Kantaron Otu

kördügüm

Tatlı ve Çalışkan Melek
Üye
Kantaron Otu
KANTARON OTU

Hypericum perforatum (L.) Tarla, yol ve orman kiyilarinda, tepelerde ve çayirlarda Temmuz'dan Eylül'e kadar çiçeklenen ve ülkemizde, sari
kantaron, kanotu, kiliçotu, mayasilotu ve yaraotu gibi yöresel adlara da sahip olan sifali bir bitkidir. Bitki 25-60 cm boyunda olup, çok dallidir ve saplari ayri oldugu halde bir semsiye biçimindeki çiçekleri 5 parçali, korolla altin sarisi renkli ve kenarlari siyah renkli guddeli tüyler ile çevrilidir . Erkek organlari çok adette ve
3 demet halinde bir araya toplanmistir. Yapraklar isiga karsi tutuldugunda, yag guddeleri, parlak noktaciklar halinde kolaylikla görülür. Bitkiye binbirdelik otu denmesi bu özellikten ileri gelmektedir. Yanilmamak için, tam olarak açmis bir çiçegi parmaklarinizin arasinda ezdiginizde, ondan kirmizi bir su aktigini
göreceksiniz.
Faydalari ve Kullanim Alanlari
  • Yaralarin iyilesme sürecini hizlandirabilir
  • Hafif ve orta siddetteki depresyonlarda rahatlatici ve
sakinlestirici etkisi vardir.
* Korku, endise, kaygi, umutsuzluk ve çaresizlik duygularinin
giderilmesinde yardimcidir.
* Siyatik, eklem iltihabi (artrit) ve pre-menstural kramplar (Adet
öncesi agri ve sikintilar) giderilmesinde faydalidir.
* Safra salgisini uygun yönde etkileyerek sindirim sistemini
rahatlatabilir.
* Kronik yorgunluk sendromunda, uykusuzluk, menopoz dönemindeki
sikinti, stres ve gerginliklerin giderilmesinde etkili olabilir.
*Her derde deva oldugundan bahsedilir.özellikle mide agrilarina birebir geldigini bizzat gözlemlenmisdir.Ayrica zeytinyagina ufalanarak merhem haline getirildikten sonra açik yaralara sürüldügünde ,yaralarin çok çabuk iyilesmesini saglar.
Hastalar üzerindeki gözlemlerimize dayanarak ifade ediyoruz ki dogru Kantaron kullanimi ve düzenli içildigi takdirde kanser hücreleri üzerinde temizleyici bir etki görülmektedir.Uludag Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Ögretim
Görevlisi Dr. Oya Kaçar, kantaron otunun Avrupa'da son yillarda hafif
ve orta siddetli depresyonlarin, stres, uykusuzluk, anksiyete gibi günlük yasami olumsuz etkileyen rahatsizliklarin tedavisinde basariyla kullanildigini, atidepresan olarak kullanilan sentetik ilaçlarin kullaniminda karsilasilan uykusuzluk, kilo kaybi, seksüel bozukluklar gibi ciddi yan etkilere de rastlanmadigini belirtti.
Yan Etkiler ve Etkilesimleri:

Hamilelerde kullanilmasi yeterli klinik çalisma olmadigi için önerilmez.Bazi hastalarda sindirim bozukluklarina neden olmustur.Bazi kisilerde allerjik reaksiyonlara sebep olabilmektedir.Bu gibi hallerde kullanimi kesmek gerek.

KANTARON SUYUNUN HAZIRLANISI
Yaklasik 100 gram kantaron çicegi otunu
5 litre iyi suyu (çesme suyu olmayacak) kaynatin.
5 litre iyi su kaynamaya (fokurdamaya) baslayinca
100 gram kantoron çicegi otunu bu suyun içine atin.
Yaklasik 50 dakika yüksek ateste 1 saat normal ateşte kaynasın.

