirler.Ama çok eşi kabul etmedi diye dövemez ve boşayamaz.Nisa-34'te bir erkeğin "zina eden ve hırsızlık eden hanımına uyarı olarak vurabileceği geçmektedir. Bu vurmanın şekli ise Rasûlullah(sav) tarafından izah edilmiştir."Kaba yerine nazikçe üç defa".Yani bazılarının yaptığı gibi kum torbasına girişir gibi değil.





Kocasının çok eşlilik isteğine razı olunmalı diye ne sahih ne de ravisi güçsüz hicbir hadis-i şerif bulunmamaktadır.
-Çok eşli olmak isteyen erkeğin hanımı buna razı değilse bu durumda buna razı olmayan kadının ve velisinin ne yapacağı,ne yapılması gerektiği bizzat Rasûlullah(s.a.v) tarafından uygulamalı olarak gösterilmiştir.Ve bu hadise deve derilerine kaydedilirken(senet ve metin) Rasûlullah(s.a.v) 'bu bana ve kızıma özeldir diğer babalar ve kızlar bunu yapamaz' gibi bir söz etmemiştir.
Hangi elimizle burnumuzu silmemiz gerektiğini dahi öğreten ve sol elle silmenin tahrimen mekruh olduğunu belirten Rasûlullah(s.a.v) başka babalar ve kızlar 'damadın çok eşlilik isteğine itiraz edemez olsa' bunu da belirtirdi. Birşeyin olmamasının ispatı öyle birşeyin olmamasıdır ve Rasûlullah(s.a.v) 'bu bize özeldir demediği için bu bir sünnettir' ve
kocasının çok eşlik isteğine razı olmayan kadın kocasını uyarır ayrıca kadının ailesi de damadını uyarabilir bu uyarılara rağmen erkek bundan vazgeçmezse kadın boşanabilir.

Peygamberimiz'in (asm) Hz. Ali (ra)'in ikinci evliliğine karşı çıkmasının sebebi, Peygamberimizin (asm) kızı Hz. Fatıma (ra), kocası Hz. Ali (ra)'in ikinci bir kadınla evlenmek istemesine karşı çıkmıştır. Peygamberimiz de kızının bu konuda üzülmesini istemediğinden dolayı, böyle bir evliliğe karşı çıkmıştır.(bk. Buhârî, Nikah, 109, Fedâilü's-sahabe 16; Müslim, Fedailü's-sahâbe 95-96;Ebu Davud, Nikah, 13; İbn Mâce, Nikâh 56; Ahmed b. Hanbel, IV, 376)

Dikkat edelim Bu hadiseyi inkar etmeye ve tüm kadınların böyle bir hakkı olduğunu inkar etmeye çalışanlar 'Hz.Ali'nin istediği kadının babasının dinî inancı yanlıştı müşrikti o yüzden Hz.Fatıma bunu istemedi derler. Öyle olsaydı babası Müslüman bir çok kadın ve kız vardı. Hz.Ali onlardan birileriyle evlenirdi ama Hz.Ali Hz.Fatıma vefat edene kadar tek eşli kalmıştır.Vazgeçirilmesinin tek sebebi kadının babasının dini değil sadece ek bir sebeptir eğer tek sebep bu olsa babası müslüman olan bir kadın ile daha evlenirdi. Çünkü hanımı çok eşli olmasına razı değildi.
Rasûlullah(sav) diğer kızının tek eşli kocasını övmüştür .


Ayrıca Peygamberimizin (asm) terbiyesinde büyüyen Hz. Fatıma (ra)'nın, kocasının ikinci evliliğine karşı çıkması caiz olmasaydı, Allah Resulü (asm) onu ikaz eder, kocasının arzusuna boyun eğmesini emrederdi. Halbuki durum öyle olmamış, bilakis kızının üzüldüğünü gören Allah Resulü (asm), damadı Hz. Ali (ra)'in bu arzusundan vazgeçmesini istemiş, eğer vazgeçmezse ancak Fatıma (ra)'yı boşadıktan sonra evlenebileceğini söylemiştir.Yani helali haram etmek olmuyor.






Allah Resulünün (asm)bu davranışında, Müslüman kız ve babalarının, damadın ikinci evliliğine karşı çıkabilecekleri hususunda ruhsat vardır.



Kocasını başkasıyla paylaşmak istemeyen kadın ne yapabilir?

