Ölü Düşler Mezarlığı

suskun_gız

Yeni Üye
Üye
Ölü Düşler Mezarlığı
ölü düşler
6y5pm6nt61wx9uv7.jpg


Heybemde birikti sustuklarım nicedir..
Kelimelerimse vahşi bir hayvan kadar aç ve saldırgan.. Harf harf pençeleriyle içimde yaralar açmakta..
İç kanamalı koleksiyonlarım var yüreğimde suskunluğumdan kalan..
Ateşkes bozuldu, kalem kağıda saldırdı işte, beş para etmez şimdi binlerce “sus”..
can dökecek mürekkebim, katle fermandır bu, sükutum sus pus…

Dört mevsim hükümsüz, yokluğunla mevsimlerime gurbet düştü yar, hüznü çağırıyor baharlarım..
Yaprak yaprak hazan gazellenmiş yarınıma..
Gelinlik mevsimi geçmiş ömrün, kefen makamında badem çiçeklerim..
Herkese “ilk” olan, bana “son” oluyor nedense..
Sevdam, sen mi geç kaldın, ben mi erken geldim, erkenciliğimden mi yoksa “her” şeyime “hiç” kalmışlığım?..

Deltasını bulmuş gözlerinin renginde, göz yaşlarım.. Ela b-akışlarda yok(ol)uşlara öykünüyor..
Kırkikindilere benzemiyor bu yağmur, sanki kırk ömür yağmaya and içmiş sağanak sağanak..
Her dere, her ırmak, her nehir akar, yatağını bulur..
Yatağına muhtaçlanmış bir nehir şimdi omzunu arayan başım...
Sözüne sadık, bulsa son damlasına kadar ç-ağlayacak…

Gönüllüsüyüm her eceli gelmiş vuslatın teneşirine..
Her gidişin, karanlığına kendimi gömdüğüm bir mezar yalnızlığı kazıyor içimde..
Sevdam, gelişinle aldığım her nefesin bedeli bin ölümse, razıyım Habil’in kaderine bin kere…
Bir habil’e bin mezar kazmak düştü, kabil şaşkın haline..
Şimdi cenaze merasimleri yasaklanmış, toplu mezarlar kazılıyor ölü düşlere..
Parçalanmış cesetler birikmiş ayrılığın ayak izlerinde..

Biliyorum, gitmen gerek yine de.. öyleyse git, “me”sini dilimde infazladığım “git”leri yanına alarak..
ölü düşlerimin mezarlarına basmadan git, yoksa “kal”larım ayağına dolanacak..
Her gidiş bitiş değildir bilirim. .
Yeter ki yitme, yitirme aşkı, ben beklerim, dönüşünün umuduna günlerimi asarak…

ne olur dön sevdam..
yine gidecek olsan da dön…
dön ki, yokluğuna biraz sen bırak…
 
Geri
Üst