MahŞer...

gülgüzeli

Yeni Üye
Üye
MahŞer...
mahşerde ilahi adalet terazisi ilahi adalet terazisi
Yüce Allah buyuruyor:
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "O gün dünya, başka bir dünyaya dönüştürülecek ve gökler de (başka düzene dönüşecek)." (İbrahim, 48)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Yerlerin ve göklerin yeni düzenlenmesinde, dünya ile güneş birbirine çok yakın olacak ve güneş sürekli mahşer yerinin bulunduğu bölge üzerinde bulunacak.[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Mahşer günü zorlu bir gün olacak!
Yüce Allah buyuruyor:
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "Sûr'a üfürüldüğü zaman, işte o gün çok zorlu bir gün olacak, (özellikle) kâfirlere hiç de kolay olmayacak." (Müddessir, 8-9-10)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Hazret-i İsrâfil tekrar Sûr'a üfürdüğünde çok zorlu bir günün, yeni bir âlemin başlangıcı olacak ve:[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "O gün zâlim (günahkâr) ellerini ısırarak, ah! Keşke peygamberle birlikte bir yol izleseydim diyecek." (Furkân, 27)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Kabirlerinden fırlayan günahkârlar, korkunç günün dehşetinden çıldırır gibi olacak ve pişmanlığından ellerini çıtır çıtır yiyecek.
Ve yüce Allah buyuruyor:
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "O gün (bütün canlılar) direnişsiz davetçiye (Hazret-i İsrâfil'e) tâbi olacak ve Rahman için (azametinden) sesleri kısılacak da, ancak bir hışıltı duyacaksın." (Tâhâ, 108)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Hazret-i İsrâfil tekrar Sûr'a üfürüp de, yüce Allah'ın emri ile bütün canlıları derhal mahşer yerine davet ettiğinde,
Yerdeki, göklerdeki ve diğer gezegenlerdeki bütün canlılar Hazret-i İsrâfil'in daveti ile mahşer yerine giderken,
Yüce Allah'ın azametinden, heybetinden ve o günün dehşetinden sesleri kısılacak ve yalnızca bir hışıltı duyulacak.
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] İnsanların mahşer yerinde toplanması!
Yüce Allah buyuruyor:
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "Sûr'a (tekrar) üfürüldü(ğünde) kabirlerinden fırlayanlar süratle Rab'lerine (mahşer yerine) doğru gidecekler." (Yâsin, 51)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Hazret-i İsrâfil Sûr'a üfürdüğünde, yerler, gökler tekrar sarsılacak ve kabirlerinden fırlayan insanlar, korku ve panik içinde mahşer yerine doğru giderken:[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "Eyvah bize! (Vay başımıza gelenlere!) Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı?" diyecekler. (Melekler onlara diyecek ki): "İşte bu Rahman (olan Allah)ın vaad ettiği (gündür) ve resullerin sözü gerçekleşti." (Yâsin, 52)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] İnsanlar mahşer yerinde toplanınca,
Yüce Allah şöyle buyuracak:
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "And olsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi, (bakın!) huzuruma (yine yapayalnız, çırılçıplak ve) teker teker geldiniz. Size verdiklerimizi (malları, mülkleri de) arkanızda (dünyada) bıraktınız." (En'âm, 94)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Yüce Allah mahşer yerinde, o korkunç günde insanlara, yani bizlere şöyle hitab edecek:
"Ey insanlar! Sizi ilk defa yarattığım gibi, huzuruma yine yapayalnız, çırılçıplak ve teker teker geldiniz. Mallarınızı mülklerinizi de dünyada bıraktınız.
Hani dünyaya doymayanlar, ihtirasla birbirine saldıranlar?
Nerede evleriniz, villalarınız, konforlu lüks eşyalarınız?
Nerede otolarınız, yatlarınız, özel uçaklarınız?
Paralarınız, altınlarınız, giysileriniz, dünyada kaldı, kefenleriniz mezarda çürüdü ve şimdi huzuruma yapayalnız ve çırılçıplak geldiniz!.."
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Cehennem mahşer yerine getirilecek..
Yüce Allah buyuruyor:
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "Ve o gün Cehennem getirildi(ğinde) insan (yaptıklarını) hatırlayacak ama, hatırlamanın ne yararı olacak." (Fecr, 23)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Mahşer yerine öncelikle yeryüzünde yaşayan canlılar yani insanlar, hayvanlar, cinler ve şeytanlar gelecek ve o gün gerçekten çok zor ve çok korkunç bir gün olacak.
