Öbür Taraf

M

Misafir

Forum Okuru
Öbür Taraf
Her şeyi bu tarafta elde etme isteğidir, bizi çileden çıkaran... Elden uçan bir rüzgâr, parmaklardan süzülen bir su, bakışlardan geçip giden bir ışık gibi fenâ ve fâni olan şeyler. Ele avuca sığmaz bu dünyanın, mutantan nimetleri. Kararında durmuyor. Çekip gidiyor. Esip geçiyor. Akıp yok oluyor.. Kararı yoktur. Zararı çoktur. Çizer geçer kalbi.. Ruhu yaralar, vicdanı hasta eder ve kaybolur...
Yanağa konan bir öpücük gibi.. Tatlı ama fâni... Bir daha. Bir daha mı? Ses yok, sedâ kesik.. Öbür taraf gelir secdeye baş koyanların gönlüne.. Kalbi rükû ritmiyle çarpanların özlerine. Ama ya böyle bir derdi olmayanlar: "Hepsini, hepsini isterim" diyenler. Birden elleri bomboş kalanlar. 'Öte taraf, öbür cihet' diye bir boyuttan anlamayanlar. Bilmelerine rağmen idrak edemeyen ve iman edemeyenler.. Şaka gibi gelir onlara beklemek düşüncesi.. "Sabret, bir gün hepsini elde edeceksin; erkekçe sabret" tavsiyeleri şaka gelir.. "Öte taraf da ne?" derler.. "Ne varsa bu dünyada var, gerisi hikâye!" derler.. Evet, hikâyelerin içlerinde bile hakikat çekirdekleri bulunduğunu idrak edemezler..

Öteler.... Elle dokunulamayan, gözle görülemeyen, hayâlle yakalanamayan bir menzil.. Böyle gözden ırak, hayâlden uzak olan menzile bel bağlamak.. Hele hele orada en büyük nimetleri tadacağını ummak, yiğitçe bir iman işi.. Polatça, zevk ü sefâya elinin tersiyle bir 'hayır' çekebilmek kuvveti ve iradesi..

Bir bakış, bir gülüş, bir edâ, bir sedâ ile iki büklüm olmamak kuvvet ve kudreti.. Boşuna dememiş Nebiler Nebisi, "Nefsini yenen en büyük pehlivandır" diye.. Bu, pazu gücüyle olacak bir iş değildir. Vücut kuvvetiyle elde edilecek bir zafer asla değil.. İçteki potansiyelle ve mâverâ ufkuna gözü ve gönlü çevirmekle ve sadece Mecnun gibi Leylâ terennümüyle bir ömür geçirmekle elde edilecek bir muvaffakiyettir.

Ruhu her gün aldığı yanlış gıdalar ile yağ bağlayan ve kımıldayacak hâli kalmayan kişiler, elbette :):):):)fizik diyetin ne olduğunu bilmezler. Bir oda ve orta yerde odanın tamamını dolduran bir yağ tulumu.. İşte onların ruhu ve kalbinin öz durumu.. Öte taraf demesi için, önce incelmesi ve bütün kirlerden temizlenmesi gereklidir o kalbin.. Önce odasının içinde elif gibi vücuduyla, istediği yeri tercihi istikametinde işleyebilme, görebilme ve temaşa edebilme elâstikiyeti kazanmalıdır ki, daha sonra dışa bakabilsin. "Öbür taraf" diyebilenler, önce madde sarayının içinde rahat hareket edebilenler ve o sarayın zincir ve prangalarından kurtulabilenlerdir. Bu zincirler aslında maddede yoktur, o sarayda mevcut değildir. Biz yanlış beslenme ile, diyetten uzak ruh gıdalanması ile kendimiz oluştururuz bu durumu. Yağ bezleri, cerahat, kan ve irinle kaplı bir vücut gibi, ruhun da zamanla kımıldayacak hâli kalmaz. Bütün menfezler tıkanmıştır o anda.. Artık 'öte taraf, öbür yön, :):):):)fizik cihet!' diyecek hâli kalmamıştır kalbin ve ruhun..

'Bu taraf, bu taraf' diye diye, her şeyi bu üç boyutlu âlemde bulmak arzusu ve bunun için çalışılması, elde ettiklerini hemen mideye ve nefse içirişi, insanı bir azman hâline getirmiştir. Doktor kontrolünden başka hiçbir şey; ciddi gayret ve cehdden başka hiçbir hamle ve aksiyon; şahsî kıpırdanma, davranma ve gerçeğe dönmekten başka hiçbir unsur bu kötü ve amansız durumdan onu kurtaramaz.. Bakışına ödem gibi oturan körlük, kulağına dolan sağırlık, bütün hücrelerini dolduran ve şişiren günah, onu bir gulyabânî hâline getirmiştir.

Ama o bunun farkında değildir. O kendini zinde ve mesut bir kalbe ve ruha sahip zanneder. Bilmez ki zindeliği, zillet çukuruna düşüş; saadet bildiği şey, gerçekten uzaklaşmaktan başka bir şey değildir.

Evet öbür taraf insanın, hakikata uyanmış insanın belki de en son, bıçak kemiğe dayandığında teslim olduğu bir tesellidir. Yoksa en küçük bir ızdırapta veya sabır gerektiren nefis cedelleşmesinden kaçarak 'öbür taraf' demez. İçine gömer acılarını, ızdıraplarını. Minik kavgalar ve küçük iç mücadeleleri onu dilgîr etmez. Belki son anda, canına tak ettiği zaman, öbür tarafa havale eder hâlini acılı insan. Izdıraplı muvahhit 'öte taraf' der; 'orada alırız ecrini' der ve teselli paratonerinin altına geçer; amansız şimşeklerden ve acımasız yıldırımlardan bu şekilde kurtulur...
spacer.gif
spacer.gif
 
Geri
Üst