Kırıtık mı Sırıtık mı ??
Kırıtık' bir kadın mıyım?
Tövbe tövbe...
İnsanı hakikaten zorlayan bir yaratıcılık var bazı Milli Görüşcü beylerde.
Geçen hafta okudum bu haberi; kadınların zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamalarını, çıkarlarsa kırıtmamalarını yazmış Milli Görüşcü bir yazar...
Bugüne kadar hiç aklıma gelmemişti...
Eşime sordum;
'Sence ben kırıtık bir kadın mıyım?' diye...
Cevap süper;
'Kırıtık değil ama sırıtık bir kadınsın!'.
Doğru ben kırıtmam, hep sırıtırım.
E mutluyum.
Ne olacak şimdi?
Bugün kadınların sokağa az çıkmasını, çıkarlarsa kırıtmamalarını söyleyen beyler, yarın öbür gün sırıtanlara da kafayı takarsa ne olacak?
Bence bu da Anayasa' ya girmeli J...
Madem Anayasa' ya giren çıkan belli değil, ha bir eksik ha bir fazla, farketmemeli.
'Kadınların kırıtarak ve/ya sırıtarak sokağa çıkma hakkı elinden alınamaz!' denmeli ve böylece bütün kadınlara, türbanlı ya da türbansız, sokağa çıkma garantisi verilmeli.
Yoksa bugün kırıtmayacağız, yarın belki sırıtamayacağız.
Sonuçta amaç belli, evden de çıkamayacağız...
Evimizde bir süs bebeği gibi 'barınacağız', evimizin hanımı olup sahibi olamayacağız.
Birinin mülkü olacağız ama, mülk sahibi olamayacağız.
E kendi aklına sahip değilsen, nasıl mülk edinesin zaten?
Saçı başı göstermemek, kırıtmamak derken yavaş yavaş sokağa çıkmak da günah sayılacak.
Peki o zaman ne yapacağız?
Ne işe yarayacak bu kadar uğraşıp sözde demokrasi ve sözde özgürlük adına Anayasa' dan izinle türbanla üniversiteye girildiğine?
Hadi elinde kapı gibi Anayasa var.
Ama sokağa çıkmanla ilgili de yeni bir Fetva ve sure var.
Üniversite mi eve gelecek o zaman?
Ben bu işi anlamadım.
Türban bahane şeriat şahane!
Böyle giderse en önce türbancılar terk edecek bu ülkeyi; bana öyle geliyor uzun vadede.
Özgürlük-Demokrasi-Laiklik tanımlarına kendini uydurmak yerine, tanımları kendine uydurursan, olacağı budur işte.
Dini politikaya alet edip üzerine, yanına, arkasına entel damgası basıp bir de bunu özgürlükler adına kanun yaptım dersen,
Ne senin ne de benim işime gelmeyecek şekilde kullanır kanunları her önüne gelen...
Yonca Tokbaş
'Kırsırıtık'
Tövbe tövbe...
İnsanı hakikaten zorlayan bir yaratıcılık var bazı Milli Görüşcü beylerde.
Geçen hafta okudum bu haberi; kadınların zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamalarını, çıkarlarsa kırıtmamalarını yazmış Milli Görüşcü bir yazar...
Bugüne kadar hiç aklıma gelmemişti...
Eşime sordum;
'Sence ben kırıtık bir kadın mıyım?' diye...
Cevap süper;
'Kırıtık değil ama sırıtık bir kadınsın!'.
Doğru ben kırıtmam, hep sırıtırım.
E mutluyum.
Ne olacak şimdi?
Bugün kadınların sokağa az çıkmasını, çıkarlarsa kırıtmamalarını söyleyen beyler, yarın öbür gün sırıtanlara da kafayı takarsa ne olacak?
Bence bu da Anayasa' ya girmeli J...
Madem Anayasa' ya giren çıkan belli değil, ha bir eksik ha bir fazla, farketmemeli.
'Kadınların kırıtarak ve/ya sırıtarak sokağa çıkma hakkı elinden alınamaz!' denmeli ve böylece bütün kadınlara, türbanlı ya da türbansız, sokağa çıkma garantisi verilmeli.
Yoksa bugün kırıtmayacağız, yarın belki sırıtamayacağız.
Sonuçta amaç belli, evden de çıkamayacağız...
Evimizde bir süs bebeği gibi 'barınacağız', evimizin hanımı olup sahibi olamayacağız.
Birinin mülkü olacağız ama, mülk sahibi olamayacağız.
E kendi aklına sahip değilsen, nasıl mülk edinesin zaten?
Saçı başı göstermemek, kırıtmamak derken yavaş yavaş sokağa çıkmak da günah sayılacak.
Peki o zaman ne yapacağız?
Ne işe yarayacak bu kadar uğraşıp sözde demokrasi ve sözde özgürlük adına Anayasa' dan izinle türbanla üniversiteye girildiğine?
Hadi elinde kapı gibi Anayasa var.
Ama sokağa çıkmanla ilgili de yeni bir Fetva ve sure var.
Üniversite mi eve gelecek o zaman?
Ben bu işi anlamadım.
Türban bahane şeriat şahane!
Böyle giderse en önce türbancılar terk edecek bu ülkeyi; bana öyle geliyor uzun vadede.
Özgürlük-Demokrasi-Laiklik tanımlarına kendini uydurmak yerine, tanımları kendine uydurursan, olacağı budur işte.
Dini politikaya alet edip üzerine, yanına, arkasına entel damgası basıp bir de bunu özgürlükler adına kanun yaptım dersen,
Ne senin ne de benim işime gelmeyecek şekilde kullanır kanunları her önüne gelen...
Yonca Tokbaş
'Kırsırıtık'
