Şeytanla Adam

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Şeytanla Adam
Seytanla kabristanda karsilasan adam, seytani cok neseli bir halde
gorunce
seytana sordu:

-Bu ne hal?

-Altin devrimi yasiyorum diye cevap verdi seytan. Adam anlamazliktan
geldi
ve

-Ne demek istiyorsun? dedi. Seytan;

-Sen de pekala biliyorsun. Asirlarca ahir zaman dedim durdum.

Simdi artik mutluyum. O Asr-i Saadette nelercektigimi bir ben bilirim.
Hangi
sahabeyi gorsem dizlerimin takat'i kesilirdi. Hele Omer, onu gorunce
saklanacak delik arar, yolumu degistirirdim. Daha sonrada rahat yuzu
gordum
sayilmaz. Sahabeler gitti,
muctehitler geldi. Her asirda bir kutup, bir muceddit,nice alim nice
veli...
Bana rahat yuzu mu gosterdiler? Geylani gitti, Gazali geldi. Rabbani
gitti,
Mevlana geldi… Simdi gun benim, devran benim dedi. Adam sordu tekrar:

-Milyonlarca, milyarlarca insani nasil yoldan cikariyorsun? Bunu hangi
kuvvetle yapiyorsun?

Seytan bir kahkaha savurdu: Allah'in onlara verdigi kuvvetle!

-Nasil olur?

-Anlatayim dedi seytan: Insana takilan butun aletler, duygular, verilen
butun hisler, kuvvetler hep Allah'in ihsani. Ben o insana Allah'i
unutturuyorum. Icine vesvese atiyor, ne lazimsa yapiyorum. Oyunlar
tezgahliyor, tuzaklar kuruyorum. Sonunda bana uyarsa, Allah'in bu
ihsanlarini benim istedigim yonde kullaniyor. Iste butun mesele bu
kadar
basit.

-Demek sen Allah'i biliyorsun? diyerek hayretini belirtti adam. Seytan
aci
aci gulerek,

-Oyle laf diyorsun ki sasiyorum dedi.

-Hic bilinmeyen bir Zat'a isyan edilir mi? O'nu bilmeyen mi var? Ama
kimisi
Kur'an'i dinler emirlerine uyar. Kimisi de beni dinler, isyan yolunu
tutar.

Adam, seytana silahlarini sordu. Seytan:

-Bunlari ezberlemeye hafizan yetmez dedi. En cok kullandiklarim dunya
sevgisi, benlik davasi, sehvet, gazap, hirs, haset, riya. Herkesin
nabzina
gore serbet veririm. Birine aldanmazsa, digerini sunarim. Kendime
baglayincaya kadar pesini birakmam. Bunu basardim mi isim kolaylasir.
Artik
ben o kisinin ardina dusmem. O beni takip
eder.

Seytan onu bir kabre goturerek Bak dedi. Adam bakti. Topragin altini
da,
ustu gibi
seyredilebiliyordu. Seytan, su var ya dedi, bil bakalim, erkek mi kadin
mi?
Ne bileyim ben diye cevap verdi adam. Seytan vaktiyle dedi, su kemikler
bir
kadina, su ilerideki de bir delikanliya aitti. Ikisini de rahatlikla
parmagimda oynatiyordum. Bu kainati, ondaki harika hadiseleri, insanin
mukemmel yaratilisini, olumu hesap gununu
kisacasi, her hakikat'i unutturdum onlara. Sehvetten baska bir sey
dusunmez
oldular. Bir omur boyu hayvan gibi yasadilar. Simdi de azap cekiyorlar.

Mezarlikta biraz ilerlediler. Seytan bir baska kabri gosterdi:

-Bil bakayim, bu kemikler zengin kemigimi, fakir kemigimi?

-Kemiklerden bir sey anlasilmiyor dedi adam. Ama mezar tasindan bu
sahsin
vaktiyle zengin biri oldugu belli.

-Evet diye cevap verdi seytan. Ben bu adami servetiyle gururlandirdim.
Mal
sevgisi gonlunde o kadar yer etti ki, isin birini birakip digerine
kosuyor,
ruyalarinda bile parayla ugrasiyordu. Ona rahat yuzu gostermedim.
Gayr-i
mesru kazanclarin
pesinde kosturdum. Zalim oldu, hirsiz oldu, magrur oldu… Bunlar onu
mahvetmeye yetti. Simdi ilk hesabini veriyor. Su berideki de bir
fakirdi.
Onu da bunun malina haset ettirdim. Kalbine kin ve nefret tohumlari
serptim.
Bu kadarla da kalmadim, onu ruhî
bunalimlara ittim. Sonunda kaderi tenkide kadar goturdum. O da bir
baska
azap icinde. Iste bir tasla iki kus vurmak diye buna denir dedi. Sonra
kaybolup
gitti.

Not: Seytanla konusmak sebepler dairesi icinde mumkun degildir, burada
evliyalarin kalp gozleri acik oldugundan dolayi Allah'in izni ve
inayetiyle
seytanla konusabildigini dusunuyoruz. Zaten bu sekilde olmasa bile
buradaki
menkibelerde asil olan ders almak ve hayatimiza ceki duzen vermektir.
 
Geri
Üst