Namus Ve Töre cinayetlerinde Kadınlar Daha Katı mı Davranıyor?

M

Misafir

Forum Okuru
Namus Ve Töre cinayetlerinde Kadınlar Daha Katı mı Davranıyor?
Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu'nun raporu, kadınların namus cinayetleri konusunda erkeklere göre daha ‘katı’ olduğunu gösterdi.


‘Kadın erkeğin rolünü temsil ediyor’

Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu'nun (BAAK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı rapor, kadının "namus veya töre" cinayetlerindeki yerine ilişkin farklı bir noktayı gündeme getirdi. Kadınların namus ve töre konusunda erkeklere göre çok daha katı davrandığı savunulan raporda, kadının namus cinayetlerini meşru görmesi, kadının eğitimsizliğine ve psikolojik olarak hemcinsinin "namusunu" sahiplenmesine bağlandı. Töre ve namus kavramlarının kadınlar tarafından yaşatıldığı hatta cinayetlerde kadınların onayının geçerli olduğu sonuçlarının ortaya çıktığı raporu değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Uğur Kömeçoğlu, rapordaki tespitlerin bir sosyal bilimci için hemen kabul edilebilecek bir gerçeklik olmadığını belirterek, şunları söyledi: "Kadınların 'iyi oldu namusumuz temizlendi' demelerinin ardında, nasıl olur da hemcinslerinin öldürülmesini bu kadar rahat kabullenirler sorusundan ziyade niye böyle dediklerine bakmamız gerekir. Kadınların ne dediğine değil niye böyle bir yanıt verdiklerine özellikle bakmak gerekir."

Namus, iffet, ahlak kültürüyle yetişen bir kadının erkeğin rolünü temsil ettiğini belirten Kömeçoğlu, "Kadının namus konusunda da erkekle aynı düşünmesi gerekiyor yoksa hayatından fedakarlık etmek durumunda kalmaktan korkuyor. Ailedeki varlığını sürdürebilmesi için toplumsal değerlerden ziyade ait olduğu grubun değerlerini, erkeğin değerlerini kabul etmek durumunda kalıyor. Namus için ölüm kararını kadının onaylamasının asıl nedeni onaylamadığı takdirde ait olduğu grup tarafından dışlanmaktır" diye konuştu.

"Aile meclisi"nin aldığı kararda kadının belirleyici olduğu yönündeki tespitlerin yanlışlığına dikkat çeken Kömeçoğlu, şöyle devam etti: “Kadında müthiş bir bilinç ve farkındalık var ve erkeği bu kararın alınmasında körüklüyor, destekliyor' deniyor. Benim bunu kabul etmem çok zor. Çünkü kırsaldaki kadın bu şekilde bir mantıkla hareket edemez. Ben bunu tamamıyla erkeğin kurduğu ilişki ağlarına, hakimiyetine bağlıyorum. Erkek 'sana sorulursa onaylıyorum de' de demiş olabilir. Bu erkeğin, kadının hangi partiye oy vermesi gerektiğine etki etmesi gibi bir durum."

