Kuran'ı Kerim'de Kadına Verilen Önem

PaSikA

Yeni Üye
Üye
Kuran'ı Kerim'de Kadına Verilen Önem
kuranı kerimde kadın hakları kuranı kerimde kadının yeri kadının önemi ile ilgili sözler kerimin önemi
Cahiliye toplumu olarak adlandırılabilecek Kuran ahlakının yaşanmadığı toplumlarda, kadın için ayrı, erkek için ayrı ahlak özellikleri belirlenmiştir. Erkeğin göstermesi gereken karakter ve ondan beklenen kişilik, kadınınkinden tümüyle farklıdır. Böyle toplumlardaki Kuran ahlakından habersiz yaşayan kadınlar da genellikle toplum tarafından kendilerine uygun görülen ve nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelen ortak bir kadın karakterini yaşamaktadırlar.

Kuran'da bildirilen ideal kadın karakteri ise bugün cahiliye toplumlarında yaygın olarak yaşanan kadın karakterinden çok farklıdır. Kuran'a göre kadın ve erkek aynı sorumluluklara sahiptir. Allah, Kuran'da "ideal bir Müslüman karakteri"nden bahsetmiştir. Bu karakterde erkeğin sorumlu tutulduğu tüm ahlak özelliklerinden aynı şekilde kadın da sorumludur. Bu ahlakı yaşayan Müslüman kadın son derece güçlü ve sağlam bir kişiliğe sahiptir. Günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde şiddete ve kötü muameleye maruz kalan, işsiz, bakıma muhtaç, yaşlılar evinde terk edilmiş çok sayıda kadın bulunmaktadır. Bu toplumsal sorunun gerçek çözümü Kuran ahlakının yaşanmasındadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta bulunmaktadır: Kuran ahlakı Allah'ın rızasını ve sevgisini kazanabilmek için yaşanmalıdır. Allah Kuran'ın pek çok ayeti ile kadını ve kadın haklarını koruma altına almış, cahiliye toplumlarında kadınlara yönelik olarak hakim olan yanlış bakış açısını ortadan kaldırmış, kadına toplum içerisinde saygın bir yer kazandırmıştır. Rabbimiz Kuran'da insanlara Kendi Katında üstünlük ölçüsünün cinsiyet değil, Allah korkusu, iman, güzel ahlak, ihlas ve takva olduğunu bildirmiştir.

İnsanlar Arasındaki Tek Üstünlük Ölçüsü Takvadır

Dünyanın pek çok ülkesinde, kimi insanlar için bir kimsenin derisinin renginin, konuştuğu dilin, hangi milletten olduğunun da büyük önem taşıdığını görürüz. Bu üstünlük ölçüleri çeşitli toplumlara göre değişiklik göstermekle birlikte genellikle aynı çerçeve içerisinde kalmaktadır. Kadınlar hakkında on yıllardır süregelen tartışmaların kökeninde de işte bu yanlış bakış açıları yer almaktadır. Örneğin bu gibi kişiler kadınları değerlendirirken yine yaşadıkları toplumun belirlediği ölçüleri esas almakta ve bunlara göre bir kanaate varmaktadırlar. Bu nedenle kimileri kadını ikinci sınıf insan olarak nitelendirmekte ve hayatını bu yanlış izlenimi doğrultusunda yönlendirmektedir.

Ancak Allah Kuran'da, insanlar arasındaki tek üstünlük ölçüsünün kişilerin takvaları olduğunu bildirmiştir. Allah ayette, "... Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, Ben'den korkup-sakının." (Bakara Suresi, 197) şeklinde buyurarak, insanlara elde edebilecekleri en hayırlı özelliğin takva olduğunu haber vermiştir. Dolayısıyla insanların hedeflemeleri gereken, mal mülk, şan şöhret gibi maddi değerler değil, kişiyi hem dünyada hem de Allah Katında asıl olarak değerli hale getirecek ve üstünlük kazandıracak olan 'takva' olmalıdır.

