Uzman SühaN
Administrator
Tüp bebekte kalitesiz yumurtaya çözüm varmı?
kötü evr nedir,kötü yumurta nedir,kalitesiz yumurta nedir,yumurtlama bozuklukları,yumurtlama sorunları,sağlıksız yumurtanın nedenleri,kalitesiz yumurta hakkında bilgiler
Kadınlar belli bir yumurta sayısı ile doğarlar ve vücutlarında yeni yumurta yapımı gerçekleşmez. Yumurtalık içindeki yumurtaların sayısının ilerleyen yaşla beraber azalması normal bir fizyolojik süreçtir. Çocuk sahibi olmuş kadınlarda dahi gebe kalma şansı yaş ilerledikçe azalır. 40-44 yaşından itibaren gebe kalma şansı %5′lere kadar inebilmektedir.
Tüp bebek tedavilerine katılmak isteyen kadının 44 yaş üzeri olması genelde tercih edilmez. Yumurta sayısı azalması ve dolayısıyla üreme fonksyonlarının kaybı menopoz ile aynı anlama gelmemektedir. Üreme ve hormon salgılama fonksiyoları kadınlarda 37 yaşından itibaren ayrışmaya başlar. Üreme kabiliyeti bu yaştan itibaren hızlı bir düşüşe geçerken, hormon salgılama işlevi menopoz dönemine kadar devam eder. Dolayısıyla adetin devam etmesi ancak gebe kalamama sorunsalının cevabı bu fizyolojik değişiklikte yatmaktadır.
Anne adayı, kendi annesinin menopoz yaşı kaç ise, aşağı yukarı o yaşlarda menopoz olmaktadır. Dolayısıyla ailesinde erken menopozun sözkonusu olduğu kadınlarda yumurtalık kapasitesi yani üreme yeteneği erken bitmektedir. Normal olarak menopoz yaşından yaklaşık on yıl kadar öncesinden gebe kalmada zorluklar başlamaktadır. Misalen 50 yaşında menopoza girmesi ihtimal olan bir kadın, 40 yaşından itibaren gebe kalmakta sıkıntı çekmeye başlayabilmektedir.
Ailesinde erken menopoz olan kadınlar ve geçirilmiş yumurtalık cerrahisi olan kadınlar dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Adetin 2 veya 3. gününde yapılan hormon testleri (FSH, LH, Estradiol) ile yumurtalık kapasitesi hakkında bilgi edinmek mümkündür. FSH hormonu yumurtalık kapasitesinin bir göstergesidir. 10′ dan fazla olma durumunda kapasitenin azalmış olduğunu göstermektedir. Daha sonraki ölçümlerde düşük çıksa bile yumurtalık yüksek olan değere göre davranır. FSH’nın düşük olmasına rağmen estradiolun 65′ten fazla olması da yine düşük yumurtalık kapasitesine işaret eder.
yumurtalık
Yaş ve genetik etkilerden başka yumurtalık kapasitesinin azalmasına neden olan başka nedenlerde vardır:
Geçirilmiş Yumurtalık Cerrahileri: Yumurtalığın tamamen alınması veya içinden kist alınması yumurta sayısını azaltacağından kapasitesi azalacaktır. Halk arasında çikolata kisti diye tabir edilen kistlerinin alınması o taraftaki yumurtalık kapasitesini azaltabilir. Bu tür cerrahilerin tecrübeleri doktorlar tarafından ve normal dokulara maksimum itina ile yapılması gerekir.
Geçmişte Uygulanan Radyoterapi ve Kemoterapiler: Özellikle gençlik çağı kanser hastalıkları günümüzde tedavi edilebilir haldedir. Kanser hastalığını yenmiş kişilerde kullanılan ilaçlar, maruz kalınan radyosyan nedeniyle üreme ile ilgili sorunlar daha sık görülmektedir.
Aşırı Sigara Kullanımı: Günde 10’dan fazla sigara içiminde over rezervi azalmaktdır.
Yumurtalığın üreme kabiliyetinin azalması kadınlarda şu belirtilerle anlaşılır:
Adet Kanama Düzensizliği: Adet kanama günleri birbirine yaklaşır. Normalde 28–30 günde bir adet gören kadınlarda adet, 21-27 günde bir olmaya başlayabilir. Bu sayı bazılarında 15 gün aralıklarda bile olabilir. Bu kanamanın miktarını etkilemez. Bazı durumlarda ise yumurtlamanın olmaması veya gecikmesi sonucunda adet kanamaları da gecikebilir.
Normal Yollara veya Tedaviyle Oluşan Gebeliklerin Düşük İle Sonlaması: Kendiğinden veya yardımcı üreme tedavileriyle oluşan hamileliklerde düşük olma olasılığı artar. Bunun sebebi çoğunlukla ilerleyen yaşla veya yumurtalık sayılarının azalması sonucunda kalan yumurtaların genetik olarak anormal olmasından kaynaklar. Normal olmayan yumurtanın döllenmesi neticesinde oluşacak embriyo da normal olmayacağında rahimde tutunamaz. Ya da tutunur ancak erken dönemde düşük ile sonlanır.
Devam eden hamileliklerde ise down sendromu yani kromozom anormalliği oluşacak bebekler dünya’ya getirme olasılığı artar. Sayılan tüm durumlar sonucunda, bu gibi durumlarda tüp bebek tedavisine geçiş hızlı bir şekilde planlanması daha faydalı olacaktır. Tüp bebek tedavilerinde azalmış over rezervi halinde, azalmanın miktarına göre başarı oranı da düşmektedir.
