Kronik Yorgunluk Sendromu

M

Misafir

Forum Okuru
Kronik Yorgunluk Sendromu
AIDS, son on yılda tıp camiasını alt üst etti. Önce eşçcinsel hastalığı olarak ilan edildi. Sonra herkes mahçup oldu. Kadın, erkek, çocuk, heteroseksüel tüm insanların risk altında olduğu belirlendi. Bulaşma yolları tespit edildi. Tedavide de epey yol katedildi. Ömür uzadı, üçlü tedavilerle önemli başarılar elde edildi. Hatta anne karnındaki bebek korunmaya başladı. Kronik Yorgunluk Sendromu ile AIDS, araştırmacılara göre birbirine çok benziyor. Hatta ikibinli yıllarda AIDS'in yerini alacağı bile söyleniyor. Sendrom hakkında bilinenler artıyor ancak sebebi tespit edilemedi. Kesin tedavisi de henüz yok, sadece ortaya çıkabilecek hastalıklar için tedbir alınıyor. Denenen ilaçlar hayli pahalı. Birçok fiziksel hastalık, Kronik Yorgunluk Sendromu'nun habercisi. Ancak anlaşılamıyor. İlk belirtileri de AIDS'e çok benziyor.


Kronik Yorgunluk Sendromu, kalp ritmini bozabiliyor.

Kronik yorgunluk sendromuna yakalanan insanlarda ciddi kalp anormalliklerine rastlanabiliyor. Bunun anlamı şu; kalp ritminde bozulmalar görülebiliyor, göğüs ağrılarıyla karşılaşılabiliyor. Ayrıca kalp kaslarında da iltihaplanmalara yol açabiliyor. Kalp ritmindeki bozukluklar, yüzde 50 oranında görülüyor. Hele egzersizden sonra aşırı yorgunluk ve kalp ritminde düzensizlik tespit ediliyor.


Sindirim sorunları da ortaya çıkıyor.

Karında şişkinlik, ishal, karın ağrısı, hazımsızlık gibi sindirim problemleri de kronik yorgunluk sendromuyla birlikte kendini gösteriyor. Bunun sebebinin histamin üretiminin fazlalığı olduğu düşünülüyor. Aşırı derecede histamin salgısı, mide asitlerinin salgısını da artırıyor. Bu durum kişinin aşırı zayıflamasına neden oluyor. Aşırı histamin üretimi, alerjileri de ortaya çıkarıyor. Sindirim sorunları, kronik yorgunluk sendromunun ilk belirtileri arasında sayılıyor.


Çabuk unutuyorlar.

Gazeteyi okuyorsunuz, tesadüfen yanınızdan geçen arkadaşınız, okuduğunuz son cümleyi soruyor ve cevap veremiyorsunuz. Kronik yorgunluk sendromunun en tipik belirtilerinden biri. ‘‘Beyinde dumanlanma'' olarak tabir edilen durum, okurken, düşünürken ortaya çıkan hafıza kayıplarını ifade ediyor. Çünkü zihinsel faaliyetlerde bozulmayla karşılaşılıyor.


İnsanın tenini tahrip ediyor.

Cilt, enfeksiyonlardan korunabilmek için vücudun en önemli kalkanı. Ciltteki herhangi bir sorun, mikropların kolayca vücuda girmesine neden oluyor. Özellikle Kronik Yorgunluk Sendromu'ndan mustarip çocuklarda cildin tahriş olması çok sık görülüyor. Örneğin devamlı dudaklarında uçukla karşılaşılıyor. Tümörler de ortaya çıkabiliyor. Tedavi edilmeye çalışılıyor ama cilt problemleri tekrarlıyor. Çünkü kronik yorgunluk sendromu nedeniyle bağışıklığın azalmış olabileceği düşünülmüyor ve kesin tedavi sağlanamıyor.


Yeni alerjiler ortaya çıkıyor.

Kişide aniden alerji ortaya çıkmasının yanısıra yeni alerjilerin görülmesine neden oluyor. Yine sebep, histaminin aşırı üretimi. Yeni alerjiler, yiyeceklere, ilaçlara, saç spreyi, parfüm gibi kimyasal maddelere karşı gelişebiliyor. Hatta araştırmalarda kişiler, parfümlerin hepsine değil, bazı markalara alerjileri olduğunu dile getirmişler.


Alkol içemiyorlar.