Allah'ın Kuran'da bildirdiği ayetlerden anlaşıldığı gibi, üstünlüğü kadın ya da erkek olmakta, fiziksel güçte ya da başka bir cahiliye kıstasında aramak büyük bir yanılgıdır. Tek üstünlük Allah'ın bize Kuran'da bildirdiği gibi imanın ve takvanın üstünlüğüdür.

İslam Ahlakında Kadın ve Erkek Eşittir

Kadının toplumdaki yeri konusunda, dünyanın hemen her ülkesinde asırlardan bu yana süregelen tartışmalar kuşkusuz her toplum için tanıdıktır. Kadının toplumdaki statüsü, aile hayatındaki önemi, çalışıp çalışamayacağı gibi birtakım sosyal konular yıllardır dünya gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Oysa bir Müslüman için, kadının toplumdaki yeri çok belirgindir ve gerçek İslam ahlakının benimsendiği bir toplumda böyle bir tartışmanın yaşanması mümkün değildir. Çünkü İslam'da kadın ile erkek eşittir.

Kadın ve erkek elbette ki fiziksel anlamda birbirlerinden farklı yapılara sahiptirler. Ancak kadının fiziksel olarak, erkeğe oranla daha güçsüz olması, onun toplum içerisinde erkekten daha az değer görmesi için bir sebep değildir.

İslam ahlakına göre, asıl önemli olan bir insanın kadın ya da erkek olması değil, kişinin Allah'a derin bir iman ve Allah korkusuyla bağlanmış olmasıdır. Allah'ın emir ve yasaklarına titizlikle uyması, Kuran ahlakını en güzel şekilde yaşamaya çalışmasıdır. Allah Katında asıl değer görecek olan kişinin bu özellikleri olacaktır. Allah Kuran'da kadın olsun erkek olsun iman eden bir kimsenin sahip olması gereken özellikleri açıklamıştır.

Kuran'da Kadın ve Erkeğe Hitap Aynıdır

Kuran ayetlerinin geneline bakıldığında, Allah'ın kadın ve erkeğe ortak bir hitap şekli kullandığı görülmektedir. Daha önce de detaylı olarak üzerinde durulduğu gibi, Allah Kuran'da bir kişinin genç, yaşlı, kadın ya da erkek olmasının değil, samimi bir kalple iman etmesinin önemli olduğunu bildirmektedir. Bu doğrultuda Allah Kuran ayetlerinde tüm hitapları kadına ve erkeğe birarada yapmakta ve her ikisinin de aynı sorumluluklara sahip olduklarını hatırlatmaktadır. Kuran'da bu şekilde pek çok ayet yer almaktadır. Allah Kuran'da, "Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir 'çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar' bile haksızlığa uğramayacaklardır." (Nisa Suresi, 124) ayetinde, samimi iman ettiği sürece, kişinin kadın ya da erkek olmasının hiçbir öneminin olmadığını bildirmiş, iman edenlerin hiçbir haksızlığa uğramaksızın, mutlaka Allah'ın rahmeti ve cenneti ile karşılık göreceğini haber vermiştir.

Allah, Kuran'da müminlere olduğu gibi, inkar edenler hakkında bilgi verirken de kadınlara ve erkeklere aynı şekilde hitap etmektedir. Allah, inkar eden kadınlar ile inkar eden erkeklerin, münafık kadınlar ile münafık erkeklerin ve müşrik kadınlar ile müşrik erkeklerin de ahiret gününde aynı şekilde karşılık göreceğini, cinsiyetlerinden dolayı farklı bir durum ile karşılık görmeyeceklerini haber vermektedir. Kuran'da bu şu şekilde bildirilmektedir: "Şundan ki: Allah, münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkekleri ve müşrik kadınları azablandıracak; mü'min erkeklerin ve mü'min kadınların tevbesini kabul edecektir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir." (Ahzab Suresi, 73)