-Dini ve Resmi nikah akdinde "Kocamın üzerime başkalarıyla evlenmesine razı değilim " yazdıracak ve bunu şahitlere ve eşine imzalatacak .Böyle bir şartı koymayı unutsa bile bu olayla karşılaşırsa eşini boşayabilir.
Kocası kendisinden gizli bile biriyle nikahlansa bu durumda gizli veya açık yeniden evlenen erkek bu şartı koyan kadını boşanmış olur.Gizlemeyip açıkça bunu size söylerse de boşanmış olur çünkü nikah akdi bozulmuştur.
-Dini ve resmi nikah akdinde bu şartı koydurmayan veya unutan kadının kocası böyle bir evliliği gizli veya açık yaparsa sizi boşamış olmaz ama razı olmadığınız halde bunu yaptığı için boşanabilirsiniz. Emri vaki ile size kabul ettirmeye dinen hakkı yoktur.

-Gel gelelim en güzel hakkımıza
Nisa-20''de "deve yüküyle mehir de vermiş olsanız iftira ile geri almayın. .." ibaresi geçmektedir.Eğer mehrimizde bir üst sınır olsaydı Rabbimiz bunu belirtirdi.
Mehir nedir?
İslam'da kadının güvencesidirEvlendiğimiz erkekten altın ve para cinsinden olmak suretiyle istediğimiz ve belirlediğimiz miktarda para talep etmektir.Bu bizim fiyatımız veya kendimizi satmamız manasında değildir. Anamızın ak sütü gibi helaldir. İstediğimiz miktarda hediye ve mehir isteyebiliriz. Razı olmadığımızda mehrimizi eşimiz ve ailesi bir kuruşuna dahi dokunamaz haramdır. Ve mehrimizi eşimizle yemeyi,eşimize bağışlamayı kabul etmediğimiz zaman kimse bize paragöz diyemez.


Mehir iki kısma ayrılır
1.mehr-i muaccel (acele mehir ) genelde düğünde ve nikahta geline takılan takılardır sizin belirlediğiniz miktarda mesela 1000 gr altın mehri muaccel size evlilik olur olmaz eşiniz tarafından verilir. Mehri muacceli çok istememek iyidir. Düğün zor olmasın diye böyledir.Lakin mehri müeccel(senet ettirilen mehir) senedini kabul etmeyen biriyle evleniyorsanız mehirinizi sadece "mehir" diye adlandırıp yüksek bir miktar isteyebilirsiniz.

2.mehri müeccel (senet ettirilen mehir) evlilikte kadının kocasından istediği mehrin ikinci kısmıdır. Ve düğün veya nikahta hemen verilmesi gerekmez.Bu senet kişiye göre yani gelinin arzusuna göre düzenlenir. Bu senede belirli şartlar koydurabilir.
-Kocamın bu mehrimi evliliğimiz boyunca bana kısım kısım ödemesini istiyorum yazdırıp imzalatabilir.
-Kocamdan bu mehrimi sadece beni aldatırsa veya başkasını da nikahlarsa alacağım diye yazıp imzalatabilir.

Yukarıda bahsettiğim bir konuda aklınıza gelmiş olması lazım gerekir şimdi onu izah edeceğim.
'Bir kadın kocasının çok eşlilik isteğine razı olmadığı halde erkek buna israr ederse kadın onu boşayabilir' yazısını görünce boşasa napacak? Neyle geçinecek? Zaten yasal olan bişeyi(yasal olursa ki olması an meselesi) yaptığı için bunu delil göstererek tazminat davası da açamayacağım elime ne geçecek?Bedavaya beni göndermiş olacak. Parasız kalmaktansa sabredeyim mi?Yada nolur olsun razı olmadığım halde bunu yaptı boşanırım. ..vb. Birçok şey düşünmüş olabilirsiniz.

Evliliğinizi korumak için
Mehri müeccel senedinizi erkeğin ödemekte zorlanacağı bir miktarda senet olarak yazdırıp şahitlere ve eşinize imzalatırsınız.Mehri müecceli yüksek olan kadının kocası hanımını razı etmeyen şeyleri yapmaktan ve durduk yere boşanmaktan ve evliliği riske atacak işlerden uzak durur.

"Bu zamanda ne mehri tazminat var nafaka yeter diyen kadınlar bu hatayı acilen bırakmalıdır."

Zira çok eşlik yasal olursa(bunun olmasının önü açıldı) eşiniz başka kadına aşık olup evlenince bu kondu şikayette bulunup tazminat alamazsınız. Sizi böyle bir durumda boşanınca mar olmaktan kurtaracak tek şey "mehri müeccel senedinizdir."

Faydalı olur inşAllah
 
Geri
Üst