Güneş tepeden cayır cayır yakarken, susuzluktan ağızları kuruyacak, dilleri sarkacak ve nefesleri kokacak.
Aşırı izdihamdan insanlar bunalacak, ezilecek, birbirini yakacak ve bedenlerinden sıcak terler fışkıracak.
Kahredici uzun bir bekleyişten sonra, korkunç patlamalarla, ateşini etrafa saça saça Cehennem geldiği an,
Korku doruğa çıkacak, anne kızından, kardeş kardeşten ve eşler birbirinden kaçacak ve insan,
Dünyada yaptığı günahlarını bir bir hatırlayıp çıldırasıya pişman olacak ama ne yararı olacak ki!...
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Melekler de mahşer yerine gelecek.
Yüce Allah buyuruyor:
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "Rabbin(in emri) ve melekler saf saf geldiği zaman." (Fecr, 22)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] İnsanlar günahlarını hatırlayıp, pişmanlıktan ve çaresizlikten kıvrım kıvrım kıvranırken,
Gökyüzünde bir patlama olacak ve ardından gök yarılıp, birinci kat gökteki melekler mahşer yerine gelecek.
Mahşer yerindeki insan, hayvan, cin ve şeytanların toplam sayısından 10 kat daha fazla olan bu melekler, mahşer yerinde bulunanları kuşatıp saf tutacak.
Sonra tekrar tekrar patlamalar olacak, her patlamada bir üst gökteki melekler gelip mahşerde saf tutacak ve meleklerin mahşer yerinde toplanmaları da tamamlanacak.
Yüce Allah buyuruyor:
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "O gün Rûh (Hazret-i Cebrâil) ve melekler saf saf ayakta duracak, ancak Rahman (olan Allah)'ın izin verdikleri konuşacak ve onlar da doğru söyleyecek." (Nebe, 38)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Mahşer yerinde kurtla kuzu, insanla cin ve şeytan ka-rışık şekilde bir arada bulunduğu halde, yüce Allah'ın heybetinden ve o günün dehşetinden sesler kısılacak, kalpler boğaza fırlayacak ve ancak yüce Allah'ın izin verdiği kişiler konuşacak, onlar da doğruyu söyleyecek.
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Amel defterlerinin dağıtılması!
Yüce Allah buyuruyor:
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "İşte (o gün) kitabı (amel defteri) sağ eline verilen kişi diyecek ki; alın, okuyun kitabımı." (Hâkka, 19)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Kahredici o korkunç bekleyişten sonra amel defterleri dağıtılacak ve mü'minlerin sağ eline verilecek.
Sınıfını iyi derece ile geçen çocukların sevinçlerinden koşuşup, karnelerini yakınlarına gösterdikleri gibi,
Amel defterini sağ eline alanlar da "Alın, bakın, okuyun benim kitabımı" diye yakınlarına gösterecek ve hayatının en mutlu anını yaşayacak.
Amel defteri sol eline verilenlere gelince!...
Yüce Allah buyuruyor:
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "Ama kitabı sol eline verilen de diyecek ki; Ah! Ne olurdu kitabım verilmese idi de, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim." (Hâkka, 25-26)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Amel defteri sol eline verilen günahkârlar,
Cehennem'e atılıp yanmanın dışında bir seçeneği kalmadığı zaman...
"Ah! Keşke amel defterim verilmeseydi. Günahlarımın hesabını bilmeseydim ve ah! Ne olurdu bugünlere ermeseydim" diye, çok ah, vah edecek.
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Mahşerde mizanın konması!
Yüce Allah buyuruyor:
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "Biz kıyâmet (mahşer) günü için adalet terazileri koyacağız ki, hiç kimseye zerrece zulüm (haksızlık) olunmayacak. (yaptıkları) Bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, onu getiririz (teraziye koyarız)." (Enbiyâ, 47)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Mahşer yerinde amel defterleri dağıtıldıktan sonra, sorgulama başlayacak ve sevapları, günahları tartacak (belirleyecek) bir mizan (manevî terazi) konacak.
Şeklini ve niteliğini bilemediğimiz bu mizanın (manevî terazinin) sağ kefesine sevaplar, sol kefesine günahlar konacak ve bu manevî terazi ilâhî adaletin göstergesi olduğundan o derece hassas olacak ki...
