N'ayır, n'olamaz'ın gerçek öyküsü

kaprisli

Yeni Üye
Üye
N'ayır, n'olamaz'ın gerçek öyküsü
N'ayır, n'olamaz'ın gerçek öyküsü
Meğer Abdurrahman Palay, ünlü aktörleri cezalandırmak için böyle konuşuyormuş!
TELEVİZYONDA bazı eski Türk filmlerini izlerken, Yeşilçam'la özdeşleşmiş bir "kült" ile karşılaşırız sık sık. Örneğin, yakışıklı genç, deli gibi sevdiği genç kızın bir pavyonda şarkıcılık yaptığını öğrenince bağırır: "N'ayır, n'olamaz!.." Sesli harflerin başındaki o gereksiz "N" harfini yaşamımıza sokan kişi, dublaj sanatçısı Abdurrahman Palay'dan başkası değildi. Kendisi de bir çok filminde, Abdurrahman Palay tarafından seslendirildiği için bir "N'ayır, n'olamaz" mağduru olan Cüneyt Arkın, bir TV programında, bu olayın, o dönemde kullanılan dublaj aletinden kaynaklandığını anlatmıştı. Ancak Abdurrahman Palay'ın 1978 tarihli bir dergiye yaptığı analiz bambaşkaydı ve bir çok ünlü aktörümüzü öfkelendirecek türdendi. Palay, kendisine sıkça sorulan bu olayın nedenini aynen şöyle anlatıyor: "Yeşilçam'da yıllarca kalitesiz filmler yapıldı. Bu kalitesiz filmlerden, kalitesiz oyuncular para kazandılar. Bunlara karşı bir mücadele vermek gerekiyordu. Ben de, 'Çorbada tuzum olsun' diyerek, bu kalitesiz sanatçılara sesimi verirken, özellikle n'ayır, n'olamaz diye konuştum. Bir anlamda onları küçük düşürmek için..." Palay, söyleşide "Sesinizi verdiğiniz bu kalitesiz sanatçılar kimlerdi?" sorusuna yanıt vermekten kaçınıyor ve "N'ayır, n'olamaz'lı filmlere bir bakmanız yeterli. 28 yıl içinde sesimi vermediğim jön kalmadı" diyor.


*sabah gazetesi yüksel aytuğ yazısı *
 
Geri
Üst