Tehlikeli Bir Düşünce...

meleklerin sultanı

Yeni Üye
Üye
Tehlikeli Bir Düşünce...
şökk geçti şökk geçti ne demek nedir ile ne demek
TEHLİKELİ BİR DÜŞÜNCE

Milli Eğitim Bakanlığı yeni bir düzenleme üzerinde çalışıyor. Her ne kadar proje de olsa, eğer bu hayata geçerse artık okullardan randıman beklemek mümkün olamayacak. Bununla ilgili haberi ilk defa izleyince şoke oldum. Tamam dedim artık başarı beklemek hayal olacak. Ne demek beş zayıfı olan sınıf geçecek?
Bununla ilgili olarak Talim ve Terbiye Kurulu Eski Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretim kurumlarında ders geçme sistemiyle ilgili yapmayı düşündüğü değişikliği “tehlikeli” olarak değerlendirdi.
Eskiden okullarda disiplin yönetmeliği, sınıf geçme ve sınav yönetmeli sebebiyle öğrenciler ister istemez çalışmak, başarılı olmak için çaba sarf ederdi. Dolayısıyla disiplin yönetmeliği yüzünden de disiplin içinde, efendilikle derslerine çalışır, hayata atılmanın yollarını arardı.
Okullardan, eğitimden; disiplini, sınıfta kalmayı kaldırırsanız, ortada; saygı, sevgi, hürmet, ders çalışma, sınıf geçmek için gayret etme… durumlarını göremezsiniz. Artık öğrenci ödev yapmak için kütüphanelere gitmez, nasıl olsa internette hazır ödevler var, oradan indirir öğretmene verir ve notunu alır. Öyle; gidecek, araştıracak, yazacak, inceleyecek, ter dökecek, vaktini ayıracak…bunlarla uğraşmak yerine; sokaklarda fink atmak, başkasının yaptığı ödevi kopya etmekle işi bitirir olur biter!
Bizim öğrencilik yıllarımızda; değil iki dersten sınıf geçmek, bir dersten kırık notun olunca bütünlemeye kalınırdı- bütünlemenin adı da ikmal idi- . Her dersten hem yazılı, hem de sözlü imtihana tabi tutulurduk. İlkokul, orta okul ve lise bitirme imtihanları vardı. Hem de her dersten imtihan olurduk. Ama muazzam bir başarı vardı. Evet, sıkıştırılıyorduk, derslerle başımızı ağrıtıyorduk, ama iyi de oluyordu. Mezun olurken, bilerek mezun oluyorduk.
Disiplin de zirvedeydi. Bir öğretmene karşı gelmek, onu dinlememek, imtihanlarda kopya çekmek, arkadaşlarla kavga etmek, dalaşmak, okulun düzenini bozmak… mümkün değildi. Ya okuyacaksın, ya da çekip gideceksin… başka seçenek yoktu. Ama o dönemde okuyanlar, bu kurala uyanlar başardı.
Şimdi bir çok kırık notu da olsa sınıf geçeceksin demek, hiç çalışmana gerek yok. Başkaları çalışsın, sen gez, toz, gününü gün et…. öyle icatmış buluşmuş, çalışmak için kafa yormakmış… seni ilgilendirmez! Sadece okula mı gidiyorsun? Tamam kaydını yaptır. Devam etmene de gerek yok. Nasıl olsa disiplin yönetmeliği de esnek, hatta yok gibi. Okula uyuşturucu mu getireceksin? Serbest. Yaralayıcı, öldürücü aletle okula mı gideceksin? Tabii, ne zaman istersen gelebilir, gidebilir ve istediğini yapabilirsin!
ÖSS sınavlarında; “şu kadar öğrenci sıfır çekti” demeye hakkımız var mı? “Türkiye’de beyin göçü oluyor, yabancılar başarılı öğrencileri kapıyor” demek için bir hak iddia edebilir miyiz? “Neden ülkemde; yeniliklere imza atan, ileri görüşlü insanlar çıkmıyor?” diye hayıflana bilir miyiz?
Çok okul açmak, her ili üniversiteyle doldurmak önemli değil. Önemli olan kaliteyi yükseltmek. Sayısal çoğunluktan ziyade kaliteli insanlara ağırlık vermek gerektir.
alıntı
 
Cevap: Tehlikeli Bir Düşünce...

Biz okulda 6 zayıflı öğrenciyi geçirdik. Bakanlıktan genelge geldi, sınıfta bırakmak en son tercih edilmesi gereken şeydir diye... Çalışan da geçti, çalışmayan da. İlk öğretmenlik yıllarımda ilköğretim 8. sınıfta bir dersteyim. Dersi hiç ama hiç dinlemeyen bir öğrenci vardı. Konuşmak istedim, iletişim kurmak ve öğrenciyi derse kazandırmak istedim. Uzun uzun da konuştum. Öğrencimin bana verdiği cevabı asla unutamıyorum. "Öğretmenim, ben üç yıldır İngilizce'den hiç 45 bile almadım. Ama sınıfta da hiç kalmadım. Çalışmama gerek yok ki" dedi bana öğrencim. (45'in altı 1'e tekabül ediyor yani öğrenci tek bir sınavından bile 2 almadan dersten geçiyor)

Bu bizim karnesine 1 düşen öğrenciler için seminer dönemlerinde yaptığımız bir toplantı var. Buna ŞÖKK diyoruz. Şube Öğretmenler Kurulu Kararı. İşte çocuklar bu kurulun kararıyla geçiyorlar. Karnesinde 6 tane 1 var öğrencinin. Karnenin altında "Geçti" diyor, "Ş.Ö.K.K ile geçti"...

Disiplin kurulları işlemiyor çünkü caydırıcılığı yok, okulun ağırlığı kalmadı çünkü dersaneler daha değerli görülüyor, çocukların çalışmaya niyeti yok çünkü çalışmayan da rahatlıkla sınıf geçiyor, çocuklara sert bile çıkamıyorsunuz çünkü çocuğunun hatalarını ve eksikliklerni asla kabul etmeyen veli sizi her an şikayete hazır.

Öğretmenlerin kötü kaderidir, öğrenci 5 alırsa kendi alır ama 1 aldığında öğretmen vermiştir... Öyle çok şey var ki söylenebilecek.

Eğitim sistemimizin sonu hayır olsun. Bizlerin de sonu hayır olsun. Bu gidişat hiç iyi değil...
 
Cevap: Tehlikeli Bir Düşünce...

Benim küçük oğlumun öğretmeni çok iyiydi şanslıydık sistem değiştiği zaman bize dediki ben şu anda suç işliyorum eski sistemden okutuyorum çünkü çocukları yeni sistem orta halliyi fakiri anadolu çocuğunun okumasına izin vermeyen bir sistem çünkü neden benim çocuklarım okumasın anadoludaki çocuklar okumasın derdi ondan ve onun gibi bütün öğretmenlerden ALLAH razı olsun doğru söylemişsin bilge eğitim sisteminin nereye gittiğini bende bilmiyorum ama iyi bir yere olmadığı açık ALLAH öğretmenlerede öğrencilerede yardım etsin çünkü başka yardımcıları yok...
 
Geri
Üst