Ramazan ayı ve oruç

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Ramazan ayı ve oruç

“Ramaz” kelimesi lügatta, “Güneşin sıcaklığının şiddetle yakması, yakmak, kesinleştirmek” gibi anlamlara gelmektedir. Ramazan ayında da Müslümanlar oruç tutarak ibadet edeceklerinden dolayı, günahları adeta yanıp yok olacaktır. Oruç tutulan bu aya ramazan ayı denmesinin başlıca sebebi de budur. Yani ramazan ayı, günahların yandığı, affın çoğaldığı mübarek bir aydır.

Ramazan Ayı’nı çok önemli kılan diğer bir sebep de, Kuran-ı Kerim ayetlerinin, bu ay içindeki “Kadir Gecesi”nde gelmeye başlamasıdır. Bu durum, Kuran-ı Kerim’de şöyle bildirilmiştir :

Gerçek şu ki, Biz onu kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sana bildiren nedir? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve ruh, onda Rablerinin izniyle her bir iş için inerler. Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir (selamdır) o. (Kadir Suresi, 1-5)

Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir….(Bakara Suresi, 185)

Yüce Allah, Müslümanlara, Ramazan ayı boyunca oruç tutmalarını emretmiştir. Oruç, bu ayda her gün, güneşin doğuşundan batmasına kadar geçen süre içinde, yememek, içmemek ve cinsel ilişkiden sakınmak ile yapılan bir kulluk görevi olarak, İslam dininin en temel ibadetleri arasında yer almıştır :

…Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın….(Bakara Suresi, 187)

Yüce Allah, Kuran-ı Kerim’de, bazı özel durumlarda oruç ibadetine ara verilebileceğini bildirmiştir. Bunlar hasta olmak, yolculuk halinde olmak ya da dayanamayacak durumda olmaktır. Dayanamamak hariç, hastalık ve yolculuk durumlarının ortadan kalkması halinde ise, tutulmayan gün kadar oruç tutulması emredilmiştir.

Orucunun tamamını tutamayacak olanlar, buna karşılık olarak yoksul bir kişiyi doyuracaklardır. Ancak yoksul doyurma konusunda sayıyı arttırmak kişinin kendi lehinedir ve Allah’ın övdüğü bir ibadettir. Buna ek olarak Yüce Allah, oruç tutmak için elden gelen her imkanın zorlanmasını çünkü en hayırlı olanın oruç tutmak olduğunu da vurgulayarak bildirmiştir. Bu emirler Bakara Suresinin 184. ayetinde şöyle açıklanmaktadır :

(Oruç) Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız, -eğer bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır. (Bakara Suresi 184)

Yüce Allah oruç ibadetini, Kuran-ı Kerimden önce de, gönderdiği elçileri ve ilahi kitapları vasıtası ile bildirmiştir. Bu konu, Kuran’da şöyle geçmektedir :

Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız. (Bakara Suresi 183)

İbadet kelimesi “kul olmak-kulluk” anlamlarına gelmektedir. Buna göre oruç tutmak, kulluk görevidir, yani bir ibadettir. Bir insan oruç tutacağı zaman, en temel ihtiyacı olan yiyecek ve içecekten gün boyu uzak durur. Buna katlanır ve sabreder. Saygı dolu bir bekleyişte olur. Bunun sebebi Yüce Allah’ın orucu emretmiş olmasıdır. Dolayısıyla oruçlu kişi, sırf Allah rızası için, çok sevdiği ve ihtiyaç duyduğu yeme-içmeyi bırakır. Bu da Allah’a kulluğun delillerinden biridir. Böylece Yüce Allah, vaat ettiği ahiret hayatında, kulluk niyeti ile oruç tutmuş her kişiye, karşılığını fazlasıyla verecektir :

Şüphesiz, müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, gönülden (Allah'a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah'a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah'tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah'tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çokca hatırlayan erkekler ve (Allah'ı çokca) hatırlayan kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir karşılık hazırlamıştır. (Ahzap Suresi, 35)
 
Geri
Üst