kuran ayetleriyle münafıkların anlatımı...

gülgüzeli

Yeni Üye
Üye
kuran ayetleriyle münafıkların anlatımı...
Münafıkların Kur’an ve sünnette bildirilen, bazı ayırt edici vasıfları ve alametleri vardır. İman sahipleri o alametleri tanırlar. Birinci alametleri: Riyadır. Riya insanın başına gelecek en kötü hallerden biridir. İkinci alamet ise: Allah’ın emirlerine karşı tembel olmalarıdır. NAMAZA kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az hatıra getirirler (Nisa, 142), samimi olmak onlara çok ağır gelir.

  • Münafıklar iki sürü arasında kalmış kararsız koyun gibidirler. Bir o sürüye geçerler bir diğer sürüye. Hiç bir tarafta daimi kalmazlar. Sürekli iki taraf arasında dururlar, hep hangisinin daha güçlü ve ikballi olduğunu gözetlerler.
  • Onların arasında bocalayıp dururlar; ne onlara, ne de bunlara bağlanırlar, Allah’ın şaşırttığı kimseye artık asla bir çıkar yol bulamazsın.(Nisa,143)

- Münafıklar, Kur’an ve sünnete uyanları gözetlerler. Eğer Allah onlara bir fetih müyesser kılacak olsa biz sizinle beraberiz derler ve bu hususta bütün güçleriyle yeminler ederler. Şayet Müslümanların düşmanları galip gelecek olsa bu kez onların safına geçer Siz de biliyorsunuz ki biz sizinle öz kardeşleriz, yakın akrabayız derler. Onları tanımak mı istiyorsunuz? Kur’an-ı dinleyiniz. O size yeterli bilgi verecektir.

- Münafıklar sizi gözetleyip dururlar; eğer size Allah’tan bir zafer nasip olursa, sizinle beraber değil miydik? derler. Kâfirlerin zaferden bir nasipleri olursa bu sefer de onlara, sizi müminlerden korumadık mı? derler. Artık Allah kıyamet gününde aranızda hükmedecektir ve kâfirler için müminler aleyhine asla bir yol vermeyecektir. (Nisa, 141)

Bunların hepsi de birbirine benzerler
Kötülüğü işler ve tavsiye ederler, iyiliği yapmaz ve ondan men ederler. Allah yolunda mal harcamak hususunda cimri davranırlar. Allah defalarca onlara nimetlerini hatırlatmış, onlar ise O’nu anmaktan yüz çevirmiş ve O’nu unutmuşlardır; Münafık erkekler ve münafık kadınlar sizden değil, birbirlerindendir. Çünkü onlar kötülüğü emreder, iyilikten alıkoyarlar ve onlar ellerini sıkı tutarlar, Allah için harcamak hususunda cimrilik gösterirler. Onlar Allah’ı unuttular, Allah da onları unuttu. Çünkü münafıklar fasıkların ta kendileridir. (Tevbe, 67)

- Münafıkları vahyin açık manasını hakem tanımaya çağırsanız bunu kabul etmezler; Kur’an ve sünnetin hükmüne tabi olmaya davet etseniz bundan kaçarlar.

- Onların gerçek yüzlerini yakından görseniz, onunla ilahi yol arasında büyük bir mesafe bulursunuz; vahiyden korkunç bir sapma gösterdiğini müşahede edersiniz.

- Onlara, Allah’ın indirdiğine ve peygamberine gelin, onlara başvuralım, denildiği zaman münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün. (Nisa, 61)

- Elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince nasıl hemen sana gelirler de, biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmak istedik, diye Allah’a yemin ederler. (Nisa, 62) Şek ve şüphe zakkumu onların kalplerinde kök salmıştır; ondan kurtulamazlar; Onlar, Allah’ın kalplerindekini bildiği kimselerdir. Onlara aldırma, kendilerine öğüt ver ve onlara, kendileri hakkında tesirli söz söyle. (Nisa, 63)

- Allah (C.C.) Kur’an’ında mukaddes Zatına büyük yemin etmiştir. Basiret sahipleri bunun sebep ve muhtevasını bilirler. Onun için de kalpleri o hususta Allah’a olan tazim ve saygılarından dolayı son derece hassastır. Yüce Allah, dostlarını sakındırmak, münafıkların hallerini anlatıp uyarmak için şöyle diyor: Hayır, Rabbine and olsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiç bir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar. (Nisa, 65)

Hakta uyur, batılda ayaktadırlar
TATLI dilleri ve güzel konuşmalarından dolayı, yalan olmasına rağmen Allah’a yemin etmeleri sebebiyle sözleri daima beğenilir. Hak söz konusu olunca uyur, batıl, olduğunda ise dimdik ayakta dururlar. Yüce Allah Kur’an’da onların bu halini şöyle tasvir eder:

- İnsanların öyleleri vardır ki dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böyleleri söylediklerinin kalpten geldiğine Allah’ı şahit tutarlar. Hâlbuki onlar hasımların en yamanıdırlar. (Bakara, 204)

- Münafıkların kendi tabilerine salık verdikleri şeyler insanlar ve memleketlere felaket getirir. Halkı dünya ve ahirette kendi menfaatlerine olan şeylerden uzaklaştırmaya çalışırlar. Bir yandan, namaz, zikir, takva ve içtihat söz konusu olunca müminlerden ayrılmazlar.

- Öte yandan dönüp gittiler mi, yeryüzünde insanlar arasında bozgunculuk yapmak, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için koşarlar. Allah ise bozgunculuğu sevmez. (Bakara, 205)
Onların kalpleri mühürlenmiştir

ONLAR bildikleri halde inkâr ettiler; hakkı ayan beyan gördükten sonra ona gözlerini yumdular. Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar. (Münafıkun, 3)
- Münafıklar insanların en güzel yapılısı, en tatlı dillisi, en nazik konuşanı fakat en bozuk kalplisidirler. Onlar meyvesiz, yerinden koparılıp oradan geçenler çiğnemesin diye bir duvara yaslanmış olan kütükler gibidirler.

- Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kütüklerdir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sararlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin. Nasıl olup da döndürülüyorlar? (Münafıkun, 4)

Münafıklara karşı cihat et
MÜNAFIKLAR namazı ölü vaktine kadar tehir ederler. Sabah namazını güneş doğarken, ikindi namazını da güneş batarken kılarlar. Namazı karganın yemini gagaladığı gibi hızlıca kılarlar. Çünkü onlar kalpleriyle değil sadece bedenleriyle namaz kılarlar, peşindeki takipçilerin etkisiyle sağı solu kollayan bir tilkinin sağı solu kollaması gibi etrafı gözetirler.

- Cemaate katılmazlar. Namazlarını ya evlerinde yahut da dükkânlarında kılarlar. Biriyle hasımlaşsalar aşırı gider, biriyle antlaşma yapsalar bozar, bir haber verseler yalan söyler, söz verseler cayar ve kendilerine bir emanet bırakılsa ona hıyanet ederler. Yaratılana böyle, yaratana da bu tarzda muamele ederler. Onların bu vasıflarını Mutaffifin Suresinin başı ile Tarık Suresinin sonu açık-seçik anlatır. Onları Allah’tan daha doğru kim tavsif edebilir:

Ey Peygamber, kâfirlere ve münafıklara karşı cihat et, onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. O varılacak ne kötü bir varış yeridir. (Tevbe,73)
 
Geri
Üst