Kimim ben

MEÇHUL

Daimi Üye
Üye
Kimim ben
Kendime kanadım dün bütün gün,
içime kanadım,yüreğime,
ağrısına teselli buldu soluklanışım,
ne bileyim gereksiz bir suskunluk,süzülen garip bir kızıllık,
belki de hatırlamak istemeyişimin verdiği umarsızlık,
ne dersen de,acı bir tebessüm sadece...



Yalnız bir gece,hepsi bu.


Korkuyorum artık,eskisi gibi güçlü değilim,
eskisi gibi değil çünkü yaşamım.
Sırf bu yüzden yalanlar buluyorum dilime,
geleceksin mesela,bizi kıskanıp yazılar yazan denize bakıp o gülüşlerine sarılıyorum sonra,herkesin mavi bir düşü vardır diyorsun yeniden,
ve ansızın bir telefon geliyor sen pencereden bakarken;
ikinci şarkı senin için diyorum,bak bu bile yeniden...



Efkarlıyım bu aksam,bir hasretle savaşan.
dert mı sardı bu Aksam sanki içtikçe artan.
ben bilemiyorum neden bilemiyorum herşey bomboş yalan
bir sen çekip gittin,bilsem severmiydim dostum oldu hüsran..



Sence neye veda ettin,söyle hadi.
İliklerine kadar doldur beni,sev,yalnızca sev,
hiç uyanmayalım ne olur dedikten sonra
neye veda ettin,neye ...?



Dokunduğun yüzüm kan revan,söyle,hadi bir avuç toprağımdan al ellerine, kokla,sarıl,öp,ne olursun söyle;
neye veda ettin sen?



Bu gece yalnızım,oysa olmak istediğim yer senin yanın.Odanın bir köşesinde, hani o bulmacalar bulduğum yere kıvrılıp gülen yüzüne bakmak isterdim sabaha kadar.


Yanlış anlama kavgam seninle değil,kendimle,hayatımla,umut damarı çatlamış yanımla,ne bileyim,
hala sen kokarken tenim,bedenimle.
Öyle ya,çürümüş etim neden hayat koksunki,
neden huzurunu döktüğün nefesine bulaşsınki açlığım,neden?



Sessizlikten neredeyse damla damla kopan,defalarca yeniden doğup yeniden büyüyen ben...


Zaman akşamı indirirken göğe,
karanlığın kemikli suratına çarpar bakışım,ama hızla geçip giden her şeyin içinden bir tek seni görür bu gözler,
tam da yalnızlık ortasından çatlamışken, şimdi...



Kelimeleri söker kaldırımlardan,
yığar köşebentleri kanatsa da ellerini,evet sen,
aklımda kalacak olan tek roman.



Hem kaç beyitlik şiir anlatabilirki seni yine,yeniden,
kaç asırlık çınarın gölgesi vurur senin gibi bedenime,
bak hala çok şeyi öğreniyorum senden,
hayatım boyunca hiç bir kitap,
sayfalarını açtıkça başka dünyaların kapılarından heyecan ve umutla sürüklememişti beni,
sende okuduğum her cümle ayrı bir anlam soluyordu gözlerime,tuhaf, çıldırtıcı bir eziklik ve yetersizlik duygusunun uyuşuk hissizliğinde geziniyordum sanki,
şakağıma boşa yaşadığımın namlusunu doğrultup her sayfada bir mermi sıkıyordun geçmişe.



Aşk bu olmalı,
kendini yeniden görmek,
yitirdiğin onca zamanın bataklığında boğulduğunu anlamak.
Merdivenin yalnızca inilip çıkılan bir yapı değil,basamaklarına oturulup sohbet edilebilir bir yer olduğunu öğrettin.



Örneğin,batıyla doğunun birleştiği yerleri arıyormuşum meğer,
kuzeyle güneyi gösterdi düşlerin,ne bileyim,yedi milyar rengi vardır doğanın, senden öğrendim ama mavinin anaçlığını,senden ibaretti dört mezhepli tek kitap...



...


ahh..yaşamıyorum çıkamam bu karanlıktan
Ahhhh deliriyorum ki sebebi yok anlarım aşktan.




Bu gece yalnızım,oysa olmak istediğim yer senin yanın.


Üşüyorsun belki,belliki alıştın da, ...


yok feryadım şimdi,seni serpecek bir rüzgar yok tanrımın katında,
kırk katır yılan otu uç uca iliştirilmiş her adımda yokluğunu kanatmakta, bilmem kaç elmanın kurduydu kursağında kalan, hadi silkiniver,
salıver eskilerle sürme çektiğin gözlerine yapışmış görüntüleri,
ne olur gitme uzaklarıma,
bulamamak ne dehşet verici bir eylemdir,
ki çiftleşeceğim başka bir erdem yok,
işlemediğim cinayetlerin affı çıksın hadi nefesinde,
ama yaşarmadı yastık
ama ağladık
ama çok korktuk
ama bilmediler
ama utanmadılar
sabah ezanıyla yollara açılan kapılar,
kırk suali yoktur kırk yarama cevap,
hadi kaybolma damarlarımdan...



Ben doğduğumda yağmur yağmış nisan, ...,


kırkım çıkmadan kolum çıkmış ağustos,
derken bir öğle öncesi yine o yağmurlarla gelmiş körlüğümşubat,
koca bir on yıl çocukluğum ve ansızın büyüyüp kalmışım haziran,
ilk aşk ocak,
ölüme kura çekmişim temmuz,
uyumuşum ekim,
dört duvar girmiş koynuma eylül,
kanım aralamış sağ yanımı mayıs,
ilk kez düşmüşüm mart,
ağlamışım aralık.




Bir tek kasım kaldı sana,hep hiç kalan kokumda adına yaslanarak yürüyebildiğim yalnızca kasım vardı,onda da sanki sende kaldı bir yarım...


Sence neye veda ettin sen?


Otuzüç kasımı yüzüme bulaştıran yaralarıma mı,yoksa sana baktığımda gördüğüm gözlerime mi söyle hadi.


haklısın demek yok artık,
buram buram sen kokarken hala bu hayat,
hiçliğimle seni sevmemden mi utandın yoksa,



plastik kokusunu başucunda besleyen kaderim miydi veda ettiğin,
hadi söyle kimim ben,
yüzümün astarına dikilen karanlıktan başka neyim ben,
binbeşyüz asrın tek tanrısından beklediğim gelmişken söyle şimdi;

neye veda ettin sen?



İstediğim tek şey denize bakıp seni görebilmekti,denize dokunup seni hissedebilmekti,
tek kalem sendin ülkemi savunan ve her saç telinde başka bir sebep vardı yaşama dair, adına mavi demiştim,adına sen demiştim ilk kez tanrıya tapar gibi sevebilmenin...



Hepsi senin kokun; temiz ve duru,tıpkı düşlerin gibi,ne bileyim kanım karışmasın istedin belki bu duruluğa,düşlerine sıvasız bir yüzün kokusu bulaşmasın istedin, denizi taşırken içinde,alnımdaki lekeyi orada görmemek istedin belki de...


Kimim ben?
Bir ben bilemiyorum neden bilemiyorum herşey bomboş yalan...
 
Cevap: Kimim ben

Kimim ben?
Bir ben bilemiyorum neden bilemiyorum herşey bomboş yalan...



Çok güzelmiş cnm paylaşım için tşkler...
 
Cevap: Kimim ben

Kimim ben?
Bir ben bilemiyorum neden bilemiyorum herşey bomboş yalan...

harika
tesekkurler

 
Geri
Üst