Kronik Yorgunluk Sendromu'nun alkolle arası hiç iyi değil. Kişinin alkole karşı toleransı azalıyor. Bu insanlara, alkol aldıklarında ne hissettikleri sorulmuş. İçki içtiklerinde kendilerini çok kötü hissetmedikleri ancak zehirlenmiş gibi bir duyguya kapıldıklarını söylemişler. Aslında içki içmek istiyorlar fakat içemiyorlar.


Hayatta herşeyi berbat edebilir.

Kronik Yorgunluk Sendromu'yla yaşayan insanlar değer verdikleri herşeyi kaybedebilirler. Çünkü yorgunlar, hafızaları zayıf, sindirim problemleri var. Örneğin uzun süre çalışmaları çok zor. İşlerini kaybetmeleri çok sık görülüyor. Dolayısıyla evlerini, otomobillerini, paraya çevirebilecekleri mallarını kaybediyorlar. Bununla kalsa iyi. İnsanlarla ilişkileri bozuluyor. Özellikle de sevgilileriyle, eşleriyle. Çoğunun evliliklerinin bitmesinin en önemli hatta tek sebebi, Kronik Yorgunluk Sendromu. Ancak yapılan çalışmalarda görülmüş ki, tüm kronik yorgunlar çalışamaz durumda değil. Bazılarının iş temposunda hiç değişiklik olmayabiliyor.


Kanser vakası çok fazla.

Bağışıklık sisteminin güçsüzleşmesinin en önemli göstergelerinden biri, kanser görülme sıklığının artması. Kronik Yorgunluk Sendromu vakalarıyla, diğer insanlar kıyaslanınca, ilk gruptaki insanların çok daha fazla kanserle yüzyüze olduğu belirlenmiş. Bu kesinlikle herkes kanser olacak anlamına gelmemeli ancak risk çok yüksek.


AIDS'e çok benziyor.

AIDS ve bu sendromun en önemli ortak noktası, bağışıklık sisteminin çökmüş olması. Her ikisi de ateş, yorgunluk, gece terlemeleri, sinir sistemindeki anormallikler ve sindirim sorunlarıyla başlıyor. Her iki hastada özellikle ilaçlara karşı alerji gelişiyor. Hatırlama güçlükleri, kafa karışıklıkları, ruh halinin aniden değişmesi, depresyon, göz hastalıkları ve okumada güçlükle karşılaşılıyor.


Dünyanın her yerinde görülüyor.

Kronik Yorgunluk Sendromu, sadece belli bir bölgede, ülkede, kıtada görülmüyor. Avusturalya'dan Japonya'ya, İngiltere'ye, Amerika'ya birçok ülkede araştırmalar devam ediyor. Avusturalya'da 114 bin kişilik bir grup taranmış ve üç bin kişide Kronik Yorgunluk Sendromu tespit edilmiş. Japonya'da, bu sendroma, ‘‘İnsanı yavaş yavaş öldüren sendrom'' adı veriliyor.


Sebebi bilinmiyor.

Kronik Yorgunluk Sendromu'yla ilgili birçok şey biliniyor ama sebebinin ne olduğu hala tespit edilemedi. Bilim insanları da bu konuyla ilgili tedbir almak isteyen sağlık bakanlıkları, hükümetler de sebebin bulunabilmesi çok para harcıyorlar fakat henüz bir bilgi yok.


Özel testleri yok

Kronik Yorgunluk Sendromu'na teşhis koyabilmek için özel bir test, ilaç veya tedavi bulunmuyor. Bağışıklık sisteminin fonksiyonlarının seviyesi ölçülüyor.

Sinir sistemi ise kan testleri, manyetik rezonans ve entelektüel kapasitenin ölçülmesini sağlayan testlerle değerlendiriliyor. Ve bunlar çok pahalı. Henüz sigorta şirketleri bu terapinin ücretini ödemiyor.


Belirtilere dikkat

Kronik Yorgunluk Sendromu'na yakalandığınızı düşünüyorsanız, belirtilerin hepsini başvurduğunuz uzmana söyleyin. Bu hastalıkla ilgilenen ayrı uzmanlık dallarından yardım isteyebilirsiniz. Eğer belirtiler geçmiyorsa, gerekli testlerin yapılmasını talep edin. Sendromun henüz tanınmadığını unutmayın. Yorgunluğunuzun dinlenerek geçeceğini düşünmeyin. Özellikle altı ayı geçen soğuk algınlığına benzer belirtiler, size Kronik Yorgunluk Sendromu'nu düşündürmeli.
 
Geri
Üst