Bir hardal tanesi, bir çiçek tohumu ağırlığındaki sevap ve günahları çok hassas bir şekilde tarttığı gibi,
Güneşten, yıldızlardan daha büyük ve daha ağır sevap ve günahları da aynı hassasiyetle tartacak, gerçekten ilâhî adaletin göstergesi olacak ve hiç kimseye zerre kadar zulüm (haksızlık) edilmeyecek.
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Mahşerde sorgulamanın başlaması!
Sorgulanmak ve sevapları-günahları tartılmak üzere mizan başına davet edilenler,
Sanki yeni bir kıyamet kopmuş gibi, aşırı korku ve panik içinde mizanın başına gelecekler.
Sorgulamaları önce imandan, sonra beş vakit namazdan başlayacak. Namazla ilgili sorgulamaya ergenlik çağından başlanacak ve her günün beş vakit namazı teker teker sorgulanacak. Kıldığı namazların sevabı mizanın sağ kefesine ve kılmadığı namazların günahı da mizanın sol kefesine konacak.
Vaktinde kılınan ve Allah katında kabul olunan namazların sevapları tahmin edemeyeceğimiz derecede çok büyük boyutlarda olduğu gibi, kılınmayan namazların günahı da aynı boyutlarda olduğundan...
Beş vakit namazın, mizanın sevap-günah dengesi üzerinde çok büyük belirleyici etkinliği olacak ve beş vakit namazı kılmayanların işi, gerçekten çok ama çok zor olacak.
Sevgili peygamberimiz de ancak beş vakit namazı kılanlara şefaat edebilecek. Çünkü ümmetini abdest azalarının nurundan tanıyacak.
Beş vakit namazdan sonra, diğer ilâhî emirlerin ve ilâhî yasakların (haramların) her birinden teker teker en ince ayrıntılarına kadar sorgulanırken, azaları (organları) dile gelip konuşacak ve şahitlik yapacak.
Sonra sıra kul hakkına gelecek. Kul hakkı gerçekten çok zor olacak. Çünkü mazlumlar haklarını ancak sevap olarak alacak.
Eğer mazlumlar (hak sahipleri) çok olup da, haksızlık edenin (zalimin) sevapları yoksa ya da bunları karşılayabilecek kadar olmazsa, o zaman mazlumların günahından alınıp, haksızlık edene (zalime) yüklenecek.
Dünyada insanlara baskı, zulüm, işkence yapanlar, döven, söven, aşağılayan, hakaret edenler, emanete hıyanet edenler, aldığını geri vermeyenler, borcunu ödemeyenler ve insanların malını çalan, çırpan, zorla gasp edenler,
Yıllarca Cehennem'de yanacaklar, tabii ki orada çok pişman olacaklar.
Ve yüce Allah buyuruyor:
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "O gün vezin (günah-sevap tartılması) haktır. Şu halde kimin mizan (sevap)ları ağır gelirse, işte onlar felâha (Cehennem'den kurtulup, Cennet'e) kavuşanlardır." (Âraf, 8)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "Kimin de mizan (sevap)ları hafif (az) gelirse, işte onlar da âyetlerimize zulmetleri (isyan etmeleri) nedeni ile (Cehennem'de yanacaklarından) kendilerine yazık edenlerdir." (Âraf, 9)[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Hak sahipleri haklarını aldıktan sonra arta kalan sevapları mizanda ağır gelenler birbirlerini kutlayıp, coşku ve sabırsızlıkla Cennet'e girmeyi beklerken,
Hak sahipleri haklarını aldıktan sonra, arta kalan sevapları mizanda hafif (az) gelenler de, kahredici bir pişmanlıkla ve göz yaşları ile Cehennem'e atılmayı bekleyecekler!...
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Hayvanlara gelince!
Hayvanları yalnızca kısas için yani hem kendi aralarında birbirlerinden ve hem insanlardan haklarını almaları için diriltip, mahşer yerinde toplayan yüce Allah...
Haksızlığa uğrayan hayvanlara, haklarını kolaylıkla alabilecekleri ölçüde bir güç ve iri cüsse verecek, sonra onlara hakkınızı alın diye izin verecek.
Dünyada haksızlığa uğrayan hayvanlar, dişleri, tırnakları, pençeleri ve boynuzları ile hasımlarından haklarını alıp tatmin olunca,
Yüce Allah hayvanlara, "Kûni turâbâ" (toprak olun) diye emir verecek ve onlar da bir anda toprak oluverecekler. Hayvanların bir anda toprak olup kurtulduğunu gören,
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] "Kâfir, ah! Ne olurdu ben de toprak olsaydım diyecek." (Nebe, 40).[/FONT]
 
Geri
Üst