Yaklasik 12 saat kadar kendi kendine sogusun.Soguyunca süzme islemini
gerçeklestirip bunlari agzi açik cam kavanozlara (Plastik sise kullanmayin) doldurup buzdolabina koyun.sabah ögle aksam birer su bardagi aç karina içilecek.
Etkili olmasi için bu su içildekten sonra en az bir saat kadar hiçbir sey yenmeyecek .Bu suyu kullanma süresi en fazla 15 gündür.15 günü geçince hiçbir faydasini göremezsiniz Bu ot bütün kanser türlerine iyi geldigi gibi, kadin hastaliklari, böbrek, dalak, bagirsak ve bütün iç organlardaki hastaliklara da iyi
gelir.Tamir edici bir etkisi vardır..

SARI KANTARON (Hypericum perforatum);
SARI KANTARON HAKKINDA DR.NİYAZİ ERÖZTÜRK'ÜN KİTAPLARINDA YAZAN
BİLGİLER AŞAĞIDADIR. BU BİTKİNİN ÇOK KUVVETLİ VİRÜS ÖLDÜRÜCÜ ETKİSİ
OLDUĞU BELİRİLMEKTEDİR. (KİŞİSEL BİR DEĞERLENDİRME; VUCUDUN
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ AÇISINDAN BAKILDIĞINDA, VİRÜS İLE KANSERLEŞMİŞ
HÜCRE ARASINDA BİR FARK VARMI DIR ? İKİSİ DE ÖLDÜRÜLMESİ GEREKEN
CANLIDIR ! BU NEDENLE, SARI KANTARON'UN KANSER HÜCRELERİNİ DE
ÖLDÜRMESİ BENCE KUVVETLE MUHTEMELDİR.)

SARI KANTARON (Hypericum perforatum)

