"Şehit olacağım. Hakkını helal ediyor musun?"

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
"Şehit olacağım. Hakkını helal ediyor musun?"
oğluna hakkını helal etmeyen anne
Şırnak'ta oğlunun şehit oluşunu telefonda yaşayan anne Hatice Parpaloğlu, o anı şöyle anlattı: "Şehit olacağım. Hakkını helal ediyor musun?" diye sordu. "Ediyorum oğlum, dedim. Silah seslerini dinledik. 'Oğlum, saklan' diye bağırdım."



Şırnak'ta iki askerin şehit olduğu gece çatışması sırasında ailesini arayarak, "Arkadaşlarım öldü. Birazdan şehit olacağım. Hakkınızı helal edin" diyen ve bu sözleriyle tüm Türkiye'yi yasa boğan şehit er Oğuz Parpaloğlu'nun evinde bu bayram yas var.
Anne Hatice Parpaloğlu, oğlunun, çatışma sırasında arkadaşının telefonundan aradığını, "Şehit olacağım. Yaralıyım. Hakkını helal ediyor musun annem" diye sorduğunu anlatıyor. Gözü yaşlı anne, "Ediyorum oğlum, dedim. Birkaç dakika konuşabildik. Sonra takatı kalmadı. Silah sesleri geliyordu. Oğlumun sesi kesildi. Birkaç dakika silah seslerini dinledik. 'Oğlum, bir delik bul, saklan' diye bağırdım. Artık sesi gelmiyordu. Sonra telefon da kesildi" diyor.
Baba Vedat Parpaloğlu da, oğlunun kendi telefonu olmadığını, Avni adlı bir arkadaşının telefonundan ara sıra aradığını söyledi. Baba Parpaloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O gece de Avni'nin telefonundan aradı. Avni de (Bekaroğlu) yaralıymış. Onun da annesi ölmüştü askerdeyken. Çok dertli diye, ramazandan önce izinde Avni'yi bize getirmişti. İnşallah o çocuk iyidir."

"Sen dinlen anne"
Bunları anlatırken, çok değil, ramazanın ilk haftasını hatırlıyor anne Hatice Parpaloğlu hıçkırıklar içinde:
"15 gün izne geldi, bu sürede çorap atölyemizde çalıştı oğlum. 'Sen dinlen anne' dedi. Bir hafta beni dinlendirdi, bir hafta babasını. 15 gün sabah 5'te kalktı, dükkân açtı. Gelirken asker arkadaşı Avni'yi de getirmişti. İki gün kaldı Avni de. İkisini karşılıklı divanlara yatırdım. Ben de kıyamadım ayrılmaya. Yorgan serdim yere. Aynı odada yattım onlarla. Sohbet ede ede uyuduk."
Oğuz, ilk çocukları Hatice-Vedat Parpaloğlu çiftinin. Evlendiklerinden 9 ay sonra dünyaya gelmiş. Öyle mutlu olmuş ki baba Vedat Parpaloğlu, kışa kömür almak için ayrılan bütün parayı arkadaşlarıyla oğlunun doğumunu kutlamak için harcamış.

"Aslanlar gibi yaparım"
"O zaman gelir miydi oğlumuzun şehit olacağı aklımıza" diye anlatıyor Hatice Parpaloğlu:
"Hiç düşünmedik. Yakınlarımız, 'Komutanlarının adını versin, buraya bir yere aldıralım' dediler. Aradık Oğuz'u. Kabul etmedi. Yemin ederim kabul etmedi. 'Ben torpilli askerlik yapmam. Aslanlar gibi yaparım askerliğimi' dedi. Aslanlar gibi şehit oldu. Bizde asker bitmez. Daha çok evladımız var ailemizde asker olacak, şehit olacak. Kimse kalmasa biz kendimiz gideriz. Tek tek çarpışırız."

Telefon çalınca sevinmişlerdi

Zeytinburnu'nda bir yakınlarının evinde taziyeleri kabul eden Parpaloğlu Ailesi, perişan halde. Pazartesi gecesi çorap imalathanelerinde kalırlar. 22.00'ye doğru cep telefonu çalar. Numara tanıdıktır. Büyük bir sevinçle açarlar telefonu. Çatışmanın seslerini dinlemekten fazlası gelmez ellerinden.
Oğuz, kardeşleri Filiz ve Elif'le de çok yakınmış. Abisinin cenazesi başında gözyaşı döken 12 yaşındaki Elif de bir şeyler söylemek istiyor: "Abim bana hep 'Su getir, yemeğimi koy' derdi. Ben de 'Kalk, kendin al' diye kızardım. Ama yine kıyamaz getirirdim. Semra Hanım'ın oğluna şehit dediler. Ben şimdi üzülüyorum. Asıl şehit benim abim. Şimdi beni duysaydı, 'Seni çok seviyorum' diye bağırmak isterdim." Anne Hatice Parpaloğlu, "Ben artık Elif'i hem Elif, hem Oğuz diye seveceğim" diyor.


Hayali ev almaktı


Oğuz'un askere gidişinde bazı pürüzler çıkmış. Ortaokula kadar okumuş. Bir an evvel askerliği bitirip hayatını kurmak istemiş. Nüfus kütükleri Adapazarı'nda olduğundan defalarca gidip gelmesi gerekmiş. Annesine, "Anne ben gitmek istiyorum, bunlar beni askere almıyor" diye yakınmış. Ancak sonunda asker olmuş. İki ay kalmış askerliğinin bitmesine. Ve annesi şimdiden kız bakıyormuş oğluna. Babasının çorap imalathanesini de o işletecekmiş tezkereden sonra. Çok çalışacak ve ailesine bir ev satın alacakmış. Tek hayali buymuş.

Çatışmanın tanığı anlatıyor
'Oğuz'u kurtarmak için herkes koştu'

Şehit er Oğuz Parpaloğlu'nun ölmeden önce ailesiyle son kez görüştüğü telefonun sahibi yaralı er Avni Bekaroğlu da Şırnak Askeri Hastanesi'nde tedavi görüyor. Bekaroğlu, yaşananları şöyle anlattı:
"Telefon Oğuz'daydı. Arayan olursa bana getiriyordu. Ona çok güveniyordum. Saat 22.00 gibiydi. Mevzide duruyorduk. Alt taraftan dere yatağından el bombası attılar. Sonra çatışma başladı. İçlerinden birini vurduk. Biz o sırada yan yanaydık. Bomba beni aşağıya savurdu. O sırada Oğuz yaralanmış. Telefon üstünde olduğu için annesini babasını aramış. Komutanlar, herkes koştu Oğuz'u kurtarmak için. 'Oğuz nasıl?' dedim. Bana 'iyi' dediler. Hastaneye gelince söylediler öldüğünü. Diğer şehidimiz Ümit de o sırada mevzidekilere çay dağıtıyordu. Ben de ayağımdan yaralandım. Sonra baygınlık geçirmişim. İyiyim şimdi ama Oğuz'u unutamıyorum."
 
Geri
Üst