Makrobiyotik Diyet Nedir, Nasıl Yapılır?

TİTAN

*Melekler Mekanı*
Makrobiyotik Diyet Nedir, Nasıl Yapılır?
makrobiyotik diyet, makrobiyotik diyet nedir, makrobiyotik diyet hakkında



Sevgili melekler, 3 günlük 5 günlük diyetler kısa süreli sonuçlar verse de uzun vadede işinize yaramaz. Önemli olan kalıcı kilo vermektir. Bunun için hayat tarzınızı değiştirmeniz, beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirmeniz gerekir. İşte makrobiyotik diyet böyle bir diyet. Latince uzun yaşam anlamına gelen bir kelime kökünden türeyen “Makrobiyotik” diyeti ve fesefesi, George Ohsawa adlı Japon bir beslenme uzmanı tarafından geliştirildi. Fakat bu diyeti uygulamak çok zor olduğu için diğer beslenme uzmanları bu makrobiyotik felsefeyi ve diyeti biraz değiştirerek uygulanabilir hale getirdi.



makrobiyotik-diyet.jpg




Bu diyeti uygulamayı tercih eden kişiler dönemsel ve hızlı zayıflık arayışında olmayan, hayatının genelinde denge kurmak ve daha sağlıklı yaşamak isteyenler.

İşte makrobiyotik diyetin sağlık ve beslenme temelleri….

Makrobiyotik diyet nedir ve nasıl uygulanır?

Makrobiyotik diyet de diğer diyet türleri gibi az yağlı ve bol lifli bir beslenme tarzı öneriyor. Diyette kullanılan soya sosu, bu mucizevi besinin faydalarından da yararlanmanızı sağlıyor.

Kanser hastalarının tercihlerinden biri olan bu az yağlı ve bol lifli beslenme biçiminin sağladığı Fitoöstrojen, östrojen odaklı kanser tehlikesini düşürüyor.

Fitoöstrojenler, hormon olmayan ve patates, fasülye ve maydonoz gibi sebzelerden aldığımız östrojen hormonunu taklit eden bitkisel östrojenlerdir.

Makrobiyotik diyetle düzenli olarak tüketilen fiyoöstrojenler hem olası kanser riskini azaltmaya hem de menapoz ve mensturasyon öncesi dönemlerde kadınları rahatlatmaya yarıyor.

Makrobiyotik diyet felsefesi

Makrobiyotik diyet , yaşam şeklinizi düzenleyip daha sağlıklı alışkanlıklar kazanmanızı amaçlıyor.

Yiyecekleri daha çok çiğnemekten, daha fazla egzersiz yapmaya ya da doğada daha fazla vakit geçirmeye varan geniş bir yelpaze diyebiliriz. Fakat bu beslenme biçimi temelinde gıdaları iki gruba ayırır.

1. grup gıdalar Ying olarak adlandırılır. Uyarıcı olarak belirtilen bu gıdalar oldukça az ya da hiç tüketilmemelidir.

2. grup gıdalar ise Yang olarak adlandırılır ve güçlendirici gıdalar olarak görülür.

Birçok meyve ve sebze Ying grubu yasaklı gıdalar kategorisine dahildir ve bu nedenle diyet ciddi tepkilerle karşılaşmıştır.

Makrobiyotik diyetin bir diğer ciddi kısıtlaması ise işlenmiş gıda ve içeceklere yönelik.

Bu beslenme biçimi kahve dahil, hiçbir şekilde işlenmiş gıdalaraın tüketilmesine izin vermiyor.

Daha çok insanların kendi besinlerini yetiştirdiği ve oldukça az işlem görmüş yiyeceklerin tüketilmesine izin veriliyor.

Gün boyunca tüketilen gıdaların neredeyse yarısını tam tahıllı yiyecekler oluşturuyor. Kahverengi pirinç, yulaf , darı ve mısır tüketilmesi önerilen tahıllar arasında.

Beslenme şemasının 3′te 1′ini ise yöresel sebzeler ve meyveler oluşturuyor. Diyette fasülyeler, tofu , agar ve nori gibi bazı deniz yosunlarının tüketilmesine izin veriliyor.

Diyet sisteminde proteinler ise sebze ve meyvelerden daha az bir alan kaplıyor. Ayrıca meyve, fındık ve balık tüketmek de serbest fakat her yiyeceği mutlaka deniz tuzuyla pişirmelisiniz.

Et, yumurta ve süt ürünlerinin yanında tüm işlenmiş yiyecekler özellikle şeker ve alkol kısıtlı yiyecekler listesinin başında yer alıyor.

Pirinç şurubu bu diyette ana tatlandırıcı olarak kullanılıyor fakat yine oldukça az bir miktarda kullanılabiliyor.

Bal ve birçok tropikal meyvenin tüketilmesinden ise kesinlikle uzak durulmalı.

Uzak durulacak şeyler listesi tüm baharatlarla devam ediyor. Özellikle acı biberler Ying kategorisine girerek, domates, patlıcan , kuşkonmaz ve ıspanağın yanında yasaklı yiyecekler arasında yer alıyor.
 
Geri
Üst