Kadınlar belli bir yumurta sayısı ile doğarlar ve vücutlarında yeni yumurta yapımı gerçekleşmez. Yumurtalık içindeki yumurtaların sayısının ilerleyen yaşla beraber azalması normal bir fizyolojik süreçtir. Çocuk sahibi olmuş kadınlarda dahi gebe kalma şansı yaş ilerledikçe azalır. 40-44 yaşından itibaren gebe kalma şansı %5′lere kadar inebilmektedir.
Tüp bebek tedavilerine katılmak isteyen kadının 44 yaş üzeri olması genelde tercih edilmez. Yumurta sayısı azalması ve dolayısıyla üreme fonksyonlarının kaybı menopoz ile aynı anlama gelmemektedir. Üreme ve hormon salgılama fonksiyoları kadınlarda 37 yaşından itibaren ayrışmaya başlar. Üreme kabiliyeti bu yaştan itibaren hızlı bir düşüşe geçerken, hormon salgılama işlevi menopoz dönemine kadar devam eder. Dolayısıyla adetin devam etmesi ancak gebe kalamama sorunsalının cevabı bu fizyolojik değişiklikte yatmaktadır.
Anne adayı, kendi annesinin menopoz yaşı kaç ise, aşağı yukarı o yaşlarda menopoz olmaktadır. Dolayısıyla ailesinde erken menopozun sözkonusu olduğu kadınlarda yumurtalık kapasitesi yani üreme yeteneği erken bitmektedir. Normal olarak menopoz yaşından yaklaşık on yıl kadar öncesinden gebe kalmada zorluklar başlamaktadır. Misalen 50 yaşında menopoza girmesi ihtimal olan bir kadın, 40 yaşından itibaren gebe kalmakta sıkıntı çekmeye başlayabilmektedir.
Ailesinde erken menopoz olan kadınlar ve geçirilmiş yumurtalık cerrahisi olan kadınlar dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Adetin 2 veya 3. gününde yapılan hormon testleri (FSH, LH, Estradiol) ile yumurtalık kapasitesi hakkında bilgi edinmek mümkündür. FSH hormonu yumurtalık kapasitesinin bir göstergesidir. 10′ dan fazla olma durumunda kapasitenin azalmış olduğunu göstermektedir. Daha sonraki ölçümlerde düşük çıksa bile yumurtalık yüksek olan değere göre davranır. FSH’nın düşük olmasına rağmen estradiolun 65′ten fazla olması da yine düşük yumurtalık kapasitesine işaret eder.
yumurtalık
Yaş ve genetik etkilerden başka yumurtalık kapasitesinin azalmasına neden olan başka nedenlerde vardır:
Geçirilmiş Yumurtalık Cerrahileri: Yumurtalığın tamamen alınması veya içinden kist alınması yumurta sayısını azaltacağından kapasitesi azalacaktır. Halk arasında çikolata kisti diye tabir edilen kistlerinin alınması o taraftaki yumurtalık kapasitesini azaltabilir. Bu tür cerrahilerin tecrübeleri doktorlar tarafından ve normal dokulara maksimum itina ile yapılması gerekir.
Geçmişte Uygulanan Radyoterapi ve Kemoterapiler: Özellikle gençlik çağı kanser hastalıkları günümüzde tedavi edilebilir haldedir. Kanser hastalığını yenmiş kişilerde kullanılan ilaçlar, maruz kalınan radyosyan nedeniyle üreme ile ilgili sorunlar daha sık görülmektedir.
Aşırı Sigara Kullanımı: Günde 10’dan fazla sigara içiminde over rezervi azalmaktdır.
Yumurtalığın üreme kabiliyetinin azalması kadınlarda şu belirtilerle anlaşılır:
Adet Kanama Düzensizliği: Adet kanama günleri birbirine yaklaşır. Normalde 28–30 günde bir adet gören kadınlarda adet, 21-27 günde bir olmaya başlayabilir. Bu sayı bazılarında 15 gün aralıklarda bile olabilir. Bu kanamanın miktarını etkilemez. Bazı durumlarda ise yumurtlamanın olmaması veya gecikmesi sonucunda adet kanamaları da gecikebilir.
Normal Yollara veya Tedaviyle Oluşan Gebeliklerin Düşük İle Sonlaması: Kendiğinden veya yardımcı üreme tedavileriyle oluşan hamileliklerde düşük olma olasılığı artar. Bunun sebebi çoğunlukla ilerleyen yaşla veya yumurtalık sayılarının azalması sonucunda kalan yumurtaların genetik olarak anormal olmasından kaynaklar. Normal olmayan yumurtanın döllenmesi neticesinde oluşacak embriyo da normal olmayacağında rahimde tutunamaz. Ya da tutunur ancak erken dönemde düşük ile sonlanır.
Devam eden hamileliklerde ise down sendromu yani kromozom anormalliği oluşacak bebekler dünya’ya getirme olasılığı artar. Sayılan tüm durumlar sonucunda, bu gibi durumlarda tüp bebek tedavisine geçiş hızlı bir şekilde planlanması daha faydalı olacaktır. Tüp bebek tedavilerinde azalmış over rezervi halinde, azalmanın miktarına göre başarı oranı da düşmektedir.