İslam Ahlakında Anneye Verilen Değer

Allah Kuran'da hem kadına karşı gösterilmesi gereken özenli tavra, hem de bunun yanı sıra 'anneye' karşı gösterilecek olan güzel ahlakın önemine dikkat çekmiştir.
İnsanın anne ve babası, çocuklarının iyi bir eğitim alıp güzel bir ahlak kazanabilmesi, hem kendisine hem de çevresindeki insanlara fayda getirecek hayırlı bir insan olabilmesi için büyük çaba harcarlar. Yıllar boyu bu amaçla maddi manevi pek çok fedakarlık üstlenirler. İnsanın, kendisine verilen bu emeği takdir edebilmesi ve bu özverili ahlaka, saygı ve hürmetle karşılık vermesi gerekmektedir. Allah Kuran'da müminin bu sorumluluğunu şöyle bildirir:

"Biz insana, anne ve babasına (karşı) güzelliği (ilke edinmesini) tavsiye ettik..." (Ankebut Suresi, 8)

"De ki: "Gelin size Rabbiniz'in neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne-babaya iyilik edin, …" (Enam Suresi, 151)

Kuran'ın bir başka ayetinde ise Allah insana, anne babaya karşı güzellikle davranılmasını, büyüklenip böbürlenmekten kaçınılmasını şöyle bildirmektedir:

"Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın. Çünkü, Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez." (Nisa Suresi, 36)

Tüm bu ayetlerden anlaşılacağı gibi, Allah insanlara, anne babaya karşı daima hoşgörülü, anlayışlı, şefkatli ve saygılı bir tavır içerisinde olmalarını öğütlemektedir. Bunun yanı sıra Allah, annenin çocuğu dünyaya getirebilmek ve büyütebilmek için büyük zorluklara göğüs gerdiğini hatırlatarak, onun üzerindeki emeğine de dikkat çekmektedir: "Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. "Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Banadır." (Lokman Suresi, 14)

Bunun yanı sıra Allah, insanın anne ve babasının kendisine göstermiş olduğu özverileri unutmamasını, onlar muhtaç konuma geldiklerinde de, anne ve babaya karşı aynı güzel ahlak ile davranılmasını öğütlemektedir: "Rabbin, O'ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara: "Öf" bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara acıyarak alçakgönüllülük kanadını ger ve de ki: "Rabbim, onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse Sen de onları esirge." (İsra Suresi, 23-24)

İman eden her insan, Allah'ın bu lütfuna erişerek Rabbimiz'in yakınlığını, dostluğunu, sevgisini ve rızasını kazanabilmeyi gönülden ister. Ancak bunun için insanın, Allah'ın peygamberlerini lütuflandırdığı bu nimetleri kendisinden kesinlikle uzak görmemesi, Rabbimiz'in rahmetinin ve fazlının çok geniş olduğunu bilmesi gerekmektedir. Allah, insanların Kendisi'ne gönülden yönelerek talep ettikleri her türlü isteklerine karşılık vereceğini bildirmiştir. Bu nedenle kadın olsun erkek olsun, her insanın peygamberlerin bu üstün makamına ulaşabilmeyi hedeflemesi ve bunun için samimi bir çaba harcaması gerekmektedir.

Kuran'da, "Ama Bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte, onlar, ondan uzaklaştırılmışlardır." (Enbiya Suresi, 101) ayetinde, Rabbimiz'in Katından kendilerine güzellik geçen insanlardan bahsedilmiştir. Allah kadın ya da erkek ayrımı yapmadan insanın önüne, bu kimselerden olabilme fırsatını sunmuştur. İnsanın yapması gereken, Allah'a gönülden bir sevgiyle bağlanmak, O'nu herşeyin üstünde tutarak Rabbimiz'in razı olacağı bir yaşam sürmektir. Bu samimi imanı yaşayan her insan, Allah'ın dilemesiyle, Allah Katında en güzel karşılığı bulacaktır.
 
Geri
Üst