İngl.Hardhay, Alm. Johanniskraut, Fr. Millepertuis
Yöresel adları :Kanotu, kılıçotu, koyunkıran, mayasılotu, yaraotu.
(Bitkinin literatürümüzdeki bilimsel adı Binbirdelikotu. Ama bu ad
halk arasında yerleşemediği için, burada sarı kantaron adı
kullanıldı.)
Drog adı :Hyperici herba / tüm bitki (kök hariç)
Tentür :Hypericum D3-D6
Kantaron yağı :Hyperici oleum
Toplama/kurutma :Sarı kantaron haziran sonuna doğru çiçeklenmeye başladığında, sapın toprağa yakın bölümünden kesilir ve demetler
halinde gölge ve havadar bir yere asılarak kurumaya bırakılır. İyice
kuruduktan sonra ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır.
Bileşim: Eterli uçucu yağ, flavonlar(Rutin, Querzitin, Hyperosid),
reçine, tanen ve Rhodan. Ama en önemli etken maddeleri, Hypericin ve
Pholabaphene.
Sarı kantaron preparatları: Befelka-öl(yağ), Hyperforat, Phytogran,
Psychatrin, Psychotonin, Cesradyston® 200(kapsül), Cesradyston ® 200
(damla) gibi, yüzlerce preparat yalnızca Batı Avrupa ülkelerindeki
eczanelerden temin edilebilir.
Etkileri: İltihap giderici, yara iyileştirici, yatıştırıcı,
antidepressif, kramp çözücü, ağrı kesici, antiseptik.
Kullanım alanları: Yakın geçmişte Avusturyada yapılan bir bilimsel
deneyde, kullanılan bir sarı kantaron preparatı, deneklerin %67'sinin
hafif ve orta dereceli depresyondan kurtulmalarını sağlamıştır. Bu
sonuç, daha önceleri yapılmış olan benzer deneyleri doğrular
niteliktedir. Sarı kantaron yağına kırmızı rengini veren Hypericin
adlı ana etken maddedir. Bu madde antidepressif ve çok güçlü
antiviral etkilere sahiptir. Bu etki (virüslere karşı etki) öyle
güçlüdür ki, geçtiğimiz yıllarda, AIDS'e karşı etkili olup
olamayacağı konusunda geniş kapsamlı laboratuar araştırmaları yapmak
gereği duyulmuştur. Doğrudan bitki kullanımı yoluyla pek çok virütik
hastalığın tedavi edilebileceği ise kanıtlanmış bir gerçektir.
Sarı kantaron, sinirsel rahatsızlıklara karşı kullanılabilecek en
değerli şifalı bitkilerden biridir. Bitki geleneksel olarak da zaten
hep, korku, gerginlik, uykusuzluk ve depresyona karşı
kullanılagelmiştir. Özellikle menopoz döneminde görülen bu tür
rahatsızlıkların tedavisinde çok olumlu sonuçlar alınabilir. Uykuda
idrar kaçırma da sarı kantaron çayı ile tedavi edilebiliyor, çünkü bu
rahatsızlık genelde ruhsal nedenlerden kaynaklanır.
Hormon düzeyindeki değişikliklerin belirtilerini azaltan ve bedene
yeni güçler kazandıran özellikleri sayesinde menopoz sıkıntılarına
karşı sarı kantaron çayı mutlaka kullanılmalıdır.
Sarı kantaron ayrıca, karaciğeri ve safrakesesini güçlendirebilen
önemli bir toniktir.
Dudak uçuğu(herpes), suçiçeği ve zona, nevralji, bel ve sırt ağrısı,
kas ve eklem ağrıları da bitki çayı, tentürü ve preparatları ile
tedavi edilebilir.
Kırmızı renkli kantaron yağı da hiçbir evde eksik olmaması gereken
çok önemli bir ilaçtır. İyileştirme gücünü en az iki yıl korur ve
yalnızca açık yaralarda, yeni yaralarda, hematomlarda(deride mavi-mor
lekeler), beze şişkinliklerinde ve pürüzlü yüzlerde bakım ve tedavi
ilacı olmakla kalmayıp, sırt ve bel ağrıları, siyatik ve romatizmada
da etkili bir friksiyon ilacı olarak kullanılabilir. Yanıklarda,
haşlanmalarda ve güneş yanığında da kantaron yağı başarıyla
kullanılabilir.
Karnı ağrıyan bebeklerin karıncıklarına kantaron yağı sürüldüğünde
ağlamaları sona erer. Tüm lenf bezi şişkinliklerinde kantaron yağı
ile yapılan hafif friksiyonlar büyük rahatlık sağlayabilir. Bu yağ
içten de kullanılabilir: Örneğin, safra salgılarını arttırmak,
sinirsel kökenli mide rahatsızlıklarını yatıştırmak ve mide ülserini
tedavi etmek gibi durumlarda, günde 2 kere yarım tatlı kaşığı
kantaron yağı içilir.
Kullanım biçimleri: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy
bir su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama
derecesine kadar ısıtılır, üstü kapalı olarak 5 dakika kadar
demlendirilir ve süzülür. Günde 2-3 bardak taze demlenmiş kantaron
çayı, aç karnına veya öğün aralarında, soğutulmadan içilir. Bu çay
yara tedavisinde de dıştan, yıkama veya kompres biçiminde kullanılır.
Tentür: Çiçeklenme aşamasında toplanarak kurutulmuş ve ince kıyılmış
bitki, geniş ağızlı bir cam şişeye veya kavanoza 1:5 oranında
koyulur, çalkalanabilecek kadar mesafe kalana kadar, kanyak, votka
veya 35-40 derecelik etil alkol-su karışımı eklenir ve kapak iyice
kapatılır. İki hafta boyunca arada bir çalkalanarak bekletilir ve
süre sonunda dört kat tülbentten geçirilerek süzülür. Tentür koyu
renkli şişelerde saklanmalıdır.
Kantaron tentürünün (Hypericum) genelde D6 inceltisi çok etkilidir.
Bu inceltinin hazırlanışı ile ilgili bilgiyi, kitabın şifalı bitkiler
bölümünün başlangıcındaki Tentür Bölümünden alabilirsiniz. Eğer
Hypericum D6 tentürünü örneğin Almanyadaki bir eczaneden temin
edebilirseniz çok daha iyi olur. Homöopathik ilaçlar genellikle kent
merkezlerindeki büyük eczanelerden satın alınabilir.