"Töre cinayetleri"nin nedenleri arasında yer alan "şiddet alt kültürü"ne dikkat çeken Kömeçoğlu, "Şiddet alt kültürü, toplumun geneline hakim olan normlar, yasalar dışında, belirli bir grubun kendine ait normları, değerleri ve yasalarının olduğunu açıklar. Töre cinayetlerinde erkek, adaleti devletin değil, kendisinin sağlaması gerektiğini düşünerek hareket eder. 'Adaleti benim yerime devlet yerine getirirse bu yeterli bir adalet olmayacaktır. Ben kendim adaleti yerine getireceğim' diyor erkek ve yasaları kabul etmiyor" dedi. Göç olgusunun da "töre cinayetleri"nde belirleyici olduğunu vurgulayan Kömeçoğlu, "1950-60'larda göçe uğrayan kentler bir şekilde göç edenleri dönüştürebiliyordu. Kent observe edebiliyordu. Ancak, 90'lardan sonra senede 300 bin kişi göç etmeye başladı. Göç edenler akrabaları, komşuları, tanıdıkları ile beraber göç etmeye başladılar. Aynı bölgelere taşındıkları için ilişkileri de sıkıydı. Artık kentte dönüşüme uğramadan kendi içlerinde kırsalda geçerli olan kuralları uygulayabiliyorlardı. Türkiye çok cemaatçi bir topluluk olduğu için Türkiye'de Batı'daki gibi kente yalnız başına göç eden değil, 'zincirleme göç' dediğimiz şekilde bir göç var. Yani kente gelen her zaman ahbaplarını bulabiliyor. Bu yüzden de farklı bir yere geldiğini hissetmiyor" diye konuştu.
Babanın ailenin kontrolünü kaybetmeye başladığında tepkisinin artarak şiddete yöneldiğini ifade eden Kömeçoğlu, şunları aktardı: "Kadının namusu, ailenin namusunu temsil ediyor. Kadının 'namusu kirlendiğinde' ailenin de 'namusu kirlenmiş' sayılıyor. Erkeğin temsil ettiği değerleri şeref, erdem gibi değerleri erkek kadına yüklediği için kadının bunları iyi taşıyamadığını düşündüğünde kadını cezalandırıyor. Erkek kadına bir saldırı değil ailesine bir saldırı olarak görüyor bunu. Cinayeti de kafasında bu şekilde meşrulaştırabiliyor."

"Töre veya namus cinayetleri"nin önüne geçilmesi için var olan yapının değişmesi gerektiğini vurgulayan Kömeçoğlu, bu yapının değişmesi için yine yapısal bir değişime ihtiyaç olduğunu belirterek, yapısal değişimin daha çok eğitim, daha çok refah düzeyi ve yüksek yaşam standardı ile ekonomik üretim ilişkilerinin değişmesi ile mümkün olabileceğinin altını çizdi. Kömeçoğlu, "Bu ilişkilerin değişimi ile kadın farklı bir noktaya gelebilir. Yoksa bir insanın bireysel olarak değişmesi mümkün değil. Hem makro düzeyde hem de mikro düzeyde bir değişim bir yerde kesişir ise değişim kalıcı olur. Kadın kendi farkındalığını artırabilirse değişebilir. Kadının 'Bana ne oluyor, bu duruma nasıl geliyorum' diye kendini sorgulamaya başlaması gerekiyor. Bu farkındalık da sivil toplum kuruluşlarının bilinçli kadın örgütlerinin sorunun çözümünü içerden görerek bir şeyleri anlatmasıyla başlar. Çünkü anlatılmadığında kimse kendi durumunun farkına varamaz" diye ekledi.

Uçansürpürge Web Sayfasından Alıntıdır.
 
Cevap: Namus Ve Töre cinayetlerinde Kadınlar Daha Katı mı Davranıyor?

YA KIZLAR ŞİMDİ ACIKcası bız batıyasam tarzındakı kadınlara bılıyoruz neler dıyoruz ama..dogu yerlerde kalan tore dedıgımız olayları doğuran kadınlarıda sole ayırabılırz..evlenmeden ilişkıye gıryorlar..cahılıyet hamıle kalıyorlar..sonra karnı buyudukceanlasılıyor ve bı aılenın zoruna gıden bı durum ortaya çıkıyor..sonuc bulamıyorlar ve ölümle sonuclandıryorlar ve tore oluyor..haa öldurulme olayına karsıyım...sonuncunda bı orta yol bulunur..bız onlara anadolu kadını dıyoruz öldurulmesın dıyoruz ama..onlarda eslerını aldatıyorlar..hıc mı okumuyorsunuz gazetelerı 3.sayfa haberleri..ama kocasıyla gecınemeyıp eve donmek ısteyen kadınlarda cezalandırılıyorlar..BUNA ASIRI KARSIYIM ZATEN..kurunun yanında yasda yanıyor..cahıl dedıklerımız hamıle kalırken..cezasız gecınemeyenlerde yanıyor..yanlıs anlasıomasın toreye karsıyım..sadece içimdekı acıklamayı dısarı vurmak ıstedm..isteyen katılırsınız..ıster katılmassınız:D
 
Geri
Üst