KANTARON YAĞI
Güneşli havada toplanan genç çiçekler hafifçe ezilerek
şeffaf bir cam şişenin veya kavanozun boğazına yakın bölümüne kadar
doldurulur, üstüne sızma zeytinyağı eklenir ve mayalanma süreci
tamamlanana kadar(3-4 gün) kapağı açık olarak güneşte bekletilir.
Sonra kapağı kapatılır ve arada bir çalkalanarak 3-5 hafta güneşte
bekletilir. Çok güzel bir kırmızı renk kazanan yağ iki kat tülbentten
geçirilerek süzülür, çiçek posaları da sıkılır ve kantaron yağı koyu
renkli şişelerde, çok sıcak olmayan ortamda saklanır. 2-3 yıl boyunca
kullanılabilir.
Uyarı: Uzun süreli kantaron çayı kullanımı, güneş ışığına veya
solaryuma karşı duyarlılık oluşturur. Çay içimine son verildiğinde bu
duyarlılık sona erer. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.

1 Kullanıcı kişinin görüşleri;

Kanserle yaklaşık 3 yıl önce tanıştık.
Eşim göğsünde bir sertlik olduğunu söyledi. Hemen doktora gittik.
Pataloji sonucu; kanser olduğunu öğrendik.

Hemen ameliyatla göğsü alındı. Bir ay kadar sonra kemoterapiye
başladık. 6 kür boyunca eşim öldü öldü dirildi. Mide bulantısı ve
kusma ile geçti bu 6 kür. Yatak döşek yattı. Hiç alışık olmadığımız
bir şeydi. Çoluk çocuk perişan olduk eşimin bu haline. Ama eşim daha
çok perişan oldu. Çünkü bütün sıkıntıyı çeken kendisiydi.

Radyoterapiye gerek görmediler. Kemoterapi bitince ayda bir
kontrollere başladık. Her şey gayet iyi gidiyordu, ta ki, eşim bir
sabah sırtında ağrılarla uyanana kadar.

Önce soğuk algınlığı zannettik. Fakat MR çekilince eşimin kemiklerine
yayıldığını öğrendik. Boynu, sırt kürek kemiği, belinde iki kemik,
kalça kemiği ve ayak dirsek kemiğinde tutulum yani kanser
vardı. Önce radyoterapi uygulandı. 6 kemiğe birden radyoterapi
verilemezdi. Bu yüzden en fazla tutulum olan iki kemiğe radyoterapi
verildi. Radyoterapi bitince bir hafta aradan sonra kemoterapiler
başladı. 4. kürde eşimin karnında bir tümör oluştu. Doktorumuz
kemoterapiye devam etti. 6. kür bittiğinde eşimin karnındaki tümör 25
cm olmuştu.

Hemen radyoterapiye sevk edildik. Burada uygulanan radyoterapiden
sonra eşim dinlenmeye çekildi. Bu arada çekilen MR sonucuna göre
kemoterapi hiçbir fayda vermemişti. Aksine tutulum (kanser) kemik
iliğine sıçramıştı.

Bu noktada artık radyoterapi ve kemoterapiye güvenimiz kalmadı.
Doktorumuz da çaresizlik içerisinde ilaçların ve tedavilerin fayda
etmediğini söyledi.

Artık alternatif tıp tedavisine yönelmenin zamanı gelmişti. Yapacak
başka bişi kalmamıştı. Klasik tedavi fayda vermiyordu.

İşte tam bu sırada, değerli dostum Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
KBB Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdoğan İnal, kantaron otundan
bahsetti. Dediğine göre, kayınpederi mesane kanseri imiş ve 7 kere
ameliyat geçirmiş. Mesanesin alınmasına karar verildiği bir sırada
kantaron otunun kansere iyi geldiğini öğrenmiş ve zaten kaybedecek
bir şey yok deyip kayınpederine uygulamış. 3,5 ay sonra alınan
neticelerde, kanserden eser kalmadığını görmüş. Benimde eşime
kantaron tedavisi uygulamamı önerdi.

Zaten bizimde yapacak bir şeyimiz kalmamıştı. Hemen kantaron suyu
tedavisine başladık. Ozon tedavisi ile birlikte kantaron tedavisini
de yürüttük. Yaklaşık 2 ay sonra yapılan patalojik inceleme de eşimin
karnındaki kitlede kanser tümörünün kalmadığı şeklinde bir rapor
aldık.
Kanserden korkmayın.
 
Geri
Üst